29 Aralık 2024 Pazar
İstanbul
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

10 Eylül Medyanın Halleri

İşte günün öne çıkanları

10 Eylül Medyanın Halleri

OVP OLUŞAN ALGI VE BEKLENTİLER

Levent Yılmaz - Yeni Şafak

Gelelim OVP’nin içindeki tahminlere. Öncelikle ekonomi yönetiminin büyüme oranlarını aşağı yönlü güncellediğini görüyoruz. Yine de 2024 yılı için öngörülen %4’lük büyüme ile yıl sonunda %33’lük enflasyon tahminine nasıl ulaşılacağı konusunda tereddütler var. Öte yandan hali hazırda devam eden sıkılaştırma programının hızı, dozu ve içeriğine baktığımızda 2024’te %4’lük büyümenin nasıl sağlanacağı da tam net değil. Ayrıca GSYİH tahminlerinden yola çıkarak elde edilen ortalama kur rakamlarına baktığımızda enflasyon tarafındaki döviz kuru geçişkenliğinin etkilerinin ağırlıklı olarak iç talebin kısılması ile bertaraf edilmeye çalışılacağını görüyoruz. Bu yöntem teorik olarak doğru olsa bile pratikte istihdamı olumsuz etkileme ihtimali olan bir durum. Böyle olursa OVP’deki istihdam rakamları ile gerçekleşen rakamlar arasında bir fark olacaktır.
Program ağırlıklı olarak iç talebin mümkün mertebe kısılması ve dışarıdan ciddi miktarda kaynak tahsis edilmesi üzerine kurgulanmış görünüyor. Zaten Şimşek de OVP ile ilgili “Ben dış kaynak ayağının oldukça güçlü olacağına inanıyorum. O konuda arka planda yaptığımız birtakım çalışmalar var.” diyerek buna işaret ediyor. Umarım küresel konjonktür buna imkan tanır.

CHP 104 YAŞINDA

Alev Coşkun - Cumhuriyet

CHP bugün kuruluşunun 100. yılını kutluyor.
Gerçekten CHP’nin tüzüğü, 9 Eylül 1923 tarihinde CHP Meclis Grubu tarafından oybirliği ile kabul edildi. Kuruluş dilekçesi İçişleri Bakanlığı’na aynı tarihte sunuldu.
İki gün sonra, 11 Eylül 1923’te Mustafa Kemal Atatürk, partinin genel başkanlığına seçildi. Bu tarihlere göre, bugün CHP’nin kuruluşunun 100. yıldönümüdür.
Ancak biz CHP’nin 104. yıldönümünü kutlamamız gerekir diyoruz. Bunun sebebini kısaca irdeleyelim:
CHP’nin kurucu genel başkanı Atatürk’tür. Atatürk, CHP’nin 104. yılını kutladığımızı söylüyor.
Ben bu tarihin düzeltilmesi gerektiğini yazdığım yazılarla her 9 Eylül’de Atatürk’ün uyarısını tekrar ediyorum. Atatürk, 1927 yılında bu tarihleri özellikle düzeltti.
Düzeltilen tarih olayının gelişimi de şöyledir: CHP’nin ilk kurultayı 15 Ekim 1927’de toplandı.
Atatürk, kurultayı açış konuşmasında, “Bu kurultay birinci değil, ikinci kurultayımızdır” dedi.
Atatürk, CHP’nin ilk kurultayının 4 Eylül 1919’da toplanan Sivas Kongresi olduğunu açıkladı ve CHP’nin kuruluşunun, böyle kabul edilmesini ısrarla istedi. Bu, son derece önemli ve anlamlı bir karardır.
1927 yılından sonraki CHP kurultayı 10 Mayıs 1931 tarihinde toplanmıştır.   
Atatürk, bu kurultayın açış konuşmasında da bu konuya bir kez daha değindi, konuya bir kez daha açıklık getirdi. CHP’nin ilk kurultayının Sivas Kongresi olduğunu ve temel kuruluşun esasında “Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Derneği” olduğunu bir kez daha belirtti.
Atatürk, kurultay konuşmasında şöyle diyor: “Bizim kongremiz, bundan 12 yıl önce Sivas’ta bir mektep dershanesinde yapılmıştır.”
Böylece, 1931 Kurultayı CHP’nin üçüncü kurultayı oluyordu. Nitekim, 11 Mayıs 1931 tarihli Cumhuriyet gazetesi bu haberi “CHP Üçüncü Büyük Kongresi Dün Açıldı” diyerek 8 sütun manşetten vermiştir.

MUHALEFET KRİZİNDEN YANSIYANLAR

Yaşar Hacısalihoğlu - Akşam

Şurası çok açıktır ki; Mavi Vatan, Doğu Akdeniz, Kıbrıs davası, milli teknoloji hamlesi, hidrokarbon filosu, doğal gaz petrol keşfi, TOGG, nükleer enerji, savunma sanayinde yerlilik ve millilik, enerjiden ekonomiye tam bağımsızlık mücadelesi, FETÖ, PKK terör örgütleri ve arkasındaki emperyalizme karşı mücadele ve bunların tüm alt başlıklarında ilk adres değilseniz bu alanlarda verilen mücadelenin neferi, önderi, umut olanı değilseniz daha çok seçim yenilgisi yaşarsınız. O yüzdendir ki, isimler üzerinden değil fikirler ve siyasi tutumlar üzerinden öz eleştiriler ve tespitler yapmalısınız.
Bu çerçevede muhalefet olarak alacağınız doğru tutum; İktidarın verdiği mücadelenin sıkı takipçisi olmak, mücadelesinde aksayan, gerileyen, soğuyan yönleri olursa bu noktada güven veren milli tavır ortaya koymak ve bu bağlamda İktidarın verdiği mücadeleyle yarışmak, daha fazlasını yapabileceğini ispatlayabilmektir.
Yoksa muhalefetin benimseyeceği doğru tutum; iktidarın verdiği mücadeleyi sekteye uğratmak, zedelemek, karalamak, etkisizleştirmek değildir.

‘II. AZERBAYCAN- ERMENİSTAN SAVAŞI’NA DOĞRU

Nedret Ersanel - Yeni Şafak

Aslında başlarsa teknik olarak 3’üncü savaş olacak. Ancak son savaşın kesin biçimde Azerbaycan’ın zaferi ile sonlanmasına rağmen, sadece Erivan değil, bir seri ülke farklı nedenlerle 2’inciyi “bitmiş” kabul etmiyorlar. İnşallah korkulan gerçekleşmez ama kontrolden çıkarsa ikincinin devamı olacak…
Dünyada Pandora Kutusu’nun iki bulaşıcı kilidi var. Ne Ukrayna ne Pasifik. Biri Kafkaslar biri Ortadoğu. Ortadoğu özelinde şu an Irak ve tüm bağlantılı alanlar…
Şu an iki coğrafyada da alarm zilleri çalıyor. Suriye-Irak’a ilişkin Türkiye zaten söyleyeceğini söyledi; “Bu noktaya geleceğini tahmin etmiştik, daha kötü hale gelme ihtimalini de görüyoruz”…
Kafkaslar’da ise Ermenistan tehlike sinyalleri veriyor ve yukarıdaki kronolojiye bakıldığında Ankara bunu da önceden tespit etti. Şimdi herkes yaklaşan tehlikeyi işaret ediyor…
ABD, başta Suriye, Ortadoğu’da bir şey yapmak için değil başkası bir şey yapmasın için bulunuyor gibi. Yani dört başı mamur planı yok. Fakat Kafkaslar’da var. Kaba tarifiyle yeniden bölgeye/oyuna dönmek istiyor…
Afganistan utancı ve Ermenistan-Azerbaycan savaşından sonra ortaya çıkan tablo, Hazar ülkelerinin birliği ve Türk Devletleri Teşkilatı’nın tarihteki en ileri hamlesinden sonra nüfuz ve varlığının azaldığı bölgede bulunmak onlar için zaruri; bir ucu Karadeniz üzerinden Doğu Avrupa ve Balkanlar’a, güneyde İran ve Batı Asya’ya uzanıyor, Doğu’da ise büyük rakip Çin’e giden yolların merkezi buradan geçiyor…

Son Dakika Haberleri