Kişi ne kadar günah işlerse işlesin içerisinde zerre kadar dahi iman varsa, son nefesini verene kadar tövbe edebilir. Peygamberler bile her ne kadar bir anlık gaflete düşüp günah işleyip sonra tövbe ettilerse biz aciz insanoğlunun hataya düşmemesi neredeyse imkansızdır.
Öyle ki Peygamberimiz (SAV), bu durumla ilgili hadis-i şerifinde şöyle buyuruyor: “Eğer siz günah işlemeseydiniz, Allah sizi helak eder ve yerinize, günah işleyip, peşinden tövbe eden kullar yaratırdı.” (Müslim, Tevbe, 9, 10)
'El-Afüvv' (bağışlayan, affeden) manasındaki isminde olduğu gibi Yüce Allah (c.c)'un sonsuz bir merhameti bulunmaktadır.
Ecel vakti gelip çatmadan günahlarımıza pişmanlık duyup bir an önce istiğfarlara başlanmalıdır.
İstiğfarlar arasında en faziletlisinin Seyyidül İstiğfar olduğunu buyuran Efendimiz (SAV), “Her kim, bu Seyyidü’l istiğfârı sevâbına ve fazîletine bütün kalbiyle inanarak gündüz okur da o gün akşam olmadan ölürse Cennetlik olur. Yine her kim, sevâbına ve fazîletine gönülden inanarak gece okur da sabah olmadan ölürse Cennetlik olur.” (Buhârî, Deavât, 2, 16; Ebû Dâvûd, Edeb, 100-101) demiştir.
Türkçe'de "İstiğfarların Efendisi" anlamına gelen Seyyidül İstiğfar duasının Arapça ve Türkçe okunuşu ise şu şekildedir:
TÜRKÇE OKUNUŞU: “Allâhümme ente Rabbî lâ ilâhe illâ ente halaktenî ve ene abdüke ve ene alâ ahdike ve vâ’dike mesteda’tü eûzü bike min şerri mâ sana’tü ebû ü leke bi-ni’metike aleyye ve ebû ü bi zenbî fağfirlî fe innehû lâ yağfiruz-zünûbe illâ ente.”
MANASI: ''Allah’ım! Sen benim Rabbimsin. Sen’den başka ibâdete lâyık ilâh yoktur. Beni Sen yarattın. Ben Sen’in kulunum. Ezelde Sana verdiğim sözümde ve vaadimde hâlâ gücüm yettiğince durmaktayım. İşlediğim kusurların şerrinden Sana sığınırım. Bana lutfettiğin nîmetleri yüce huzûrunda minnetle anar, günâhımı îtirâf ederim. Beni affet, şüphe yok ki günahları Sen’den başka affedecek yoktur.”