Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Donbass’a operasyon başlatan açıklamasında işaret ettiği Ukrayna’da hızla tırmanan neo-Nazizmin geldiği noktayı anlamak için 8 yıl öncesine gitmek gerekiyor. Putin’in NATO ülkelerinin ‘kendi amaçlarına ulaşmak için var gücüyle’ destek verdiğine işaret ettiği Neo-Nazizm için 2014 yılında yaşanan Maydan olayları önemli bir milat oldu. Söz konusu gruplar, Donbass bölgesinde çatışmalara en başından beri 'gönüllü gruplar' olarak katılıyor. Aynı zamanda başta Azak Taburu ve Sağ Sektör olmak üzere ülkenin önde gelen neo-Nazileri, eski Ukrayna İçişleri Bakanı Arsen Avakov döneminden bu yana kolluk güçlerine bağlı durumdalar.
Üstelik neo-Nazizm bölgedeki tek göz ardı edilen olgu değil. Yok sayılan bir diğer gerçek ise, Rusya’nın tanıdığı Lugansk ve Donetsk halk cumhuriyetlerinde öldürülen yüzlerce sivil. Zira Rusya Soruşturma Komitesi, 8 yılda 2 bin 600 sivilin Ukrayna bombardımanı altında öldürüldüğüne işaret ediyor.
Rusya Soruşturma Komitesi’nin açıklamasında, “Ukrayna yönetimi ve askeri oluşumlarının temsilcileri, uluslararası anlaşmaları göz ardı ederek Luhansk ve Donetsk halk cumhuriyetlerindeki yerleşimlere aralıksız saldırarak sivilleri öldürmeye devam ediyor. Bunun sonucunda, yaklaşık 8 yılda 2 bin 600’den fazla sivil hayatını kaybetti, 5 bin 500 kişi daha yaralandı” ifadesine yer verildi.
Batılı medyanın yer vermediği bu tablo, Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mariya Zaharova’nın Ukrayna'nın doğusundaki Donbass'a başlatılan operasyonla ilgili olarak sarf ettiği “Bu bir savaşın başlangıcı değil, bu aslında savaşın bitişi” sözlerinin arka planı niteliğinde.
BATI NEDEN GÖRMEZDEN GELİYOR?
Sivil ölümleri ve rejime entegre hale gelen neo-Nazizmin Batı tarafından ne denli uzun süredir görmezden gelindiğini aktarmak adına, 2019 yılının yaz aylarında Ukrayna'nın başkenti Kiev'de 'White Pride' (Beyaz Onur Festivali) adıyla düzenlenen ve Nazi sembollerinin gururla sergilendiği festivale gitmek gerekir.
'Gençlik Alevi' ismiyle bilinen söz konusu festival kapsamında dövüş sporları, atıcılık ve binicilik gibi ‘Ukrayna gelenekleri’ olduğu iddia edilen bir takım faaliyetler gerçekleştirilmişti. Söz konusu etkinliğin kısa süre içerisinde silinmiş olan internet sitesine bakıldığında, etkinliğin tanıtım videolarından birinde ellerinde meşaleler olan bir grup erkek, ‘haklı öfkemizin tutuşan alevi şafak sökene dek yanacak’ sözlerini içeren bir marş söylerken görülüyordu.
Söz konusu etkinlik, Ukrayna’nın doğusundaki çatışmalar sırasında kötü nam salmış gönüllü bir alay olan Azov Taburu tarafından organize edildi. Üstelik Azak Taburu, Ukrayna Ulusal Muhafızları arasında da yer alıyor. Söz konusu taburun logosunda ise, İkinci Dünya Savaşı yıllarında İkinci SS Panzer Bölüğü’nün de kullanmakta olduğu eski germen alfabesinin ‘Wolfsangel’ harfi yer alıyordu.
Taburun lideri Andriy Biletsky, daha önce yaptığı bir açıklamada, "Şu kritik anda ulusumuzun tarihi görevi dünyanın beyaz ırklarına hayatta kalmalarını sağlayacak son bir haçlı seferinde önderlik etmektir. Bu haçlı seferi, Yahudilerin yönetimindeki aşağı ırklara karşı sürdürülecektir" demişti.