22 Aralık 2024 Pazar
İstanbul
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

10 kez Antarktika’ya giden bilim insanı Burcu Özsoy çalışmalarını anlattı: En kuru en soğuk en uzak yer...

Özsoy, onuncu seferden yakın zamanda döndü. Bütün bu deneyimlerini, heyecanını ve mutluluğunu Aydınlık’a anlattı. Antarktika? ‘Her şeyin o kadar büyük ve muazzam olduğu bir yer ki insan kendi varlığını ve bu dünyada ne kadar küçük olduğunu bir kez daha anlayabiliyor!'

10 kez Antarktika’ya giden bilim insanı çalışmalarını anlattı: En kuru en soğuk en uzak yer...! Prof. Dr. Burcu Özsoy Antartika’yı anlattı

Prof. Dr. Burcu Özsoy, TÜBİTAK MAM Başkanı ve Kutup Araştırmaları Enstitüsü Müdürlüğünün yanı sıra uluslararası düzeyde Antarktik Araştırmalar Bilimsel Komitesi (The Scientific Committee on Antarctic Research-SCAR) Başkan Yardımcılığını sürdürüyor. Başta annelik olmak üzere diğer görevleri de var, yan sütunlarımızda okuyacaksınız.

Özsoy, ilki 2005’te olmak üzere 10 defa Antarktika’ya gitti. Bu seferlerin birinde araştırmacı, birinde eş-lider, dördünde lider ve diğer dördünde ise sefer koordinatörü görevlerini yürüttü…

Özsoy, Aydınlık’a konuştu. Hem Antarktika sevdasını anlattı hem yürütülen çalışmanın bugününü ve geleceğini. Antarktika? “Her şeyin o kadar büyük ve muazzam olduğu bir yer ki insan kendi varlığını ve bu dünyada ne kadar küçük olduğunu bir kez daha anlayabiliyor!”

Prof. Dr. Burcu Özsoy örnek bir bilim insanı. Bugün Antarktika’da söz sahibi olma aşamasına geldiysek, bunda onun büyük katkısı var… Kalemi de kuvvetli. Asla yanaşmadığım yazılı soru-yanıt yöntemini önerdi, kendisinin yoğunluğunu bildiğim için kabul ettim. Yazışmalarımızın sonunda yine de akıcı, etkileyici, harika bir metin ortaya çıktı. Sayfalara sığmayacak uzunlukta ama çok keyifli bu metni, üç bölüm halinde sunuyoruz. Aydınlık ailesi olarak kendisine teşekkür ederiz.

Sözü kendisine bırakıyoruz:

10 kez Antarktika’ya giden bilim insanı Burcu Özsoy çalışmalarını anlattı: En kuru en soğuk en uzak yer... - Resim : 1
Prof. Dr. Burcu Özsoy örnek bir bilim insanı. Bugün Antarktika’da söz sahibi olma aşamasına geldiysek, onun büyük katkısı var. 10 defa Antarktika’ya gitti. Bu seferlerin birinde araştırmacı, birinde eş-lider, dördünde lider ve diğer dördünde ise sefer koordinatörü görevlerini yürüttü… Özsoy, hem Antarktika sevdasını dile getirdi hem yürütülen çalışmanın bugününü ve geleceğini anlattı.

HERKES BÜYÜLENİR…

  • Bilim insanı olma yolundaki ilk adımı doktora eğitimi sırasında Antarktika'daki deniz buzlarını çalışarak attınız… Antarktika’yla bir duygusal bağınız da oluşmuştur. Bize Antarktika’yı bu gözle anlatır mısınız? Dünyanın hiçbir yerinde göremeyeceğimiz şeyler mi var orada?

-İlki 2005’te olmak üzere 10 defa Antarktika’ya gittim. Bu seferlerin birinde araştırmacı, birinde eş-lider, dördünde lider ve diğer dördünde ise sefer koordinatörü görevlerini yürüttüm. Tabii ki başka görevlerle sahada olsam da benim için önemli olan bilimsel çalışmalarımı her daim yürüttüm. Yetiştirdiğim öğrencilerimin yanı sıra, Cumhurbaşkanlığı himayelerinde, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı uhdesinde, TÜBİTAK MAM Kutup Araştırmaları Enstitüsü koordinasyonunda sürdürülmekte olan Ulusal Kutup Araştırmaları Projesi çerçevesinde birçok Türk ve yabancı bilim insanının da kutup bölgelerine erişmesinin ve burada araştırma yapmasının önünü açmış olduk.

Antarktika’ya giden herkesin, oranın doğası ve bakirliğinden etkilendiğini, hatta belki de büyülendiğini söylemek yanlış olmaz diye düşünüyorum. Ben de 2005’te gittiğim ilk seferde bu büyünün etkisine kapıldım. Yüzlerce kilometre ötedeki dağları görebildiğiniz, her şeyin o kadar büyük ve muazzam olduğu bir yer ki insan kendi varlığını ve bu dünyada ne kadar küçük olduğunu bir kez daha anlayabiliyor.

Orada, belki de dünyanın en izole bölgesinde, bulunduğum dönemde evimi, ailemi, özellikle de oğlumu çok özlemiştim. Antarktika’ya belki de bir daha hiç gelmem diye düşünmüştüm. Ancak oradan ayrılan uçağa bindiğimde aklımda buraya geri dönmek, hatta Türk bilim seferi ile gelmek hayalleri vardı.

EN KURAK, EN RÜZGÂRLI EN SOĞUK… EN UZAK

  • Bir o kadar da zorlu bir yer olduğunu anlıyoruz. Yolculuk bölümü de uzun ve meşakkatli. Yolda yaşadığınız, sizi etkileyen şeylerden, söz edebilir misiniz? Oraya varınca ne yaptınız? Kar küreyen bilim insanları gördük fotoğraflarda.

-Malumunuz, Antarktika kıtası “en”leri ile ünlü. En kurak, en rüzgârlı, en soğuk, en son keşfedilen ve tabi ki en uzak. Örneğin 2019 yılında kurduğumuz Türk Bilimsel Araştırma Kampı Ankara’dan kuş uçuşu 14 bin 600 kilometre mesafede. Türkiye en doğusu ve en batısı arası bin 600 kilometreden kısa. Antarktika’nın en kuzey, yani diğer kıtalara en yakın noktalarından biri olan King George Adası’na ulaşmak için İstanbul’dan en az 4 uçuşa ve 2 güne yakın zamana ihtiyacınız var.

Bu kadar uzak bir coğrafyaya giderken her bir kişinin birden fazla işi, sorumluluğu ve yeteneği olması çok önemli. Sefere katılan kim olursa olsun, orada biriken kar kürenmeden kampın kapısı açılamayacağı için, bu çalışmalara katılıyor.

SON SÖZÜ HER ZAMAN HAVA DURUMU SÖYLÜYOR

Bu kadar uzun yolculuklar tabii ki birçok anıyı biriktirmeye de vesile oluyor. Uçak yolculuklarında tanıştığınız kişilere kutupları anlatmak hem bir görev hem de bir motivasyon kaynağı. Antarktika’da yaşanan her bir an, her bir gün birbirinden farklı ve etkileyici.

Kutuplarda son sözü her zaman hava durumu söylüyor. 2019’da kampın kuruluşu için tüm hazırlıklarımızı tamamlayıp Horseshoe Adası’na vardığımızda, hava durumu 1 hafta boyunca çalışmamıza müsaade etmedi. Sonrasında ise kamp yerleşkesini 2 günde hiçbir iş makinesi kullanmadan insan gücü ile kurduk.

TIPKI BİR ALMANAK GİBİ, BİNLERCE YILLIK…

  • Fizik bilimleri üzerinde çalışan bir bilim insanı için Antarktika ne anlam ifade ediyor? “Gezegenimizin karakutusu” ne demek?

-Fizik, temel bilim olması sebebiyle birçok araştırma konusunda aktif olarak kullanılmakta. Oşinografi, atmosfer fiziği, buzul bilim gibi birçok disiplin fizik ile doğrudan ilişkili. Biliyorsunuz ki dünyadaki buzulların yüzde 90’ı Antarktika’da. Buzul demek, geçen yıl donan ve erimemiş olan bir tabaka değil. Dünyanın buzul maksimumu dönemlerinden beri var olan ve her ne kadar erime trendinde olsalar da hâlâ her yıl belli bir katmanın üzerlerinde biriktiği oluşumlar. Bu yönü ile tıpkı bir almanak gibi, binlerce yıldır her yıla ait belli kalıntıları içlerinde barındırmaktalar. Bunları okumak, araştırmak da tıpkı bir karakutuyu incelemek gibi.

10 kez Antarktika’ya giden bilim insanı Burcu Özsoy çalışmalarını anlattı: En kuru en soğuk en uzak yer... - Resim : 2

GELCEĞİ DE TAHMİN ETMEMİZİ SAĞLIYOR

Tabi ki sadece buzullar değil, yer bilimleri anlamında çökeller, kayaçlar, tektonik ve volkanik faaliyetleri, yaşam bilimleri anlamında milyonlarca yıla dayanmış dirençli canlı türleri, fiziki bilimler anlamında okyanuslar, atmosfer çalışmaları dünyanın hem geçmişine ışık tutuyor hem de geleceğini tahmin etmemizde fayda sağlıyor.

DENİZ BUZU İLE BUZUL AYRIMI

  • İklim sisteminin de temel taşları Antarktika ve Arktik'teki deniz buzları... Antarktika’da üç yılda Türkiye boyutunda bir erime olduğu da haber oldu. Bunun önemi nedir?

-Burada deniz buzu ile buzul ayrımını yapmak gerekiyor. Deniz suyunun donması ile oluşan, deniz yüzeyini kaplayan buzlar, deniz buzları; karalar üzerinde binlerce yıldır var olan ve tatlı su kaynağı olarak da bilinen oluşumlar ise buzullar.

2020 yılından beri Antarktika’da kampımızın bulunduğu Horseshoe Adası’nda buzulların takibi üzerine İTÜ ve YTÜ ortaklığında yürüttüğümüz çalışmalarda 100 metrekarelik bir alanda 7 metreküp bir erimeyi ortaya koyduk. Bunun tüm Antarktika’da yaşandığını düşünürsek alansal olarak 3 yılda, Türkiye kadar bir alanın kaybolduğunu, hacimsel olarak baktığımızda ise korkunç rakamlarla karşı karşıya olduğumuzu görebiliyoruz.

Deniz buzları açısından ise Arktik’te yüz binlerce kilometrekarelik alanın eridiğini, hacimsel olarak kaybın çok daha büyük olduğunu, Antarktika’da deniz buzunun alan olarak dengeli gitse de hacimsel olarak azaldığını biliyoruz.

BUZ KÜREMİZ KAYBOLDUKÇA…

Buzullar eridiğinde okyanuslara tatlı su olarak ekleniyor ve deniz seviyelerini, denizin özelliklerini değiştiriyorken, yansıtıcı özellikteki buzullar ve deniz buzlarının kaybolması, daha fazla güneş ışınının dünya tarafından emilmesine sebep oluyor. Yani her eriyen buz, dünyanın ısınmasını hızlandırıp daha fazla buzun erimesine sebep oluyor. İklimin oluşmasını sağlayan ve dengeleyen buz küremiz kayboldukça, biz daha uç, daha tehlikeli hava olayları ile karşılaşıyoruz.

YARIN: ORADAKİ ÜLKELERLE YARIŞABİLİR DÜZEYDEYİZ

‘ANNELİK, TAM ZAMANLI GÖREVİM!’

10 kez Antarktika’ya giden bilim insanı Burcu Özsoy çalışmalarını anlattı: En kuru en soğuk en uzak yer... - Resim : 3

  • TÜBİTAK MAM Başkanı ve Kutup Araştırmaları Enstitüsü Direktörüsünüz. Antarktik Araştırmalar Bilimsel Komitesi (the Scientific Committee on Antarctic Research-SCAR) Başkan Yardımcısı olduğunuzu da yazınızdan öğrendim. Üstlendiğiniz başka görevleriniz var mı?

-Kutup bölgelerinde her kişinin birden fazla görevi oluyor. Bu sanırım hayatımın birçok alanına sirayet etmiş durumda.

İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Denizcilik Fakültesi’nde öğretim üyesiyim. Bu asli görevimin yanında TÜBİTAK MAM başkanlığı, TÜBİTAK MAM iklim değişikliği ve sürdürülebilirlik başkan yardımcılığını, TÜBİTAK MAM Kutup Araştırmaları Enstitüsü müdürlüğünü vekaleten yürütüyorum. Ulusal düzeyde bu resmi görevlerimin yanında birçok sivil toplum kuruluşunda da aktif görevler alıyorum.

Uluslararası alanda Türkiye’yi birçok platformda temsil ediyoruz. Örneğin Antarktika Antlaşması Danışma Toplantılarına Türkiye adına heyet başkanı olarak katılıyorum. Yine SCAR’da da Türkiye’nin ana iletişim noktasıyım ve SCAR’ın Kapasite Geliştirme ve Eğitim Başkan Yardımcısıyım. Güney Okyanusu Gözlem Sistemi’nde (SOOS), Antarktika Deniz Buz Süreçleri ve İklim Uzman Grubu’nda (ASPeCt) bilimsel çalışmalarımla yer alıyorum.

Tabi bu ulusal ve uluslararası görevlerimin hepsinden de ötesi, bir anne olarak tam zamanlı olarak görev alıyorum.

'HAYATIN TAMAMI BİR ÖĞRENME SÜRECİ’

10 kez Antarktika’ya giden bilim insanı Burcu Özsoy çalışmalarını anlattı: En kuru en soğuk en uzak yer... - Resim : 4

  • Deniz buzları konusunda çalıştığınızı biliyoruz. Biraz daha ayrıntı verebilir miyiz? Kutuplarda siz bireysel olarak hangi araştırmaları yaptınız?

-Doktora eğitimimde, danışmanım bana uzaktan algılamada iki seçenek sunmuştu. Bir tanesi Mars diğeri ise Antarktika’ydı. Uzaktan algılamadan alınan verileri yersel doğrulamaya ihtiyaç duymakta. O dönemde “Mars’a gidemem ama Antarktika olabilir” diye düşünüp Antarktika’yı; dönemin en kritik konularından biri olarak da deniz buzunu seçmiştim.

İklim sisteminin temel taşlarından biri olan Deniz Buzları, değişen iklim ile beraberinde hızla azalma eğilimindeler. Çok büyük alanları kaplayan bu yapıların kalınlıkları da yaşına göre değişmekte. Yani bir deniz buzu yaşlandıkça daha kalın bir form alıyor. Arktik’te daha büyük paya sahip çok yıllık deniz buzları, akıntılar, sıcaklık gibi etkilerle çözünmeye devam ediyor. Antarktika’da ise yersel verinin çok az olması sebebiyle uzaktan algılama çalışmalarının doğruluğunu artırmak için gözlemler yapılıyor.

Ben de çalışanlarım da özellikle Antarktika’da yersel verilerle, yani kendi gözümle topladığım bilgilerle, uzaktan algılamadan elde ettiğim görüntüleri anlamlandırmak üzerine çalışıyorum.

Bunun yanında, edindiğim tecrübeler ve İTÜ’den hocalarımızın da katkıları ile özellikle son dönemde buzullar konusunda da çalışmalar yapmaya başladım.

Hayatın tamamının bir öğrenme süreci olduğunu unutmamak, kendinizi güncel konulara ve güncel teknolojilere göre eğitmek gerekiyor.

‘DÜNYANIN BUZDOLAPLARI’

10 kez Antarktika’ya giden bilim insanı Burcu Özsoy çalışmalarını anlattı: En kuru en soğuk en uzak yer... - Resim : 5

  • Kuzey ile Güney arasında birbirinden çok farklı değişimler gözlemlediğinizi söylemişsiniz bir yerde. Ne tür farklar ve önemi nedir?

"Özellikle kuzeyde Arktik deniz buzlarının 3'te 1'inin tamamıyla yok olduğunu görürken, Antarktika'da bu azalmanın daha yeni yeni başladığını görüyoruz." Bunun anlamı ne, biraz açabilir misiniz?

KITALARLA ÇEVRİLİ BİR OKYANUS OKYANUSLA ÇEVRİLİ BİR KITA

Arktik ve Antarktika (yani Anti-Arktik) birbirinden farklı dinamiklere sahip. Kuzeyimizde kıtalarla çevrili bir okyanus, güneyimizde okyanusla çevrili bir kıta var. Bu coğrafi farklılık iklimsel ve fiziksel farklılıklara yol açıyor. Deniz buzu trendlerindeki farklılık da bunun bir örneği.

Kutup bölgeleri okyanus akıntılarının oluşmasında ve bu bölgelere gelen akıntılarının soğutulmasında önemli bir rol oynuyor. Bu yüzden de dünyanın buzdolapları olarak da adlandırılıyor. Bu mekanizmada deniz buzunun payı da oldukça kritik. Yapılan çalışmalar Arktik’te deniz buzu alanında 1980’lerden bu yana 2,5 milyon kilometrekareye yakın bir azalmayı ortaya koyuyor. Yakın gelecekte ise bu bölgenin tamamen deniz buzundan yoksun kalacağını söylüyor. Biz de günlük hayatımızda bu değişimden sel baskınları, kuraklıklar ve beklenmeyen iklim olayları olarak nasibimizi alıyoruz.

Buzul TÜBİTAK MAM Burcu Özsoy Antartika İklim değişikliği