1 Haziran Medyanın Halleri
HAZIRLAYAN: ERCAN DOLAPÇI
KILIÇDAROĞLU ‘SİNİR SİYASETİ’Nİ ŞİMDİ KİTLESİNE UYGULUYOR
NEDİM ŞENER / AKŞAM
Kılıçdaroğlu, 10’uncu seçimini kaybetmesine rağmen “Mücadeleye devam” diyerek koltuğunu koruyacağını açıklarken, ona yakın gazeteci ve televizyoncular 28 Mayıs gecesinden itibaren hayal kırıklığı yaşayan kitleye yeni masallar anlatmaya devam ediyorlar. Kılıçdaroğlu’nu “başarılı” bulanlar, yüzde 42 alan Bülent Ecevit’ten başarılı olduğunu söyleyip kitleyi uyutmaya devam ediyor.
Şimdi ise düşük ve kısık sesle de olsa, 2010 yılında CHP Genel Başkanı olan ve 13 yılda 10 seçim kaybeden Kemal Kılıçdaoğlu’nun görevinden ayrılmasını tartışıyorlar.
Kılıçdaroğlu, 10’uncu seçimini kaybetmesine rağmen “Mücadeleye devam” diyerek koltuğunu koruyacağını açıklarken, ona yakın gazeteci ve televizyoncular 28 Mayıs gecesinden itibaren hayal kırıklığı yaşayan kitleye yeni masallar anlatmaya devam ediyorlar. Kılıçdaroğlu’nu “başarılı” bulanlar, yüzde 42 alan Bülent Ecevit’ten başarılı olduğunu söyleyip kitleyi uyutmaya devam ediyor.
Öyle anlaşılıyor ki Kılıçdaroğlu CHP Genel Başkanlığı’nı bırakmayacak. Tıpkı 6’lı Masa’da uyguladığı taktik gibi, “sinir siyaseti” uygulayarak tepkilerin yatışmasını bekleyecek. İnanç ve etnik ayrımcılık yaparak parti delege yapısı üzerinde sahip olduğu güçle, TBMM’ye soktuğu ve kendisine bağlı milletvekilleri üzerinden CHP’yi yönetmeyi, yerel seçimlerde belediye başkan adaylarını belirlemeyi sürdürecek. Başkaldırmaya çalışanları yok edecek, kendi kontrol ettiği sahte muhalif adaylarla yapacağı kurultay, tiyatro oyununu geçmeyecektir.
Dolayısıyla kendi istemediği sürece hiçbir güç Kılıçdaroğlu’nu CHP Genel Başkanlığı’ndan indiremeyecektir.
3. ZAFER VE ‘TÜRKİYE YÜZYILI’
KEREM ALKİN / SABAH
Türkiye, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın güçlü ve küresel sistemde kararlılığı ile tanınan bir liderle, 'adil ve dengeli' siyasi duruşu ile, 'Küresel Güney'in bu eşiği aşmasında kritik bir rol üstlenebilir. Geride bıraktığımız 22 yılda yaşananlar, 'Küresel Güney ile 'Küresel Kuzey' arasındaki dengesizlikler, haksızlıklar, daha da ağır olanı, bencillikler, önde gelen ülkelerin göz göre yaptıkları hatalar, kötülükler insanlığı bir 'Belirsizlik Çağı'nın içine hapsetmiş durumda. Tüm bu zorlu ve amansız bir mücadeleyi gerektiren tablonun ortasında, bir lider, Cumhurbaşkanı Erdoğan, ülkesini dünyanın her yerine demokrasi, barış, refah götürecek bir devrime imza atarak, Türkiye'yi kapsamlı bir vizyona da odaklamış durumda. Bu nedenle, Cumhurbaşkanı Erdoğan 'Türkiye Yüzyılı', aynı zamanda 'gücün yüzyılı', 'sürdürülebilir kalkınma'nın yüzyılı, 'bilimin yüzyılı', 'dijitalin yüzyılı', 'üretimin yüzyılı' olacağının da altını çiziyor.
Türkiye Yüzyılı, istiklalin ve istikbalin de yüzyılı olacak. Türk halkının istiklali ve istikbalini kalıcı kılmak üzere, ülkemizin daha da iddialı mega projelere, yeni eserlere, yeni programlara, yeni hizmetler peşinde koşmasına birlikte şahit olacağız. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın seçim zaferinin aynı zamanda bir 'eserler ve projeler' zaferi olduğunu da unutmayalım. Ve, 'Türkiye Yüzyılı'nın anlamını, önemini, vazgeçilmezliğini tüm dünyaya en iyi şekilde aktarmak adına, vatandaşımızı ve dünyayı güvenilir kaynaklarla doğru ve zamanında bilgilendirecek, tüm dezenformasyonları bertaraf edecek bir etkili 'iletişim yüzyılı' da inşa ediyoruz. Başarımızla da 'Türkiye Yüzyılı'nı insanlık için 'güven ve istikrar'ın yüzyılına dönüştüreceğiz.
KILIÇDAROĞLU'NU İSTİFAYA ÇAĞIRAN UYANIK GAZETECİLER
KURTULUŞ TAYİZ / HÜRRİYET
Muhalif seçmeni gerçeklerden koparıp hayal dünyasına kimler sürükledi?
"Seçimleri yüzde 60'la kazanıyoruz" havasını kimler yaydı?
"Erdoğan kaybediyor, kesin bilgi" diye kimler çığırtkanlık yaptı?
Kemal Kılıçdaroğlu ağır bir yenilgi yaşadı, kaybetti.
Suçu ona atmak kolay.
"Kemal Kılıçdaroğlu'nu bu akşam 13. Cumhurbaşkanı ilan ediyoruz" diyen Ekrem İmamoğlu ve onun tezgahına konu mankeni olan Mansur Yavaş'ı da hedef göstermek mümkün.
Evet, birlikte kaybettiler.
Fakat muhalif seçmeni manipüle eden, nefretle yükleyip sonuçta büyük bir hayal kırıklığına terk edenler siyasetçiler kadar CHP medyası ve muhalif gazetecilerdi.
Hangi birini sayalım?
Sözcü TV'den Fatih Portakal "yüzde 62,5 ile Kılıçdaroğlu kazanıyor" araştırmasının sahibi. Ve Kılıçdaroğlu'nun istifasını isteyen ilk gazeteci. Bu fazlasıyla bir yüzsüzlük değil mi?
"Erdoğan büyük kaybedecek" diye okurlarını dolduruşa getiren Deniz Zeyrek, seçimlerin ardından da "Kılıçdaroğlu neyi okuyamadı" diye değerlendirmelerde bulundu. Sahayı okuyamayan kim? Sadece Kılıçdaroğlu mu?
Deniz Zeyrek de "değişim" isteyen ve Kılıçdaroğlu'nun istifasını bekleyen gazetecilerin başında geliyor. İsmail Saymaz da keza öyle. "Yenildi, başarısız oldu, değişim gerekli" sözleriyle Kılıçdaroğlu'nun istifasını talep ediyor.
Seçim gecesi sabaha kadar "Kılıçdaroğlu kazandı" yayını yapan, gerçekleri bile bile çarpıtarak provokasyona zemin hazırlayan Şirin Payzın ve ekibi ne olacak?
Peki Anadolu Ajansı'nın veri akışını yayından kaldırarak Kılıçdaroğlu'nu gecenin kazananı ilan eden İsmail Küçükkaya?