Putin, bugün gerçekleştirdiği Zafer Günü konuşmasında İkinci Dünya Savaşı'nda hayatını kaybedenleri ve 2014 yılında Odessa'da neo-nazilerin katlettiği insanları andı.
Rusya, Ukrayna'ya karşı başlattığı askeri operasyonun sebebini Ukrayna'daki ABD-NATO yığınağı ve neo-Nazilerin Ukrayna'da yaşayan Ruslara karşı yaptığı katliamlar olarak açıklamıştı.
Putin'in "neo-Nazi" açıklamasının ardından Ukrayna'daki Batı destekli ırkçıların yaptıkları saldırılar ve katliamlar tekrar gündeme geldi.
Rusya'nın BM Daimi Temsilcisi Vasiliy Nebenzya, BM'de Ukrayna konulu oturumda yaptığı konuşmada "Ukrayna'daki kriz Rusya'nın operasyonuyla değil, Batı'nın neo-Nazilerin suçlarını görmezden gelmesiyle başladı." demişti.
Batı destekli neo-Nazilerin Ukrayna'da gerçekleştirdiği en büyük saldırılardan biri 2 Mayıs 2014'te Odessa'da gerçekleştirilen sendika binası katliamı.
Güney Ukrayna'nın Karadeniz kıyısındaki bir milyon nüfuslu liman kenti Odesa, 2 Mayıs 2014 Cuma günü büyük bir katliama tanıklık yaptı.
Ortaya çıktığı biçimiyle olaylar şöyle gelişiyor: Odessa'da 2 Mayıs Cuma günü özerklik isteyen Rusya yanlıları ve Batı'nın desteğini alan darbeci neo-Nazi grupları arasında futbol karşılaşması nedeniyle de çatışmalar çıkıyor.
Neo-Nazi üyeleri, Odessa bölgesinin geleceği için imza toplanan çadırı ateşe veriyor. Bunun üzerine Rusya yanlılarının bir çoğu kaçarak yakındaki sendika binasına sığınıyor.
Faşist neo-Nazi grubu sendika binasının tüm çıkış kapılarını kapatıyor ve molotof kokteylleriyle saldırıya başlıyor. Binada yangın çıkıyor, içerdekiler yanarak ölüyor ya da pencerelerden atlıyorlar.
Alevlerden kaçma şansını yakalayanlar, binanın dışında toplanan ve tezahürat yapan aşırı sağcı kalabalıklar tarafından dövülüyor. Polis seyirci kalıyor.
Neo-Nazi taraftarları eylem sırasında “En son kişiye kadar yakın.” diye bağırıyorlardı.
Olayın asıl vahim boyutu, itfaiyecilerin binaya müdahalesinden sonra, içeriye giren holiganların kilitli kapıları kırarak ölülere ulaşmasıyla ortaya çıkıyor. Ölenlerin yanarak değil, dumandan ölmeye mahkum edildikleri, vücutlarındaki yaralardan öldürüldükleri anlaşılıyor.
Holiganların çektiği videolardan, binanın bir kısmı yanarken, katil timlerinin içerde katliam gerçekleştirdiğini gözler önüne seriyor.
Ölülerin, göğüs, yüz, baş gibi vücutlarının sadece belirli yerlerindeki yanıklardan, katliam izlerini yok etmek için o kısımların benzin dökülerek yakılmış olduğunu gösteriyor.
NATO ülkelerinin haber ajanslarına göre olay sadece bir taraftar çatışmasından ibaretti.
Batı basını, Odesa'daki futbol karşılaşmasında, Kiev yanlısı Metalist kulübün taraftarları ve Çornomorets destekçileri (Rusya yanlısı) arasında çıkan çatışmalarda 40 kişinin öldüğünü bildiriyordu.
Odessa'da sendika binasına sığınan insanların diri diri yakılması olayı, 4 Temmuz 1993'te ABD Gladyosunun Sivas Madımak Oteli'nde aydınlarımızın diri diri yakması olayına da benziyor.
Sadece Odessa Katliamı bile Ukrayna'daki neo-Nazi tehdidinin hangi boyutta olduğunu gösteriyor. Bugün de Rus Ordusu yaptığı askeri operasyonda Ukrayna ordusunun yanında saf tutan ve Batı'nın destek verdiği neo-nazi gruplarıyla çatışıyor.
Neo-Nazi gruplar ise sivil yerleşim alanlarının arasına silahlar yerleştirerek sivilleri canlı kalkan olarak kullanıyor.
Odessa'da her yıl 2 Mayıs tarihinde neo-Nazilerin katlettiği insanlar anılıyor.