Star TV'nin yaz başında yayın hayatına soktuğu dizi Duy Beni geçtiğimiz hafta 6. bölümü ile ekrana geldi ve yine birçok sahnesi ve mantık hatası ile sosyal medyanın diline düştü.
Kanalların şu sıralar yarış haline girdiği sözde lise dizilerine Star TV bir yenisini daha kattı ve sadece zengin çocuklarının gittiği Gerçek Koleji'nde yaşanan zorbalığı konu eden dizisi Duy Beni'nin ekran macerasını başlattı.
Orta sınıf bir mahallede yaşayan lise öğrencisi Ekin'in bir sabah okula giderken en yakın arkadaşı Leyla'ya yüzünde maskeli biri tarafından araba çarpması sonucu hayatının değişmesini konu eden diziye tepkiler çığ gibi büyümeye devam ediyor.
Dizideki karakterin, özellikle lise çağındaki çocukların okula yakışmayacak şekilde giyinmeleri, davranmaları ve zorbalıkları izleyenleri pes dedirtti. Ders sahnelerinin neredeyse olmadığı dizide öğrencilerin sürekli entrika peşinde koşmaları da velilerin gözünden kaçmayan bir başka detay...
Akşam saatlerinde yayınlanan ve özellikle 18 yaşından küçük öğrenciler tarafından izlenen, örnek alınan dizi ile ilgili RTÜK'e rekor şikayet yapıldı. Bu ve buna benzer okul dizilerinin Türk aile yapısı bozduğu gelen şikayetlerin başında.
Dizideki zorbalıktan rahatsız olan veliler ve eğitimciler RTÜK'ü göreve davet ettiler.
Türkiye Liseler Birliği de geçen günlerde Star TV önünde yaptıkları açıklamayla diziye tepki göstermiş ve RTÜK'ü göreve davet etmişti.
Türk gençliğinin çatışmaya, umutsuzluğa sürüklenmeye çalışıldığını söyleyen liseliler, Star TV yetkililerini de göreve çağırdı.
TLB, reyting uğruna pedofili ve şiddettin normalleştirildiğini belirtti. Dizinin “zorbalığa karşı farkındalık” yaratma amacı arkasına sığındığını belirten TLB, “Reyting ve paraya her şeyden çok önem verdiğinizi biliyoruz” dedi.
Dizinin lise arkadaşlığı ve erdemlerden uzak olduğunu belirten liseliler, Radyo Televizyon Üst Kurulu’na “Bu yapımlara izin vermeyin. Sorumluluğa davet ediyoruz” çağrısında bulundu. Açıklamada daha önce de benzer televizyon dizilerinin ekranlara taşındığı hatırlatıldı.
İstanbulda Star Tv'nin bulunduğu bina önünde yapılan açıklamayı TLB İstanbul İl Başkanı Berrak Bahçelioğlu okudu. Bahçelioğlu şunları kaydetti:
“Star TV’de yayınlanan 'Duy Beni' dizisiyle ekranlara bir kez daha taşınan çürümeyi duyurmak için burada Star TV önündeyiz. Baştan uyarıyoruz! Birazdan anlatacağımız sahneler bir Türk dizisinde gösterilmiştir. O sahneler evet hayal ürünüdür ama bu çürümenin ekranlarımıza kadar taşınması önümüzde duran en büyük, en gerçekçi tehlikedir."
“Duy Beni adlı dizide iki lise öğrencisinin okullarında, kendi arkadaşları tarafından soyularak taciz ve darp edildiğini izledik. Soyulan öğrencilerin şantaj için videosu çekiliyor. Evet, bir liseli dizisinde öğrenciler birbirini soyup şantaj yapıyor. Üstelik bunu yapanlar bir işgal kuvveti değil okul arkadaşları, sınıf arkadaşları. Dizide okul entrika merkezi, lise öğrencileri de vicdansız ve ahlaksız. Arkadaşlık yok, kardeşlik yok, paylaşmak yok."
“Lise öğrencileri tacize uğruyor, dövülüyor, gözleri bağlanıyor, videoları çekiliyor. Bu görüntüler bütün okula yayılarak izletiliyor. Bu ahlaksızlığı bu akıl dışı, insanlık dışı olayları neden izlediğimizi soruyoruz. Cevap zorbalığa karşı farkındalık yaratmak! Farkındalıkların ardına saklanmayın. Sizin reyting ve paraya her şeyden çok önem verdiğinizi biliyoruz."
“Siz nerede yaşıyorsunuz? Hangi okulumuzda var bu ahlaksızlıklar? Size göre okullarımız suç mahalli, gençlik ise suç makinesi öyle mi? Hangi Türk Genci arkadaşlarını çırılçıplak soyup kameraya alıp şantaj yapar? Siz çürüyen batıdan 'esinlendiğiniz', daha açık koyalım, 'çaldığınız' yapımların Türkiye’de tutacağını mı sandınız? Evet Türk televizyonlarına soktuğunuz o görüntüler Batı'nın bize dayatmaya çalıştığı çürümedir."
“Sizler gençlikten, gençliğin kaygılarından, gençliğin umutlarından ve sevinçlerinden bir habersiniz. Bizim dünyamız sizin hayal dünyanız kadar pis değil. Bizim dünyamızda arkadaşının kuyusunu kazmak yok. Sahtekarlık yok. Düşene bir tekme daha vurmak yok. Köşe dönmecilik yok. Gösteriş düşkünlüğü yok. Bu dizilerde lise öğrencisinin gelecek kaygısı, kendini keşfetme isteği, kültürel ve bilimsel alanlarda üretim yapma arzusu yok. Vatanseverliği, ülkesine karşı sorumluluğu yok. Öğretmen-öğrenci ilişkisi yok. Bağımlılıklarla mücadele yok. Kültür yok, sanat yok, toplum yok. Bizim değerlerimiz yok. İnsanlığın büyük erdemleri yok. Arkadaşlık yok, yardımseverlik yok, mutluluk yok, sevgi yok."
“İşte bizi biz yapan bu değerlerin, milli benliğimizin ve kültürümüzün, iyimserlik ve umutlarımızın yok sayıldığı bu dizilerde biz yokuz. Biz liseliler o dizilerde değiliz. İşte buradayız. Bize Z Kuşağı diyorlardı. Hayır, biz Türk gençliyiz dedik ve Z Kuşağı safsatalarını bitirdik. Şimdi yine söylüyoruz. Biz, Batı'dan ithal kavramlarla tanımlayamazsınız. Bizi kalıplara sıkıştıramazsınız. Bize bu toplumsal çürümeyi dayatamazsınız. Bu çürümeye susan dilsiz şeytandır! Sessiz kalmayacağız! Görmezden gelmeyeceğiz! Biz Türk Gençliği olarak ve liseliler olarak bu dizileri izlemeyeceğiz. İzletmeyeceğiz."
“Radyo Televizyon Üst Kurulu’na sesleniyoruz: Türk milletini, kültürümüzü, gençliği, geleceğimizi hedef alan, çürüme merkezleri olan bu yapımlara izin vermeyin. Türk gençliğini milli kültüründen koparmaya çalışan, gençliği düşmanlığa, çatışmaya, karamsarlığa, umutsuzluğa sürüklemeye çalışan yapımlara izin vermeyin. Türkiye’deki tüm yapımcılara, senaristlere, oyunculara sesleniyoruz. Sizleri sorumluluğa davet ediyoruz.
Türk gençliği vatanseverdir, umutludur, milletine ülkesine karşı sorumludur, milli değerlerine bağlıdır. Her gece televizyonlardan yayılan bu dayatmalara seyirci kalmayacağız. Bu çürümeye karşı mücadelemizi sürdürürken, yeni dünyayı, iyimserlik dünyasını, sevgi ve hoşgörü dünyasını biz gençler kuracağız.”