Ümit Özdağ'ın liderliğini yaptığı Zafer Partisi öncülüğünde Suriyelilere yönelik Türk halkını tahrik politikası ivmelendi. Yürütülen kampanya ile Türkiye'deki Suriyelilerin suç makinası oldukları, devletten maaş aldıkları, istedikleri yerde çalışabildikleri, kamuya dahi girebildikleri, gettolar oluşturdukları, ekonomimizi batırdıkları gibi bir imaj yaratılıyor. Birkaç adli vaka günlerce sosyal medyada dolaştırılarak halk, bu insanlara karşı şiddet kullanmaya teşvik ediliyor. Halbuki veriler, ülkemizdeki suç oranlarının artışında, ekonomik darboğazımızda ve işsizlik gibi sorunlarımızda Suriyelilerden ziyade yapısal problemlerimiz olduğunu gösteriyor.
Göç İdaresi Başkanlığının 1 Nisan 2022 verilerine göre ülkemizde “geçici koruma” statüsünde 3,7 milyon Suriyeli bulunuyor. Bunun yanında 109 bin Suriyeli ikamet iznini, 193 bin Suriyeli de vatandaşlık hakkını kazanmış. Toplam Suriyelilerin 1,7 milyonu çocuk, yüzde 55'i erkek, yüzde 45'i kadın. Yaş ortalamaları ise 22,3.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Türkiye'de bugüne kadar kaçak göç ile geldiği için 320 bin kişiyi ülkelerine geri gönderdiklerini, Suriye'ye geri dönenlerin sayısının ise 490 binin üzerinde olduğunu ve 2016'dan bugüne kadar 19 bin 336 Suriyeli sığınmacının asayiş sorunları sebebiyle Türkiye'den çıkışının gerçekleştiğini bildiriyor.
Şimdi gelelim Suriyeliler hakkında doğru bilinen yanlışlara...
İDDİA-1: Suriyeliler Suç Makinası
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun açıkladığı verilere göre 3,7 milyon Suriyeliden 2020'de 37 bini, 2021'de 50 bini suça karışmış. Soylu, “Türkiye’de kendi vatandaşlarımızın suç oranı yüzde 2,2 iken Suriyelilerin suç oranı yüzde 1,3” diyor. Yaygın kanının aksine; Suriyelilerin ağır ceza mahkemelerinde artırıcı bir etkisi tespit edilememiş.
İDDİA-2: İşsizliğin Temel Sebebi
2016 tarihli bir çalışma, Anadolu'nun güney ve doğu bölgelerinde Suriyeli göçü almış ve almamış illeri incelemiş ve bu illeri birbirleriyle karşılaştırmış. Çalışmaya göre Suriyelilerin ucuz işgücü olarak varlığı, göç edilen bölgedeki yerli nüfusta genel anlamda çalışan sayısının nüfusa oranında yüzde 1,8'lik azalmaya neden olmuş. Göç fenomeni Türkiye'de önemli bir yer tutan kayıt dışı ekonomide yüzde 2,26'lık bir azalmaya sebep olurken, kayıt altına alınan ekonomide bu oran yüzde 0,46 artış göstermiş. Her iki tür ekonomide de ödenen maaş miktarında istatistiki açıdan kayda değer bir değişim gözlemlenmemiş.
İDDİA-3: Fiyatlar Aşırı Arttı
Bu iddianın aksine tüketici fiyatları; Suriyeli göçü sonucunda düşüş göstermiş. Bu düşüş Türkiye genelinde yüzde 2,5 olarak ölçülmüş. Kayıt dışı ekonomiyi kapsayan sektörlere ait ürün ve hizmetlerin fiyatları da yüzde 4 kadar düşmüş. Bu düşüşler, Suriyelilerin kayıt dışı ekonomiye sağladığı ucuz işgücü ile ilişkilendiriliyor. Genel kira fiyatlarında ise yüzde 5,5'lik bir fiyat artışı meydana gelmiş. Bu artış, düşük kiralı konutlarda sadece yüzde 1,7 olarak tespit edilmiş.
İDDİA-4: Devletten Maaş Alıyorlar
Suriyelilerin devletten maaş aldığı iddiası, Türkiye’de olmayan bir üniversitenin olmayan bir tezi kaynak gösterilerek ortaya atıldı. İddiaya göre Suriyeliler, kişi başı 895 lira maaş alıyorlar. Halbuki Türkiye’de geçici koruma veya uluslararası koruma altında olan ve belli kriterleri sağlayan kişilere, Avrupa Birliği tarafından finanse edilen ve ismi Sosyal Uyum Yardımı (SUY) olan aylık 155 lira destek veriliyor. Bu para da Suriyelilerin hepsine değil, sadece belli kriterlere sahip kişilere gönderiliyor. Bunun yanında bazı belediyelerin Suriyelilere yönelik destek programları bulunuyor. Hiçbirine ise devletten maaş verilmiyor.
İDDİA-5: İstedikleri Yerde Çalışıyorlar
İddiaya göre Suriyelilerin kendilerine çalışma izni alıp istedikleri yerde özgürce çalışabildiği, hatta çalışma izni alan Suriyelilerin Türk işçileri çıkarıp kendilerini işe aldığını belirtiliyor.
Bir yabancının Türkiye’de çalışabilmesi için Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı tarafından o kişi için çalışma izni verilmesi gerekiyor. Yabancı kişiye çalışma izni yalnızca işveren tarafından alınabiliyor. Yani bir Suriyelinin kendisine çalışma izni alma hakkı yok. İşverenin bir yabancı ya da Suriyeli adına çıkardığı çalışma izni de sadece o iş yeri için geçerli. Eğer işveren bir yabancı personel çalıştırmak istiyorsa, halihazırda 5 tane Türk vatandaşını istihdam ediyor olmalı.
İDDİA-6: Suriyeli Esnaf Vergi Vermiyor
Suriyeli dükkan sahiplerinin vergiden muaf olduğu ve belediyeler tarafından denetlenmediği öne sürülüyor. Vergi denetimi illerde ve ilçelerde yetkili olan vergi müdürlüğüne bağlı personel tarafından yapılıyor. Her ticari işletme vergi ödemekle yükümlü. Kaçak olarak çalıştırılan veya vergi vermeyen bir işletme varsa, bu onlara verilen bir haktan dolayı değil. Suriyeli esnafın vergi konusunda ne bir muafiyeti ne de bir ayrıcalığı var.
İDDİA-7: Gettolar Oluşturuyorlar
Dünyada her göç fenomeninde yaşandığı gibi Suriyeliler de güvenlik, ortak kültür, aynı dil gibi nedenlerle birarada yaşamayı tercih etseler de, Türkiye gettolaşmaya karşı önlemler alıyor. Geçici statüdeki sığınmacılara yönelik başlatılan “Mekansal Yoğunlaşma ile Mücadele” planı ile başta yabancıların yoğun olduğu 16 ilde bazı mahalle veya ilçelerde gettolaşma önlenecek. Plana göre bir mahallede yabancıların oranının yerli nüfusun yüzde 25'ini geçmemesi sağlanacak. Yüzde 25’in aşılması durumunda ise ya bu yerleşim yerleri yabancılar için kayda kapatılıyor, ya da yoğunluğun bulunduğu bölgelerdeki sığınmacılar gönüllülük esasıyla farklı il ve ilçelere yerleştiriliyor. Seyreltme planı 52 ilde 800 mahallede devreye alındı.
İDDİA-8: Beş Yıl Sonra Türk Vatandaşı Olacaklar
Türkiye’de bulunan Suriyeliler geçici koruma statüsüne sahipler. Geçici koruma kapsamında olan kişilerin 5 yıl ikamet yoluyla Türk vatandaşı olma hakları yok. Eğer böyle olsaydı 2017'nin ortasına kadar gelmiş olan 3 milyon Suriyelinin tamamının Türk Vatandaşı olması gerekirdi. Fakat son açıklanan sayıya göre Türk Vatandaşı olan Suriyelilerin sayısı 193 bin. Benzer şekilde geçici koruma altında bulunan Suriyelilerin bir Türk vatandaşı ile evlenip evlilik yoluyla Türk vatandaşı olma hakları da yok. Aynı şekilde Türkiye'de doğan Suriyeli çocuklar da Türk Vatandaşı kabul edilmiyor.
İDDİA-9: Üniversiteye Sınavsız Giriyorlar
Türk vatandaşı olmayan her öğrenci yabancı öğrenci statüsünde bulunuyor. Bir yabancı öğrencinin devlet üniversitesine girmesi için de Yabancı Öğrenci Sınavına (YÖS) girmesi gerekiyor. Her üniversitenin yabancı öğrenci için YÖK tarafından onaylanan bir kontenjanı var. Yani Suriyeliler sınava girip tüm şartları sağlasalar ve parasını ödeseler bile, kontenjan sınırı olduğu için istedikleri üniversitenin istedikleri bölümüne kayıt olamazlar. Devlet üniversitelerinde Türk öğrenciler için 1. öğretimler ücretsiz, 2. öğretimler ücretli iken, YÖS sınavı ile üniversiteye giren yabancılar için hem birinci öğretimler hem de ikinci öğretimler ücretli. Vakıf üniversitelerinde ise yabancı öğrenciler burs imkanlarından faydalanamıyorlar.
İDDİA-10: Devlet Hepsine Burs Veriyor
YÖK tarafından açıklanan verilere göre Türkiye’deki üniversitelerde 25 bini Suriyeli olmak üzere toplam 148 bin yabancı öğrenci eğitim alıyor. Yabancı öğrencilerin yüzde 16,8’i (25 bin), Suriyeli öğrencilerin ise yüzde 5,7’sine burs veriliyor. Burs için başarı ve yaş kriteri bulunuyor. 2019 yılında dünyanın 167 ülkesinden 145 bin 700 kişi burs başvurusu yapmış. Bunların arasından yaklaşık 5 bin kişiye burs imkanı sağlanmış.
İDDİA-11: İstedikleri Okula Kayıt Yaptırabiliyorlar
2017 yılında Bursa İl Milli Eğitim Müdürlüğü ve 2018 yılında ise Adana İl Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından okullara kimliği olmayan Suriyeli çocukların adres şartı aranmaksızın kayıt yapılması talimatı verilmişti. Bu talimatı Twitter hesabına taşıyan bir milletvekili tarafından ortaya atılan iddia “Suriyeliler Çocuklarını İstedikleri Okula Kayıt Yaptırabiliyor” biçiminde paylaşıldı.
TBMM’de Milli Eğitim Bakanının cevaplaması istemiyle yazılan soru önergesine verilen cevapta kimliği olan Suriyeli çocukların sistem tarafından otomatik olarak okullara yerleştirildiğini, talimatın kimliği olmayan Suriyeli çocukları kapsadığını ve bu çocukların eğitimden geri kalmaması için böyle bir talimat yazıldığı bilgisi verildi.
İDDİA-12: Suriyeliler Fatura Ödemiyor
Suriyelilerin fatura ödemediği iddiası, bir sosyal medya kullanıcısı tarafından paylaşılan bedelsiz bir su faturasına dayanıyor. İddiaya konu olan faturanın alt kısmında yer alan “Düşük tüketim nedeniyle faturalandırılmamıştır.” ibaresi, paylaşım sırasında özellikle kapatılmış. Faturayı kesen su idaresi ise ismi geçen kişinin evden taşınarak aboneliğini sonlandırdığını, son ay içerisinde su sayacında yalnızca 1 metreküplük su tüketimi görüldüğü için sıfır (0) liralık fatura gönderildiğini belirtiyor.
İDDİA-13: Hastanede Sıra Beklemiyorlar
Uzun yıllardır sosyal medyada paylaşılan Suriyelilerin hastanede sıra beklemediği iddiası, poliklinik sıra numarası takip ekranında Suriyeli olduğu sanılan bir kişiye ait ismin altında Yasal Öncelikli Hasta yazmasına dayanıyor. Poliklinik hizmetlerinde muayene öncelik sırası Sağlık Bakanlığı tarafından yayınlanan genelge ile belirlenmiş. Bu genelgeye göre yasal öncelik acil vakalar, engelli hastalar, hamileler, hizmetteki askeri personel, şehit yakınları, gazi ve gazi yakınları, 65 yaş üstü hastalar ile yedi yaşından küçük çocuklara veriliyor. Yani Suriyelilere hastanelerde yasal bir öncelik tanımlanmamış.
İDDİA-14: Memur Olarak İşe Alınıyorlar
Sosyal medyada ortaya çıkan iddiaya göre 100 bin Suriyelinin KPSS aranmaksızın kamuya memur olarak atanacağı öne sürülmüştü. Bazı sosyal medya kullanıcıları tarafından “Resmi Gazete'de yayınlandı” ifadesi ile zaman zaman yeniden paylaşılan iddia gerçeği yansıtmıyor. Ne Resmi Gazete'de ne de kurumların internet sitelerinde bu yönde bir ilan yer almıyor. Ayrıca 657 nolu Devlet Memurları Kanununun 48. maddesine göre yabancıların “memur” olma hakları bulunmuyor. Memur olmanın ilk şartı Türk Vatandaşı olmak.
İDDİA-15: Seçimlerde Oy Kullanacaklar
Genellikle seçim ve halk oylaması dönemlerinde gündeme getirilen iddiaya göre Türkiye’deki Suriyelilerin oy kullanabileceği, kayıtsızlarla birlikte 5 milyon civarı Suriyeli olduğu ve hepsinin oy kullanmasının seçimlerin kaderini değiştireceği öne sürülüyor. Anayasanın 67. maddesine göre 18 yaşını dolduran her Türk vatandaşı seçme hakkına sahip. Türk vatandaşı olmayan birinin seçimlerde oy kullanması mümkün olmadığı gibi, Türkiye’deki Suriyelilerin tamamı da 18 yaş üstü değil.
* Veriler Mülteciler Derneği, Göç İdaresi Başkanlığı ve bağımsız araştırmalardan derlenmiştir.
YÜZDE 71’İ KADIN VE ÇOCUK
Türkiye’de kayıt altına alınmış geçici koruma statüsündeki 3 milyon 754 bin 591 Suriyelinin 2 milyon 661 bin 90’ını kadın ve çocuklar oluşturuyor.
İstanbul merkezli Mülteciler Derneği’nin 24 Mart 2022’de açıkladığı verilere göre geçici koruma altındaki Suriyelilerin sayısı bir önceki aya göre 7 bin 917 kişi arttı. Toplam 3 milyon 754 bin 591 Suriyelinin yüzde 47,6’sı 0-18 yaş arası çocuklardan oluşuyor. Suriyeli kadınların oranı ise yüzde 46,2. Çocuklarla kadınların toplamı ise 2 milyon 661 bin 90. Suriyelilerin yüzde 70,9’unu kadın ve çocuklar oluşturuyor.
Veriler İçişleri Bakanlığı’na bağlı Göç İdaresi Başkanlığı’nın raporlarıyla da örtüşüyor.
YÜZDE 30’U 10 YAŞ ALTI ÇOCUK
Yaş aralığı tablosuna göre Suriyeli erkeklerin oranı yüzde 53,8. Erkek-kadın sayısı arasındaki büyük farkı 67 bin 302 kişi ile 19-24 yaş aralığı yaratıyor. Yani bu, çocuk yaşlarda göç edip Türkiye’de büyüyenleri ifade ediyor. Yaş aralığı artıkça bu farkın azaldığı gözlemleniyor. 55 yaş üzerinde ise kadınların sayısının erkeklerden daha fazla olduğu görülüyor.
10 yaşın altındaki Suriyelilerin sayısı 1 milyon 77 bin 268 ile yüzde 28,7. Suriyeli sığınmacıların yaş ortalaması 22,3 olarak göze çarpıyor. Genç nüfus olarak tanımlanan 15-24 yaş aralığında 744 bin 161 kişi bulunuyor. Suriyeli genç nüfusun toplam Suriyeli sayısındaki oranı yüzde 19,8’de seyrediyor.