13 Kasım 2024 Çarşamba
İstanbul 13°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

10 Kasım Medyanın Halleri

10 Kasım Medyanın Halleri... Köşe yazarlarının gündemi ne? Gazetelerde neler var? Köşe yazılarında öne çıkanlar neler?

10 Kasım Medyanın Halleri... Köşe yazarlarının gündemi ne? Gazetelerde neler var? Köşe yazılarında öne çıkanlar neler?
A+ A-
NADİR TEMELOĞLU

BU DA ‘HOR GÖRÜLEN’ AMERİKALILARIN DEVRİMİ

BERCAN TUTAR/ SABAH

Trump'ın zaferinin tarihsel, sosyolojik, ekonomik, kültürel ve siyasi açıdan ne anlama geldiğini, Amerikan kartel medyası attığı başlıklarla, yoruma gerek kalmadan zaten etkili bir şekilde ifade ediyor.

Amerikan derin devletinin ve Siyonist Evanjelik sistemin amiral gemisi New York Times'ın haber analizi her şeyi şu cümlede özetlemiş: “Bu sonuç, ulusun zorla değil bir izin belgesiyle fethedilmesidir.” Amerikalılara 'bidon kafalılar' muamelesi yapan Washington Post ise manşet analizinde “Seçime girerken ekonomi güçlüydü. Seçimden önceki son ekonomik rakamlar oldukça iyi görünüyordu. Fark etmesini bekliyorduk. Öyleyse neden seçmen bunları hissetmedi?” ifadeleriyle halka hakaret etmiş.

Diğer dikkat çeken bazı manşetler ise şöyle…

“Sıradan Amerikalılar seçkinlerden bağımsızlık ilan etti!”, “Hispanikler, Müslümanlar ve siyahiler nasıl oldu da Trump'ın etrafında kenetlenebildi?”, “Sevgili eski medya: Teşekkür ederim? Halkının tarafını asla tutmadığınız için. Sayenizde zorbalık düzeni yenildi!”, “Demokratik imparatorluğun çöküşü!” ve son olarak “Trump, müesses nizama hezimeti yaşattı!”

***

JETON GEÇ DÜŞTÜ AMA SES GELMİYOR!

TUNCA BELGİN/ MİLLİYET

İsviçre Federal İstihbarat Servisi FIS’e göre; PKK, İsviçre’de gizli terör faaliyetleri yürütüyor. Avrupa’daki başka yerlerde olduğu gibi gizlice para topluyor, terör propagandası yapıyor ve eğitim kamplarında kandırdığı gençleri gelecekte Türk Ordusu’na karşı savaşmak üzere eğitiyor. PKK yanlısı sözde kültür dernekleri yeni gelen “Kürt mültecileri” yanına çekerek onları amaçları doğrultusunda kullanmaya çalışıyor. FIS’in tespitlerinde PKK’nın zaman zaman şiddet yanlısı sol görüşlü aşırılıkçı grupların üyeleriyle işbirliği yaptıkları da var... Potansiyel hedeflerinin de camiler, Türk misyonları ve kurumları olduğu açık açık yazılıyor…

Bunların İsviçre tarafından dillendirilmesi elbette önemli ancak, gizli denilenlerin hepsi zaten bilinen, aleni alçaklıklar... Dolayısıyla ilginç olan İsviçre’de de jetonun artık düşmesi...Terör örgütü PKK’nın aşağılık yüzünü görmesi, gerçeği anlaması ve bir gizli servis raporuyla daha kayda geçirmesi… Zira bu gibi bilgiler İngiliz İstihbarat Teşkilatı MI6, Alman Gizli Servisi BND başta olmak üzere Avrupa’daki hemen her ülkenin gizli servis raporlarında mevcut. ABD İstihbarat Teşkilatı CIA’da olduğu gibi... Terör örgütünün ideologlarının da Ortadoğu’da değil ABD ve Avrupa’da oldukları da herkesçe malum. Bunlarda zaten yerleri bilinen, tanınan insanlar... Başta Almanya, Fransa, İsveç olmak üzere AB ülkelerinin de Türkiye’nin birlik, beraberliğine aykırı faaliyet gösteren kişi, kurum, örgüt, cemaat ve yapıları desteklediği, onlara fonlarla finans sağladığı da bilinen bir başka gerçeklik. Bir de ikinci, üçüncü nesil dediğimiz, Avrupa’da ve ABD’de yetişen Kürt kökenlilerin planlı bir faaliyet kapsamında STK’ların, vakıfların yönlendirmeleriyle Türkiye aleyhine bir algıyla yetiştirildikleri, orada kendisini besleyen kurumsal yapının ideolojisini benimsemeye zorlandıkları da sır değil...

***

DURMAK YOK, KONSERE DEVAM!..

HİKMET GENÇ/ AKŞAM

“Doğaçlama Dans Festivali” için dışarıdan getirdiği yabancı dansçıya 100 bin dolar ödemişti İBB'nin Eko'su...

“Herkesin, ‘Bu kadarını ben de doğaçlarım!’ diyebileceği bir etkinlik için ne çok para ödemişler.” dediydik. 1 doğaçlama dansçısına 100 bin dolar.., bi'şey değilmiş meğer.

İzmir Konak Belediyesi'nin Şevval Sam ile 1 adet konser için 5,3 milyon liraya anlaştığını öğrendik.

‘Yuh...’ dedik. ‘O kadar da değildir’ dedik.., ve fakat yanıldık.

Sonra mevzu Ankara'ya sıçradı.

ABB'nin (bir günlük konser için) Ebru Gündeş'le 69 milyon liralık sözleşme yaptığı ortaya çıktı.

‘Oha...!’ dedik.

Sonra Mor ve Ötesi Grubu'na yine bu yıl 19 Mayıs etkinlikleri kapsamında 71 milyon lira ödeme yapıldığını öğrendik...

‘Çüş artık..!’ dedik. Rakam gittikçe yükseliyordu...

Ama CHP hizmette.., pardon konserde sınır tanımıyordu.

Mansur Yavaş geçen sene Cumhuriyet Bayramı kutlamalarında Candan Erçetin ve Murda konserleri için 80 milyon lira ödemiş.

‘Yok artık!’ demedik.

Ve anladık ki, Mansur Yavaş için çorbada ve dahi konserde sınır yok!

***

İMAMOĞLU’NUN YENİ YAYIN ATAĞI

FUAT UĞUR/ TV100

Söylenenlere göre Ekrem İmamoğlu Sözcü’deki adamlarını tek tek kopararak kuracağı yeni televizyon ve çıkaracağı gazete için kolları sıvadı bile. Tabii ki konser ve etkinlik organizasyonu için 5,5 milyar lira harcanacak. Sonuçta gazete ve televizyon da bir “etkinlik” değil mi?

Aralık ayında gazete çıkıyor. Adının da NEFES olacağı bildiriliyor. Şubat ayında da televizyon geliyor. Televizyonun adı Ekrem beyin durumu belli olduğunda TIKNEFES mi olur, bilemiyorum. (…)

İBB’nin ve ABB’nin ödemediği milyarlarca liralık SGK borçlarına karşılık bu konserlere ve etkinliklere harcanan milyarları gözardı mı edelim?

Bakın, SGK’ya en borçlu belediyeler arasında birinci olan ABB’nin şirketi BUGSAŞ Vergi yüzsüzleri listesinde 600 milyon Lira borç ile 92. sırada. Vergi borcunu ödemiyorsunuz, sigorta borcunu ödemiyorsunuz, Ankara’nın bütçesini nereye harcıyorsunuz?

Bu soruları benim yerime HAZİNE VE MALİYE BAKANI MEHMET ŞİMŞEK, İÇİŞLERİ BAKANI ALİ YERLİKAYA İLE SAYIŞTAY’IN SORMASI gerekmez mi?

***

CHP’DE İPLER KOPMAK ÜZERE

MAHMUT ÖVÜR/ SABAH

Yerel seçimlerden birinci çıkan CHP, çok değil 7 ay sonra birbirini ekarte etmeye çalışan 4 aktörlü çok parçalı bir partiye dönüştü. Dışarıdan birilerinin siyasi operasyon çekmesine ya da CHP'lilerin deyimiyle içeriye yönelik "nifak" sokmasına gerek yok. (…)

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu gizli ilişkilerinin açığa çıktığı DEM Parti'yle el ele vererek Mansur Yavaş'a, Mansur Yavaş da CHP'yi elinde tutup sağ siyasi aktörlere selam göndererek İmamoğlu'na, eski Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu da süreci yönetemiyor dediği mevcut genel başkan Özgür Özel'e karşı hamle üstüne hamle yapıyor. Bu kaotik durum hepsine irtifa kaybettiriyor ama siyasi hayatı ciddi tehlikede olan iki isim var. İlk sırada CHP Genel Başkanı Özgür Özel geliyor. Daha önce de yazdım, Özel'e yönelik ciddi bir kampanya yürütülüyor ve genel başkanlıktan düşürülmesi için birkaç yönden harekete geçilmiş durumda.

Bu kampanyanın mimarı ise hiç kuşkusuz Kılıçdaroğlu... Kılıçdaroğlu'na yakın belediye başkanları ve partinin meclis grubu, Özel'i yüksek sesle eleştirdiği gibi o çevreden kurultay sesleri de yükseliyor.

İkinci sırada İmamoğlu geliyor. İmamoğlu, CHP içinde siyaseten çok sıkışmış durumda. Değişimi başlatmasına ve kurultaydan başarıyla çıkmasına rağmen cumhurbaşkanlığı adaylığının önü bir türlü açılmıyor ve Mansur Yavaş engelini aşamıyor.

Bu da onu telaşlandırıyor ve çileden çıkartıyor. 29 Ekim'de adaylığını resmen açıklaması da işe yaramadı. Şimdi buna bir de kent uzlaşısının hayata geçirildiği İstanbul Esenyurt Belediyesi'ne kayyum atanması olayı eklenince CHP içi gerilim daha da yükseldi.

CHP Trump PKK ABD Ekrem İmamoğlu