Van kent merkezine 30 kilometre, uzun süredir kazı çalışmalarının yürütüldüğü Ayanis Kalesine ise 3 kilometre mesafedeki Garibin Tepe’de defineciler kaçak kazı yaptı. Bölge İl Jandarma Komutanlığına bağlı ekipler tarafından koruma altına alındı.
Daha sonra Kültür ve Turizm İl Müdürü Erol Uslu, Van Müze Müdürü Fatih Arap, Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Işıklı ile Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğüne bağlı İstanbul Restorasyon ve Konservasyon Merkez Bölge Laboratuvarından 6 kişilik uzman ekip, bölgede inceleme yaptı.
Kaçak kazı sırasında açılan küçük girişten içeri giren uzmanlar, yüzeyden 6-7 metre derinlikte, uzunlukları 10-15 metre arasında değişen koridorlarla birbirine bağlanmış, birçok odadan oluşan büyük bir anıtsal yapı grubuyla karşılaştı.
1,5 metre genişliğinde ve bir metre yükseklikte labirent şeklindeki duvarların bir kısmında üç sıra şeklinde insan ve hayvan figürleri ile çeşitli bezemeler olduğu belirlendi.
Urartular dönemine ait olduğu belirlenen tarihi yapı ve üzerindeki bezemeler yeraltı görüntüleme cihazları ve termal kameralarla kayıt altına alındı, bölgede Kültür ve Turizm Bakanlığı izniyle Van Müzesi başkanlığında ve Prof. Dr. Mehmet Işıklı`nın bilimsel danışmanlığında kurtarma kazısı başlatıldı.
“Biz arkeologlar heyecan içindeyiz”
Prof. Dr. Mehmet Işıklı, yaptıkları ilk incelemelerde Urartu dönemine ait önemli bir anıtsal yapı grubuyla karşılaştıklarını söylüyor.
Alanın koruma altına alındığını ve bilimsel çalışmalar için gerekli yasal zeminin hazırlandığını belirten Işıklı, “Duvarlarda kaçak kazı sonucu ortaya çıkarılan resimler var. Bunlar gerçekten özel ve ünik resimler, çünkü Urartu kültür ve arkeolojik dünyasında çok az örneği bulunuyor. Buradaki örnekler çok iyi korunmuş ve anıtsal bir mimarinin örnekleri olarak karşımızda duruyor. Bu nedenle biz arkeologlar heyecan içindeyiz.” diyor.
Kazılar tamamlandığında bölgenin Urartu arkeolojisi ve kentin turizmi açısından önemli destinasyon noktalarından biri olacağını belirten Işıklı, şöyle devam ediyor:
“1994`te buraya yakın bir yerde parçalar halinde büyük bir aslan heykeli bulunmuştu. O zaman burada bir yapı grubunun olması gerektiğini söylemiştik. Şimdi ise kaçak kazılarla mimari eser parçaları ortaya çıkmış. Çok görkemli bir anıtsal yapı grubu var. Bu yapı grubunun nasıl bir mimariye sahip olduğunu ancak kazılarla anlayabileceğiz. Ortaya çıkan aslan heykeli parçaları, yüzeyde bulduğumuz mimari blok parçaları ve kaçak kazıyla tespit edilen duvar resimleri burada olağanüstü güzellikte bir Urartu mimarisinin olduğunu gösteriyor.”
“Defineciler duvar resimlerine zarar vermiş”
İstanbul Restorasyon ve Konservasyon Merkez Bölge Laboratuvarında görevli Yüksek Konservatör-Restoratör Özlem Toprak Cihan, birbiriyle bağlantılı uzun tüneller şeklindeki yapıda titizlikle incelemelerde bulunduklarını söylüyor.
Definecilerin kaçak kazıda bazı duvarlara zarar verildiğini anlatan Cihan, “Duvar resimleri ve buluntular üzerindeki bağıl nem ve sıcaklık ölçümlerini yaptık. İlk olarak dışardan ölçüm aldık. İçerdeki bağıl nemle karşılaştırmalar yaptık. Bunun için anlık nem ölçer, gece ve gündüz arasındaki sıcaklığı ölçen cihazlar, termal kamera ve duvarın içindeki nemi ölçen cihaz kullandık. Duvarların nem haritasını belirledik.” diyor.
Kazıya başlamadan önceki tüm tespitleri ve belgeleme çalışmalarını yaptıklarını belirten Cihan: “Kazı ekibiyle eşzamanlı bir çalışma yürütüyoruz. Uzun koridorlar var. Çok dar mekanlar var. Küçük bölümde resimler var. Korunması gereken en önemli bölüm resimler ve kerpiç duvarlar. Resimler üç bölümden oluşuyor. Her bölümde farklı bezemeler var. Ortasında desen içinde bir insan figürü var. Yanında da mitolojik olabileceği düşünülen bezemeler yer alıyor. Bezemelerde üç renk kullanımını tespit ettik. Buradan örnekler alıp, laboratuvar ortamında gerekli incelemelerini yapacağız.”
“Kültürel anlamda çok değerli bir mekan”
Kültür ve Turizm İl Müdürü Erol Uslu, bölgede 1994`te tescil ve belgeleme çalışmalarının yapıldığını söylüyor.
Kaçak kazıyla gündeme gelen alanın koruma altına alındığını belirten Kültür ve Turizm İl Müdürü Erol Uslu, burada bilimsel olarak çalışmaların yürütüleceğini ve bir yol haritasının çıkarılacağını söylüyor.
Uslu, “Bu alanı bilimsel anlamda gün yüzüne çıkarmak ve dünya literatürüne kazandırmak için buradayız. Kent için çok önemli bir destinasyon noktası olacak. Yapılacak kazı çalışmalarıyla ortaya çıkarılacak bulgularla turizme kazandırarak dünyanın ilgisini buraya çekebiliriz. Kültürel anlamda çok değerli bir mekan. Burada tamamen kültürel ve tarihi mekanlar var. Toprağın mirası konumundaki tarihi bulguları toplumun mirası haline getirmek istiyoruz. Bu yıl bilimsel bir arkeolojik kazıyı imkanlar dahilinde yapmayı planlıyoruz. Şu an için kurtarma kazısına başladık.” diyor.