Sosyal medya siteleri üzerinde “güzel insanları” gösteren milyarlarca fotoğraflarla eğitilen yapay zeka araçlarının önerdiğine göre, sarışın kadınlar ve uzun boylu esmer erkekler ideal insanların özellikleri olarak görülüyor.
'BÜYÜK ÖLÇÜDE GERÇEKÇİ DEĞİL'
Bir yeme bozukluğu farkındalık grubu olan Bulimia Projesi, AI’den sosyal medyada en çok ilgi görenlere göre “mükemmel” erkek ve kadın bedenlerini üretmesini istedi. Ancak grup sonuçların "büyük ölçüde gerçekçi olmadığı" konusunda uyarıyor.
SARI SAÇLI, YANIK TENLİ...
Kuruluşun araştırmacıları, en çok arzu edilen kadınların sarı saçlı, yanık tenli, kahverengi gözlü ve ince vücutlu olduğunu, “mükemmel” erkeğin ise koyu renkli, alev alev yanan gözlere, keskin elmacık kemiklerine ve belirgin kaslara sahip olduğunu buldu.
Teknolojinin örtülü önyargılarına işaret eden bir şekilde, AI sonuçlarının çoğu modası geçmiş güzellik standartlarına (beyaz ama bronzlaşmış, ince ama kaslı ve yoğun bir şekilde sarışın) abartılı bir şekilde öncelik veriyor gibi görünüyordu.
"Mükemmel" insanı nasıl buldular?
Bulimia Projesi, programların “mükemmel” vücut fikrinin kadınlarda ve erkeklerde nasıl göründüğünü bulmak için Dall-E 2, Stable Diffusion ve Midjourney gibi Yapay Zeka görüntü oluşturucularını test etti. Yapay zeka, mevcut görüntüler için interneti tarayarak ve bu sonuçlara göre yeni bir görüntü tasarlayarak çalıştı. Ancak öğrenme süreçlerini göstermedikleri için bu sonuçlara nasıl ulaştıkları tam olarak belli değil. Ancak internet aramalarının yanı sıra beğeniler ve yorumlar da dahil olmak üzere sosyal medyaya yüklenen fotoğraflarla etkileşimlerin dikkate alındığı düşünülüyor.
“Mükemmel” kadınları gösteren fotoğrafların yaklaşık yüzde 40’ı sarışındı, yüzde 30’u kahverengi gözlüydü ve yarısından fazlası yanık tenliydi.
Birçoğu, iyice bronzlaşmıştı ve görüntüler, genellikle sıklıkla estetik cerrahi ve dolgu maddeleri kullanılarak taklit edilen özellikleri içerecek şekilde dolgun dudaklar, kırışıksız ve gözeneksiz ciltler ve kayak pisti burunları gibi karikatürize özelliklere sahip olduğunu gösteriyordu.
Ayrıca, AI’nin eğitim önyargısına işaret eder bir şekilde görüntülerin büyük bir çoğunluğu beyaz ırklardan oluşuyordu.
Bu çalışmadaki bazı görüntülerin desteklediği bir diğer olgu da, güzellik standartlarının artık neredeyse ulaşması imkansız ve kesinlikle gerçekçi olmayan bedenlere dönüşmesiydi. Öyle ki, bu görüntülerin bazıları fotoğraf düzenleyici uygulamalar kullanmadan ulaşılamayacak özellik birleşimlerine sahipti.
GENÇ NESİLDE FİLTRELERİN ETKİSİ ÇOK FAZLA
Florida’da Bulimia Projesi çalışmasına yardımcı olan gazeteci James Campigotto, çalışmanın amacının; yapay zekânın önyargılarını, tehlikelerini ve sosyal medyanın gücünü keşfetmek olduğunu söyledi. Campigotto, özellikle genç nesilde filtrelerin etkisinin çok daha fazla olduğunu söyledi.
Montreal Üniversitesi’nde 2019 yılında yapılan bir araştırma da uzun süreli sosyal medya kullanımının vücut imajı üzerindeki zararlı etkilerini ortaya çıkarmıştı. Araştırmalara göre; gençler internette günde ortalama dokuz saat geçiriyor. Üstelik bu süre arttıkça yine gençler arasındaki depresyonun da rekor seviyelere ulaştığının görülmesi dikkat çekti.
Dört yıl boyunca araştırma ekibi, lise yılları boyunca 12 ila 16 yaşları arasındaki 4 bin genci takip etti ve gençlerin her yıl sosyal medyada ve televizyon izleyerek daha fazla zaman harcadıkları görüldü. Ayrıca her geçen yıl da daha fazla depresyon belirtisi gösterdikleri gözlemlendi.