Charles Dickens
Charles Dickens, insanlık tarihinin gördüğü en önemli sanatçılardan birisiydi. Dickens, olağanüstü romanlar kaleme alan, inanılmaz kurgusal karakterler yaratmayı başaran büyük bir yazardı. Dickens, eserleri ile tüm insanlığa büyük katkıları olan birisiydi! Ancak Dickens, yaşamının büyük bölümünü, psikolojik sorunlar eşliğinde geçirmişti! Ölümsüz eserlerini yazmadan önce, her seferinde büyük bir stres ve korkuya kapılıyor, uykusuz geceler geçiriyordu. Bu yüzden gece yürüyüşleri Dickens’ın yaşamının ayrılmaz bir parçasıydı! Şüphesiz çocukken geçirdiği epilepsi hastalığının da bu durum üzerinde önemli bir etkisi vardı. Çünkü hastalığın izleri, Dickens’ın romanlarına ve karakterine sirayet etti! Pek çok uzman, bugün hayatta olsaydı Charles Dickens’a “bipolar bozukluk” teşhisi konulacağını düşünüyor! Kısacası tarihin en önemli yazarlarında Charles Dickens, ömrü boyunca oldukça can sıkıcı psikolojik sorunlar yaşadı. Fakat bu sorunlar bile onun edebiyat alanında çığır açan eserler vermesini engelleyemedi.
Vincent Van Gogh
Tarihin en bilinen ve en önemli ressamlarından biri olan Vincent van Gogh’un yaşamı da psikolojik sorunlar ve büyük bunalımların gölgesinde geçti! Hatta tarihe geçen bazı efsaneler Van Gogh’un psikolojik sorunu olduğu bilinen ünlüler arasında bile zirveye çıkmasını sağladı…
Sıra dışı ressama, yaşamının hiçbir döneminde herhangi bir psikolojik rahatsızlık tanısı konmadı! Ancak kardeşine yazdığı mektuplar, Van Gogh’un oldukça ciddi psikolojik sorunları olduğunu açıkça ortaya koyuyordu! Vincent Van Gogh, çok yüksek ihtimalle, ciddi bir kişilik bozukluğuna sahipti! Bu nedenle Hollandalı ressamı yaşamı boyunca yalnız bırakmayan halüsinasyonlar ve depresyon, Van Gogh için oldukça sıradan şeylerdi! Elbette, ressamın, psikolojik sorunlar ile geçen acı ve hüzün dolu yaşamı resimlerine de yansımıştı! Hatta, Van Gogh’un en ünlü resimlerinden birisi olan “Yıldızlı Gece” de bir akıl hastanesinde, depresyon ile mücadele ettiği sıralarda ortaya çıktı.
Isaac Newton
Isaac Newton, dünya tarihinin gördüğü en önemli bilim insanlarından bir tanesi. Newton, başta matematik, fizik ve astronomi olmak üzere oldukça fazla alanda inanılmaz katkıları olan tarihi bir şahsiyet! Buna karşın, İngiliz bilim insanı, dünya için oldukça önemli bilimsel gerçeklerin peşinde koşmadığı zamanlarda, sarsıcı psikolojik sorunlar ile uğraşıyordu! Her şeyden önce Isaac Newton sık sık halüsinasyon görüyor ve gerçekte var olmayan insanlarla konuşuyordu! Bu nedenle pek çok uzman, Newton’un şizofreni hastalığına yakalandığı kanaatinde!
Bununla beraber, Newton’un yaşadığı ciddi psikolojik sorunların kökeni hakkında farklı teoriler var. Kimi uzmanlar Newton’un psikolojik sorunlarının, gerçekleştirdiği deneyler boyunca, “aşırı cıva kullanımı” nedeniyle ortaya çıktığına inanıyor. Bir başka teoriye göre ise, Newton’un psikolojik sorunları çok daha eski zamanlara dayanıyor. Henüz 3 yaşındayken annesi tarafından terk edilen Newton bu ağır travma nedeniyle, var olmayan kişilerle konuşmaya başladı! Her ne sebeple olursa olsun, Newton’un oldukça ciddi psikolojik sorunlar yaşadığı bir gerçek. Bir diğer gerçek ise bu sorunlara rağmen, son derece önemli bilimsel başarılara imza atmayı başarması.
Pablo Picasso
Resim sanatının en büyük dehalarından biri olan Pablo Picosso, yaşamının erken dönemlerinde “disleksi” hastalığına yakalanmıştı! Yani, özellikle okuma ve yazma konusunda büyük bir sıkıntı yaşıyordu. Harfleri ve kelimeleri algılamakta ve öğrenmekte sorun yaşıyordu. Ayrıca, bazı temel motor becerilerden de yoksundu! Ancak 1901 yılında, çok yakın bir arkadaşının intihar etmesi, Picasso için son derece büyük bir yıkım oldu. Bu tarihten itibaren başta depresyon olmak üzere büyük psikolojik sorunlar yaşadı. Ancak bu dönemde yaşadığı psikolojik sorunlar, İspanyol ressamın sanatına büyük katkı sağladı. Çünkü Picasso, bu süre zarfında “Mavi Dönem” olarak adlandırılan ve son derece üretken ve yaratıcı bir dönem geçirdi. Yaşadığı psikolojik sorunları “sanata dönüştürmeyi” başaran Picasso, en etkileyici eserlerini bu dönemde ortaya koydu.
Winston Churchill
Winston Churchill, II. Dünya Savaşı sırasında İngiltere’nin başbakanlık koltuğunda oturuyordu. Savaş dönemindeki başarıları, savaşın kazanılmasına öncülük eden politikaları ile dünya tarihini değiştiren siyasetçilerden birisi oldu! Ancak “zaferin arkasındaki” bu adam yalnızca düşman ordusu ile mücadele etmedi! Churchill, neredeyse bütün ömrü boyunca depresyon ve anksiyete ile de uğraşmak zorundaydı! Daha depresif dönemlerinde yataktan çıkmak istemiyor ve yemek yemiyordu! Yaşadığı psikolojik sorunların farkında olan Winston Churchill buna rağmen dünya tarihini değiştirecek bir savaşta ülkesini zafere taşımayı başardı.