20 Eylül 2024 Cuma
İstanbul 18°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

1 Aralık Medyanın Halleri

İşte günün öne çıkan köşe yazıları...

1 Aralık Medyanın Halleri

İYİ PARTİ, FETÖ VE GLADYO

MAHMUT ÖVÜR - SABAH

Para pul ilişkileri bir yana Akşener, öncelikle partisine yönelik psikolojik harbi kimlerin yürüttüğünü ve Koman'ın nasıl talebesi olduğunu mutlaka açıklamalı. Çünkü bu itiraf başka bir ilişki ağıyla, iç kargaşa ve darbeler konusunda maharetli NATO destekli Gladyo'nun son versiyonu FETÖ'yle irtibatlı. FETÖ'nün İyi Parti'de etkili olduğu biliniyor. Bunu da sadece İyi Parti karşıtları değil, bizzat partinin Koray Aydın ve Ümit Özdağ gibi kurucuları seslendirdi. Hatta birkaç gün önce yine İyi Parti kurucularından İsmet Koçak, Haber Global'de söyledi: "İyi Parti'de FETÖ hâkimiyeti var." Ortada garip bir durum olduğu çok açık. Hem FETÖ'nün etkili olduğu bir partiden söz ediliyor hem de o partinin başındaki isim Gladyovari bir psikolojik harple karşı karşıya kaldığını söylüyor. Önlem olarak da eski Gladyocu Koman'ın talebesi olduğunu hatırlatıyor. Akşener gerçekten partisinin "müstakil" olmasını mı istiyor yoksa tipik FETÖ yöntemiyle kafaları mı karıştırıyor? Kendisi açıklarsa partisine de iyilik etmiş olur, aksi hâlde bu sorular yakasını bırakmaz.

HER PLATFORMDA AYNI TARTIŞMA

ALİ EYUBOĞLU - MİLLİYET 

DogeDesigner adlı X kullanıcısı, The Wall Street Journal’daki bir haberi kaynak gösterip, “Instagram Reels, gençlere açıkça cinsel yetişkin videoları gösteriyor, beraberinde birçok büyük markanın reklamlarını yayınlıyor” diye yazdı. Mavi tik’li bu hesabın bu eleştirisini X’in patronu Elon Musk alıntılayıp, “Siz ne diyorsunuz, büyük markalar?” diye sordu. Çocuklar ve gençlerin, müstehcen paylaşımlar yapanları takip etmeseler bile kurtulmaları mümkün değil bu teşhircilerden... Çünkü Instagram’ın ‘Keşfet’ sayfası bu müstehcen paylaşımlarla dolu. İsraillilerin Filistin’de öldürdüğü bebeklerle ilgili paylaşımların üstünü ‘Hassas içerik’ uyarısıyla kapatan Instagram, müstehcen içerikler için aynısını yapmıyor. Instagram’daki cinsel içerik bolluğu X’te tartışılırken bizde ne oldu? TikTok’ta göğüs gösterisi yaparak bir saatte 100 bin lira toplayan kişi gözaltına alınca, sosyal medyadaki klasik tartışma yeniden alevlendi: “Birçok ülkede yasak olan TikTok bizde de kapatılsın” diyenlere karşın, “Sosyal medya mecraları çıplak kadın doluyken sadece bu TikTok teşhircisi niye gözaltına alındı?” diye itiraz edenler. 35 yaşındaki G. D. ifadesinde kirayı ödeyemediği için yayın açtığını ve para kazandığını, beş aylık hamile olduğunu söyledi. G. D. yurt dışı çıkış yasağı ve adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı, ama tartışmalar bitmedi. Sosyal medya mecraları, trafiklerini artırdığı için izin verdikleri bu tür müstehcen paylaşımları abonelerin yaşlarına göre sınır getirmezse daha çok tartışılır bu konu!

AR DAMARI... MANEVİYAT ZIRHI...

OKAN MÜDERRİSOĞLU - SABAH

Son dönemde ortaya çıkan figürler, çetrefilli ilişkiler, lüks harcamalar, kayıt dışı paralar bize günlük bir meselenin ötesinde mesajlar veriyor. (...) 1980'ler Türkiye'nin kapalı ekonomiden, dışa açık piyasa ekonomisine geçiş yılları idi. Döneme, "köşe dönme" anlayışı damga vurmuştu. 1990'lara yüksek enflasyonlu günler, kısa ömürlü hükümetler eşlik etti ve "fırsatçılık, uyanıklık" diye tanımlanan davranış kalıpları yerleşti. 2000'li yıllar ise sosyal medya ağları üzerinden "fenomenler çağının" kapısını araladı. Her gün geniş kitlelere ulaşan, ne idüğü belirsiz figürler, daha düne kadar yalın ayak başı kabak dolaşırken birden bire hazmedilmemiş ve hak edilmemiş servetlerin sahipleri olarak karşımıza çıkarıldılar. Berbat hayatları kendilerini ilgilendiriyordu, ilgilendirmesine de. Topluma, bilhassa gençlere rol model olarak sunulmaları başlı başına bir sosyal yaraya dönüşüyordu. Aynı anda cinsiyetsizleştirme içerikli yayın ve yorumlar da servis edilmeye başlandı. (...) Kim ne derse desin... Daha önce Sn. Devlet Bahçeli'nin gündeme taşıdığı "Toplum Ruh Sağlığı Yasa Önerisini" ciddiyetle ele almak, aileyi ayakta tutacak formüllere dört elle sarılmak zorundayız!

AKİT YAZARI İŞÇİNİN CEBİNE DEĞİL BANKALARIN KÂRINA BAKSIN!

Yeni Akit yazarı Sinan Burhan, “Asgari ücrete zam yapılmasın” başlıklı bir yazı yazdı. Deprem, EYT gibi gerekçeleri gösteren Burhan, asgari ücrete artışın yeni zamlara yol açtığını söyledi. Tek çözüm önerisi Cumhurbaşkanı'na güvenmek ve kamuda tasarruf yapılması. Sorunun sebebi Burhan'ın güvenelim dediği AK Parti hükûmeti. Evet kamuda tasarruf önemli falan kesin çözüm değil.

Çözümü Vatan Partisi her fırsatta dillendiriyor: 

  • Türkiye'de yaratılmış ama yurtdışı bankalarına yatırılmış 300 ila 500 milyar dolar para var. Bunların sahipleri de belli. Vatan Partisi bu parayı Türkiye'ye getirtecek ve yatırıma, istihdama dönüştürecek. 

    Bankalar, 2022 yılında 433 Milyar Lira kâr ederken; çiftçinin, sanayicinin ve esnafın kapısına icracı dayanıyor. İktidarımızda banka kârlarının yüzde 80'ini kurumlar vergisi olarak alacağız. 

  • Kira bedellerinin artışı, enflasyonun ateşini yükselten en önemli etken oldu. Kira bedellerini üç yıl donduracağız.

Vatan Partisi'nin üretim, istihdam, yatırıma en önemli iki katkısı planlama ve adil bölüşüm.
Sayın Burhan, Forbes listesine bakarsa zenginlerin servetlerini katladığını görebilir. Yine dolaylı vergilerin neden yüzde 80 düzeyine ulaştığı üzerine de düşünebilir. Peki tarlada 2-3 lira olan ürünün kentlerde neden 40-50 lira olduğuna dair bir şey söylebiliyor mu sayın Burhan? Hayır. “Zor olanı” söylediğini sanıyor ama yıllardır hükûmetlerin yaptığı en kolay şeyi dillendiriyor. Zor olan adil bölüşümü talep etmek Sayın Burhan.

Son Dakika Haberleri