Amerikan Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi'ne (NASA) göre bir uçuş uzayın sınırı olarak kabul edilen 80 kilometreyi aştığında uzay turizmi olarak sınıflandırılıyor.
SpaceX, Blue Origin, Virgin Galactic gibi şirketler, uzay turizmi için çalışmaya devam ediyor. Ancak şimdilik uzaya seyahat, oldukça az sayıda insan için mümkün olan, yüksek maliyetli bir plan olmakla sınırlı.
Uzay turizminin önündeki en büyük engellerden biri teknolojik yetersizlikler. Bu alanda atılacak önemli adımlar, turizmin daha güvenli ve erişilebilir olmasını sağlayacak.
Ayrıca uzayda uzun süre kalabilmek için gelişmiş yaşam destek sistemlerinin geliştirilmesi gerekiyor.
Bu sistemler, oksijen üretimi, su geri dönüşümü ve atık yönetimi gibi hayati fonksiyonları kapsıyor.
Ayrıca, acil durumlar için gelişmiş güvenlik sistemleri ve kurtarma mekanizmalarının oluşturulması, uzay turizminin güvenli bir şekilde gerçekleştirilmesi için elzem.
Uzaya gitmenin maliyeti nedir?
TRT Haber'den Ali Burak Biber'in haberine göre; Uzay turizminden fiyatlar çok değişken.
90 dakikalık bir Virgin Galactic yolculuğu 450 bin dolarken, Hindistan Uzay Araştırma Organizasyonu (ISRO) uçuşlarının yaklaşık 731 bin dolar olması bekleniyor.
Blue Origin uçuşu için açık artırmada bir bilet 28 milyon dolara satılmıştı.
Bir başka bilet daha sonra 1 milyon dolara satıldı. Bazı biletler ise, genellikle ünlü kişilere ücretsiz verildi.
Farklı firmalarla tam yörüngeye girerek yolculuk yapmanın 50 milyon dolardan fazlaya mal olabileceği tahmin ediliyor.
Elbette bu rakamlar, tatilimizi deniz kenarında mı, yoksa Ay manzarasında mı geçirmek isteyip istemediğimize karar vermemize olanak sağlayacak ucuzlukta değil.
Uzay turizmi önümüzdeki yıllarda ne kadar ucuzlayabilir?
Uzaya giden uçuşların sayısı arttıkça ve teknoloji geliştikçe fiyatlar da düşmeye başladı.
Astronot Richard Garriott, 2021 yılında uzaya yolculuk yapmanın, ilk yıllara kıyasla "bin kat daha ucuz" olduğunu söyledi.
Ancak Garriott, "Zengin insanlar uzaya uçmaya istekli olmadıkça, bir sonraki adıma geçilemeyecek" dedi.
Elon Musk'ın şirketi SpaceX şimdiden yolcuları uzaya götürmeye başladı.
Milyarder iş insanı Musk, yeniden kullanılabilir bir roketle uzay yolculuğunun maliyetini düşürmeyi hedefliyor.
Amazon'un kurucusu Jeff Bezos ise Orbital Reef adlı ticari bir yörünge istasyonu inşa etmek istiyor.
Uzay Asansörü: Geleceğin Ulaşım Yolu
Güvenli, verimli ve maliyet açısından uygun roket ve uzay araçlarının geliştirilmesi, uzay turizminin yaygınlaşması için kritik öneme sahip.
Ancak bazı yaratıcı girişimler, uzaya hiç beklenmedik erişimlerin kapısını aralayabilir.
Bu gelişmelerden biri de uzaya asansör kurmak.
Bir zamanlar bilim kurgu dünyasının konusu olan uzaya asansör projesi, Japon bir şirketin girişimiyle 2050 yılına kadar gerçeğe dönüşebilir.
Başarılı olması durumunda uzay yolculuğunda devrim yaratacak ve potansiyel olarak küresel ekonomiyi dönüştürecek.
Mars'ın süresi 8 aydan 40 güne düşebilir
Dünyanın en yüksek kulesi Tokyo Skytree'yi inşa etmesiyle tanınan Obayashi Corporation, uzayın 96 bin kilometresine ulaşacak bir uzay asansörü inşa edeceklerini söyledi.
100 milyar ABD doları değerindeki projenin inşaatına 2025 yılına kadar başlanacak ve 2050 gibi erken bir tarihte faaliyete geçebilecek.
Manyetik doğrusal motorlarla çalışan robot arabalar, roket maliyetinin çok altında bir maliyetle insanları ve kargoları yeni inşa edilen bir uzay istasyonuna taşıyacak.
Bilim adamları, Mars'a ulaşmamızın altı ila sekiz ay sürmesi yerine, bir uzay asansörünün bizi oraya üç ila dört ayda, hatta 40 gün kadar kısa bir sürede ulaştırabileceğini tahmin ediyor .
Bu gelişme, hem uzay ticaretinde hem uzay turizminde yeni bir dönemin kapısını açabilir.
Uzayda 3 Boyutlu Baskı
Uluslararası Uzay İstasyonu'nda Avrupa Uzay Ajansı'nın (ESA) Columbus laboratuvar modülünde geçtiğimiz günlerde tarihi bir başarıya imza atıldı.
İlk metal 3D baskı başarıyla tamamlandı.
Uzayda 3 boyutlu baskı teknolojisi, uzun vadeli uzay misyonlarında kritik bir rol oynayabilir.
Bu teknoloji, uzayda gerekli olan araç ve ekipmanların yerinde üretilmesini sağlayarak maliyetleri ve lojistik zorlukları azaltabilir.
Uzayda 3D baskı ile üretilen malzemeler, yörüngede geri dönüştürülerek yeni araçlar veya yapılar haline getirilebilir. Bu, uzayda sürdürülebilir bir ekonomi oluşturma yolunda önemli bir adım.
Artemis Programı: Ay’a Dönüş ve Mars’a Yolculuk
NASA’nın Artemis Programı, 2020'lerin başında insanları Ay'a geri götürmeyi ve nihayetinde Mars'a insanlı görevler gerçekleştirmeyi hedefliyor.
Bu program, uzay turizminin gelişimine de katkıda bulunabilir. Zira Artemis kapsamında, Ay'da kalıcı üslerin kurulması planlanıyor.
Bu üsler, gelecekte Ay'a turistik geziler düzenlenmesi için bir altyapı sağlayabilir.
Mars'a yapılacak insanlı görevler, uzay turizminin sınırlarını daha da genişletebilir. Mars'a seyahat, insanlık için yeni bir keşif alanı oluşturacak.
Uzay yarışına giren sektör sayısı artıyor
SpaceX, Blue Origin, Virgin Galactic, Hindistan Uzay Araştırma Organizasyonu (ISRO) ve Iwaya Giken, uzay turizmi alanında çalışan şirketler.
Bu şirketlere son olarak Boeing de katıldı.
Boeing, Amerikan Havacılık ve Uzay Dairesi'nin (NASA) iki astronotunu taşıyan Starliner mekiğini ilk kez uzaya yolladı. Böylelikle Starliner'ın ilk mürettebatlı uçuşu gerçekleşti.
Uçuş başarıyla tamamlanırsa, NASA'nın Starliner'ın ISS'ye düzenli seferler yapmasına izin verebileceği açıklandı.
Uzay turizminin gelir büyüklüğü 4 milyar doları bulacak
Uzay turizmi pazarının 2029'a kadar yüzde 26 büyümesi öngörülüyor. 2023'ten 2030'a kadar toplam tahmini gelir büyüklüğünün 4 milyar doları bulması bekleniyor.
Pazardaki gelirin 2029'da 605 milyon dolara kadar çıkacağına dair tahminler, uzay turizminein gelişeceğinin de göstergesi olarak kabul ediliyor.
Uzay araçlarını tekrar kullanılabilir hale getiren özel girişimciler, milyon dolar tutan görev bütçelerinde önemli düşüşler sağlıyor, bu da uzay turizmini mümkün hale getiriyor.
Uzay turizmi tehlikeli mi?
Tüm uzay yolculuklarının riskli olma ihtimali var.
2014 yılında, ABD'deki Mojave çölü üzerinde yapılan bir test uçuşu sırasında bir Virgin Galactic uzay aracının patlaması sonucu bir pilot hayatını kaybetti ve bir diğeri yaralandı.
Öte yandan uzayda uzun süre kalmak vücuda zarar verebiliyor.
2021'de Business Insider'a konuşan NASA astronotu Megan McArthur, uzay uçuşunun rahatsız edici ve riskli olduğunu söyledi.
McArthur kendi deneyimini, "Dünyada çok basit olan şeyler birdenbire gerçekten zorlaşıyor. Uyumak veya dişlerinizi fırçalamak gibi basit şeyler bile. Gerçekten şunu düşünmeniz gerekiyor: Bunu başarılı bir şekilde ve ortalığı dağıtmadan nasıl yapabilirim?" diye anlatıyor.
Uzay Politikası ve Stratejisi Merkezi tarafından yapılan bir araştırmaya göre ABD'nin yönettiği insanlı uzay uçuşlarının şimdiye kadar yüzde 1'i ölümcül kazayla sonuçlandı.
Bu kulağa az gibi gelebilir ama uzay yolculuğu yapmak aslında ticari bir uçakta uçmaktan yaklaşık 10 bin kat daha riskli.