10 Mayıs Medyanın Halleri
Köşe yazarlarının gündemi... Gazetelerde neler var? Köşe yazılarında öne çıkanlar...
19 MAYIS’A 10 GÜN KALA…
ALİ SAYDAM - YENİ ŞAFAK
Bizde biraz da takıntı hâline geldi… İdeolojik açıdan ve işin siyasi boyutuyla; 1. Devletin, 2. Hükûmetin, 3. Muhalefetin, 4. Yerel Yönetimlerin gençlik konusunda bir ‘konumlanma’ belgeleri, ‘strateji’ belgeleri, ‘politika’ belgeleri, ‘eylem’ planları var mı? Bunlar ölçülüyor mu? İyileştiriliyor mu?..
Önümüz 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı… Üç önemli, ülkemiz için temel teşkil eden kavram bir arada: Atatürk, gençlik, spor…
Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmayalım dedik… Hükûmetin, yani Gençlik ve Spor Bakanlığı’nın; AK Parti’nin, yani iktidar partisinin; CHP’nin, yani ana muhalefet partisinin; İBB örneğinde yerel yönetimin neler planladığını anlamak için web sitelerine bir göz attık… (…)
19 Mayıs’a 10 gün var… Web sitelerini incelediğimiz mercilerin hiçbirinde tık yok… Ne konumlanma ne ideolojik yaklaşım ne politika adımları ne de planlanan aksiyonlar… Hiçbiri yok…
O gün geldiğinde beyanatlarla işi geçiştirecek gibi görünüyorlar… Ya da iki konser, üç sporcu kabulü, belki bir miting… (…)
Karanlık, hayattaki, insan ve toplum psikolojisindeki en vahim durumdur… Eğer tüm bu kurumların 19 Mayıs için planlanmış, uygulanmaya başlamış başka işleri, projeleri var da duyurmayı beceremiyorlarsa, karanlığı aydınlatamıyorlarsa vah vah! Artık çok geç… Eğer kendinizi anlatmazsanız hiçbir şey yapmamış olmakla eşdeğerdedir…
EDİTÖRÜN NOTU: Ali Bey, hiç kaygılanmayın. Bu saydıklarınız zaten 19 Mayıs’ı yıllardır laf olsun diye kutladı. Oysa her 19 Mayıs’ta olduğu gibi, bu 19 Mayıs’ta da güncel durumu doğru tespit eden ve Türk milletini, iç cepheyi birleştirme hedefinde olan Türkiye Gençlik Birliği’nin çok güzel bir programı var.
Türkiye Gençlik Birliği, “ABD-İsrail’e Vatanını Böldürme, Türkiye’ye Sahip Çık” sloganıyla 19 Mayıs günü saat 14.00’te Tandoğan Meydanı’nda buluşuyor. Gençlerimiz millî devletimize sahip çıkıyor. Birinci Vazife’sine korkusuzca atılıyor.
Biz Aydınlık olarak orada olacağız Ali Bey, sizleri de görmekten mutluluk duyarız.
Bu vesileyle, tüm okurlarımızı da 19 Mayıs’ta Tandoğan’a bekliyoruz.
İletişim için: 0551 656 06 62
EKONOMİK DEĞİL AHLAKİ KRİZ
BERCAN TUTAR - SABAH
'Economics in One Lesson' kitabının yazarı Henry Hazlitt de "Her büyük enflasyonda hem kamusal hem de özel ahlakta çarpıcı bir düşüş olur" der. Zira enflasyon ile yolsuzluk arasında doğrusal bir ilişki söz konusudur. Her enflasyonda fiyat manipülasyonlarıyla büyüyen sınıflar vardır. Artan fiyatlarla birlikte geleceğe dair belirsizlik de artar. Bu belirsizlik fuhuş, hırsızlık, cinayet ve şans oyunları gibi her tür sefaleti besler.
Jonathan Haidt de 'Ahlaki Temeller Teorisi'nde enflasyonun ahlaki ve insani değerleri yozlaştırdığına dikkat çeker. Harvard Üniversitesi'nin 2004'teki araştırmasında da yüksek enflasyonun siyasi sınıflardaki yolsuzluğu had safhaya taşıdığının altı çiziliyor. Araştırmayı yapan akademisyenler "75 ülkeden oluşan bir örneklemde yolsuzluk ve enflasyon değişkenliği arasında pozitif bir ilişki olduğunu belgeliyoruz" sonucuna varıyor.
Weimar Almanya'sı (1918-1933) dönemindeki hiper enflasyonun nasıl siyasi ve ahlaki krizlere yol açtığını sadece Alman halkı değil bütün dünya çok yakından tecrübe etti.
Benzer şekilde çoğu uzman da Fransız Devrimi sürecinde halkın maruz kaldığı enflasyonun yol açtığı ahlaki ve siyasi çöküntülerin ülkeyi tiranlığa sürüklediğinde hemfikirdir. Ünlü tarihçi Andrew Dickson White, Fransa'daki tiranlığın enflasyonist politikaların bir sonucu olduğunu savunur.
Dolayısıyla tarihte olduğu gibi günümüzde de enflasyon yani hayat pahalılığı ve geçim sıkıntısı her kötülük, zorbalık, yolsuzluk ile ahlaki ve siyasi çöküntünün temel kaynağı olmaya devam ediyor.
BUGÜN DÜNYAYI ETKİLEYEN DEVRİMCİ FİKİRLERİN KAYNAĞI BATI DEĞİL
SELÇUK TÜRKYILMAZ - YENİ ŞAFAK
ABD ve Batı Avrupa devletlerinin İsrail’i açıkça desteklemelerinden dolayı ABD üniversitelerinde başlayan protesto eylemleri, beklenildiği gibi Batı Avrupa üniversitelerine de sıçradı. Filistin taraftarı öğrencilerin dalga dalga yayılan eylemlerinin 68 olaylarını çağrıştırması elbette abartılı bir yorum değildir. Hatta protesto eylemlerinin kolonyalist hegemonyayı hedefe koyması bakımından iki ayrı dönemin eylemcilerini besleyen kaynaklar arasında benzerlik de kurulabilir. Şimdilik bu yönde dile getirilen fikirlerin yaygın kabul gördüğü söylenemez fakat bugün öğrencilere ilham veren fikirlerin gelecekte çok daha farklı bağlamlarda varlığını sürdüreceği çok açıktır. Ne var ki bugün protesto eylemlerine katılan öğrencileri besleyen asıl kaynak 68’den farklı olarak Avrupa dışında yer almaktadır. 68’in fikrî önderleri sürece sonradan dâhil olmuştu ve amaçları farklıydı. Bu sebeple bugünün öğrencilerine ilham veren kaynakları Avrupa üniversiteleri ve entelektüel mahfillerde aramanın beyhude bir çaba olacağını söyleyebiliriz. Zaten siyasî irade hemen öğrenci eylemlerini şiddetle bastırma yönünde tezahür etti.
ASLAN BACANAK
MELİH AŞIK - MİLLİYET
CHP Kırşehir Belediye Başkanı Selahattin Ekicioğlu başkan yardımcıları olarak kayınbiraderi Hamza Çam ile bacanağı Mustafa Orman’ı atamış... CHP’li Bursa Belediye Başkanı Mustafa Bozbey de yeğenini belediye şirketinde yönetim kurulu başkanı yapmış.
Mustafa Bozbey eleştirilere sitem ederken komik bir cevap vermiş:
“Bu gençler hiç mi çalışmayacak?” demiş...
Eskiden CHP’li demek Cumhuriyet terbiyesi almış adam demekti.
Cumhuriyet terbiyesi almış adam bir iş yaparken en azından:
- Etraf ne der, diye düşünürdü.
Oyunu aldığı seçmene saygılı davranırdı.
Partisini tartışma konusu yapmaya çekinirdi.
Halk CHP’ye oyunu bu defa da bir fark yaratması için verdi...
Dönelim biraz geriye... 1989 yılında SHP yerel seçimde belediye başkanlıklarını silip süpürmüş, bugünküne benzer başarılı sonuçlar almıştı.
Ne var ki, İstanbul’da kimi ilçe belediye başkanları çok beklemeden kuşkulu ihalelere imza atmaya başladılar. Haklarında yolsuzluk söylentileri yayıldı. O kadar ki SHP çok geçmeden onları partiden ihraç etmeye mecbur kaldı. Ancak ihraç edilmeleri de SHP’yi eleştiri odağı olmaktan kurtaramadı... SHP bir sonraki seçimde çöktü.
Son söz: CHP Genel Merkezi belediye başkanlarının kural dışı karar ve eylemlerine ‘anında’ müdahale etmezse hem CHP hem ülke kaybeder.