Türkiye Cumhuriyeti’nin iki Mareşal’inden biri olan Fevzi Çakmak Paşa, 74 sene önce vefat etti. Vefatıyla ülkenin kalan 74 yılına damgasını vuracak bir siyasi kırılmanın fitilini ateşledi.
Çakmak Paşa, asker ve siyaset çevrelerinde hep “Mareşal” olarak anılır. Zira kendisinin dışındaki tek Mareşal olan Atatürk’e hep “Gazi” dendiği için bu sıfatı ömrünün sonuna kadar en çok kullanan kişi Fevzi Çakmak olmuştur.
İmparatorluğun Genelkurmay Başkanı ve Savunma Bakanlığı gibi üst düzey görevlerde bulundu. Milli Mücadele'nin ilk aylarında Kuvai Milliye'ye mesafeli bir tutum sergilese de İstanbul'un işgali sonrası Mustafa Kemal'in liderliğini kabul ederek Anadolu'ya geçti.
Mustafa Kemal Paşa, İmparatorluğun harbiye nazırlığını yapmış, kendisinin de komutanı olan bu kudretli askeri Ankara girişinde büyük bir törenle karşıladı. Fevzi Çakmak Paşa, Ankara'ya gidip direnişe katıldığı için İstanbul'da hain ilan edildi, rütbeleri ve sıfatları alındı.
Kurtuluş Savaşı'nın en kritik günlerinde, Eylül 1921'de, Ankara önlerinde Yunan ordusunu durduran Ordu'nun başında Mustafa Kemal Paşa ile birlikte bulundu. 22 gün 22 gece Ankara'yı savunan ordunun iki komutanından biri oldu.
Bir sene sonra, Büyük Taarruz'da en ön saflardaydı. Dumlupınar'da kazanılan zaferden sadece bir gün sonra, Başkomutan Mustafa Kemal Paşa'nın emriyle kendisine "Mareşal" rütbesi verildi. Artık ömrünün sonuna kadar bu rütbe ile anılacaktı.
Cumhuriyet sonrası Atatürk, "ya siyaseti ya askerliği tercih edin ikisi bir arada olmaz" çıkışının ardından diğer paşaların aksine askerliği tercih etti. Genelkurmay başkanlığını sürdürdü. 1944'te İnönü tarafından emekli edildi.
Mareşal, pasifize edilmesine fena bozulmuştu. Atatürk'ün kendisine gösterdiği hürmeti ve saygıyı, İnönü'nün göstermediğini düşünüyordu. Bu öfkeyle siyasete girmeye karar verdi.
Celal Bayar, 1946 seçimlerinde Mareşal'i DP'nin milletvekili adayı olarak gösterdi. Seçildi. Milletvekili oldu. Ancak DP'de de istediği alanı bulamadı, istifa etti. 1948'de Millet Partisi'ni kurdu, fahri başkanı oldu.
Osman Bölükbaşı, Mareşal Fevzi Çakmak gibi çok büyük isimlerle 1950 seçimlerine hazırlanan Millet Partisi, ciddi bir halk desteğini arkasına almayı başardı.
Yapılan yorumlara göre, DP'yi fazla "yumuşak" "CHP'nin anlaşmalı muhalefet partisi" gibi gören öfkeli halk kitleleri Mareşal'in partisine destek vermeye hazırlanıyordu.
Nitekim, Millet Partisi’nin 1950 Seçimleri öncesi DP’den daha sert, bıçkın, ateşli bir tabana sahip olduğu görülüyordu.
1960'ların sonunda filizlenecek Milliyetçi ve İslamcı siyasetin öncülü olan kitlelerin de tercihi MP'ydi. Bu durum aslında dolaylı yoldan CHP'ye yarıyordu.
MP'nin yükselişi, DP oylarını bölecek ve böylece CHP kolaylıkla birinci parti olacaktı. Ancak seçimlerden sadece bir ay önce, 10 Nisan günü acı haber geldi. Mareşal vefat etti.
Meraşal'in ölümü, adeta bir kıvılcımın parlamasına sebep oldu. CHP karşıtlığı ve öfkesi ile dolmuş kitleler İnönü'ye bağlı devlet radyosunun müzik yayınına devam etmesi üzerine sokaklara döküldü. Taksim Gazinosu ve birçok sinemaların camları kırıldı.
Ertesi gün, cenazesi Eyüp Sultan Camii'nden kaldırılırken, cenaze namazına yüz binlerce insan katıldı.
İsmet İnönü aleyhine sloganlar atıldı. Yine büyük olaylar çıktı.
Tabut top arabasına konulmasına rağmen halk tarafından taşındı. Defin sonrası olaylar daha da büyüdü, bazı CHP binalarına saldırılar meydana geldi. Yüksek sesle Arapça ezanlar okundu. Çok sayıda kişi tutuklandı.
Hedefteki isim Cumhurbaşkanı- Milli Şef İsmet İnönü'ydü ancak olayların asıl kazananı Celal Bayar oldu. Bu ölüm, tam tabiriyle DP için bir piyango olmuş, büyük ikramiye ise Celal Bayar'a çıkmıştı. Mareşal ölünce MP'nin tüm oyları blok olarak DP'ye aktı.
Çakmak Paşa’nın tabanının da desteğini alan DP, 1950 seçimlerinde tek başına iktidar oldu. MP’nin DP’ye oy veren tabanı ise 1960’larda Türkeş’in Milliyetçi ve Erbakan’ın İslamcı hareketlerine geçiş yaparak esas konuşlanmalarını sağladılar.
Mareşal, 1950 seçimlerine bir ay kala ölmeseydi, bu olaylar olmasaydı, DP asla bu kadar büyük bir konsolidasyonu sağlayamazdı. CHP’nin karşısında vaziyet alan tüm halk kitleleri DP logosu altına birleşti.