Dinimizde haram olmayan ancak hoş görülmeyen davranışlar 'mekruh' olarak nitelendirilir iken kesin olarak yapılması yasaklanan fiil ve hareketler 'haram' olarak geçmektedir. İhlaslı ve huşu içerisinde Allah (c.c)'a yakın olup namazı dosdoğru bir şekilde kılabilmek için ise mekruh olan davranışlardan uzak durmak gerekir.
Namazı yüce Allah (c.c)'un huzurunun olduğu bilinciyle kılmalı ve o an başka hiçbir şey düşünülmemelidir. Bunun için de ne dünyalık işlerle meşgul olunmalı ne de buna zemin hazırlayabilecek sebebiyetler ortaya sürülmemelidir.
Gündelik hayatımıza baktığımızda bu durumla alakalı en çok rastlanan durum ise ne yazık ki idrar sıkışıklığı varken namaz kılmaya çalışmaktır.
Namaz sırasında büyük ya da küçük abdest gelirse ya da yel zorluyorsa namazı o şekilde kılmak harama yakın yani tahrimen mekruhlardandır. Bu gibi durumların mekruh olarak kabul edilmesi de namazda aklın ve kalbin meşgul edilerek ilahi huzura adapte olamamaya yol açmasındandır.
Tek başına kılmaya göre çok daha fazla sevap kazandıran cemaatle namaz ibadetinde dahi olsa o an namazı bozmak daha iyidir. Çünkü kerâhetle (ibadetin sevabını yok eden bir hal ile) namaz kılmaktan ise, sünneti kaçırmak evlâdır.
Dini kaynaklara baktığımızda ancak namaz vakti ucu ucuna ise yani namaz vakti kaçıyorsa ya da cenaze namazını kaçırma gibi durumlar varsa bu sıkışıklıkta o namaza devam etmek mekruh görülmemiştir. (İbn-i Âbidîn)
Aynı sıkışık tuvalet ihtiyacında olduğu gibi kişinin karnı aç iken sofrada yemek hazır olmasına rağmen namaza durmakta mekruh sayılmaktadır.
HADİS-İ ŞERİF: Peygamberimiz (SAV), idrarı sıkışık durumda olan veya yemek hazırken namaza duran kişinin namazının faziletinin tam olmayacağını belirtmiştir. (Müslim, Mesâcid, 67).
KERAHAT VAKTİNDE SIKIŞIK ABDESTLE NAMAZ KILINIR MI?
Kerahat bir namaz vaktinde abdest sıkışıkken namaz kılmak da mekruh sayılmaktadır. Meselenin tam olarak anlaşılabilmesi için şu örnek verilebilir; ikindi namazı, normal namaz vakti içerisindeyken tuvalet ihtiyacı varken kılınırsa bu mekruhtur.