100 yıl sonra İkinci İstiklal Savaşı
Çanakkale Zaferimizin 106. yıldönümünü coşkuyla kutluyoruz. Kurtuluş Savaşımızın ilk başarısıdır bu. Bir yandan Çanakkale'de emperyalistlere karşı savaşırken, diğer yandan Talat Paşa'nın Dahiliye Nazırı olduğu hükümet 1 Haziran 1915'te Tehcir Kanunu'yla emperyalistlerin hizmetindeki Ermeni çetelerini Anadolu topraklarından sürüyordu. Bütün bunlar, M. Kemal Atatürk önderliğinde Büyük Taarruz'la kazandığımız Kurtuluş Savaşımızın olmazsa olmaz İlk başarılarıydı.
Yüz yıl sonra tarih "tekerrür" mü ediyor? ABD Emperyalizmi ve Atlantik güçleri ülkemizi dört bir yandan kuşatmış, içeride PKK-FETÖ gibi aletleriyle bölücülüğü kışkırtarak Cumhuriyetimizi çökertmeye çalışıyor. Ve biz de bu emperyalist saldırganlığa İkinci İstiklal Savaşımızla cevap veriyoruz.
Bu savaşta da Çanakkale gibi İlk zaferi kazandık. Düşmanı yüz yıl önce Çanakkale Arıburnu'ndan olduğu gibi, bugün de Karabağlar'dan süpürüp attık. KKTC'nin bağımsızlığını ve egemenliğini kurtardık. Yine yüz yıl önce olduğu gibi, Emperyalizmin hizmetindeki terör örgütlerini temizledik. İşte bugün de Cumhuriyet Başsavcımızın Anayasa Mahkemesi'ne başvurusuyla, PKK terör örgütünün Meclis'teki uzantısı HDP'nin kapatılmasının eşiğine geldik. Bu aynı zamanda, bugün Diyarbakır'da, Şırnak'ta, Van'da PKK-HDP'ye karşı eylem yapan, milli mücadelenin kahramanları Mücahide Hatice Hanım'ı, Nezahat Onbaşı'yı örnek alan annelerimizin büyük başarısıdır.
Şimdi İstiklâl Savaşımızın, ya da Devrim döneminin son aşamasındayız. Önümüzde KKTC'nin tanıtılması yanı sıra, önce Sincar'da, daha sonra Fırat'ın doğusunda ABD emperyalizmi ve onun "kara gücü"yle kesin hesaplaşma görevleri var. Ama bütün bu görevlerin olmazsa olmaz koşulu, içeride milli birliğimizin güçlendirilmesi ve üretim devrimi. Bunun için de milli meclis, milli hükümet.
Bunlar kadar önemli bir ihtiyacı vurgulayarak bitiriyorum: Mısır'la dostluk ve işbirliği konusunda attığımız adımı bütün bölge ülkeleri için atmalıyız. Karabağ Zaferi, Rusya'yla işbirliğimizin sonucudur. Suriye ve Irak'ta elde ettiğimiz bütün başarılarda da bu işbirliğinin katkısı var. Yüz yıl önce de böyleydi, bugün de böyle. Öyleyse, nihai zafere ilerlediğimiz bugün hızla Rusya ve İran'la dostluğumuzu pekiştirecek, başta Suriye ve Irak olmak üzere, Emperyalizmin tehdidi altındaki bütün bölge ülkeleriyle işbirliğimizi güçlü bir şekilde hayata geçireceğiz.