100. yılı kutlamaları vatan cephesinde başladı
CKD, Cumhuriyetimizin 100. Yıl kutlamalarına bir panelle başladı. Konuşmacılar Cumhuriyetin kazanımlarını tango yapma hakkıyla sınırlamadılar, tek başına ‘asla vazgeçmeyeceğiz’ yemini etmediler. Türk kadınının nelerden vazgeçmeyeceğini anlattılar.
Cumhuriyet Kadınları Derneği (CKD) İzmir şubeleri önceki gün İzmir’de Cumhuriyetin 100. Yılı Buluşması düzenledi. Arkeoloji Müzesi’nde yapılan toplantının konusu Cumhuriyet Devrimi ve Kadın Paneliydi. CKD Genel Başkanı Prof. Dr. Tülin Oygür’ün yönettiği panelin konuşmacıları tiyatro sanatçısı Tomris Çetinel, Türkolog Dr. Adalet Ergenekon ve Sosyolog Prof. Atakan Hatipoğlu’ydu. Konuşmacılar Türk kadını ve Cumhuriyet arasındaki gönül bağını anlatırken adeta yürekleri ateşlediler. Cumhuriyetimizin kuruluşunda destan yazan Türk kadının kahramanlığını devraldığı tarih ve kökler canlandı, kadınları bekleyen yolları aydınlattı, özgüvenleri pekiştirdi. ‘Kadın hakları tepeden inmeydi’ gibi tepeden bakan karalamalardan tutun da ‘Ne hak elde ettiysek Batı’dan öğrendik’ şeklindeki aşağılamalar yerle bir oldu.
EMPERYALİZMİN SONU GELDİ
Arkeoloji Müzesi’nin toplantı salonunda yapılan toplantı buruk bir bayram havasındaydı. Filistinli kardeşlerin acısı yüreklerdeydi, ancak yeni faciaları önlemek için kapı gibi Cumhuriyetimize yaslanmış CKD’li kadınlar gururluydular.
Panelin açılış konuşmasını Genel Başkan Prof. Dr. Tülin Oygür yaptı. Hemen her etkinlikte olduğu gibi bu kez de başlıca vurgu, erkek düşmanlığı temelinde yapılmadı. Tülin Başkan, CKD’nin güncel memleket ve dünya meselesine yaklaşımını açıkladı ve dinleyicileri 29 Ekim’de Ankara’da yapılacak yürüyüşe davet etti:
“Değerli arkadaşlarım Filistin'e yapılan zulüm, emperyalist Amerika'nın şımarık çocuğu, Siyonist, faşist, İsrail devletinin Filistin'e uyguladığı mezalim, artık son hastane baskınıyla dünyayı ayağa kaldırdı, orada bir soykırım var, bir katliam var. Emperyalizmin sonu geldi. 29 Ekim Cumhuriyet yürüyüşümüzü Filistin halkıyla dayanışma ve emperyalizme Türkiye'den bir tokat atma yürüyüşüne çevirmeye çok kararlıyız.”
KADIN KONUSU DEVRİM KONUSUDUR
Prof. Tülin Oygür, CKD’nin kadın meselesinin siyasetle ilgisinin çerçevesini çizdi: “Faaliyetlerimizi Türkiye ve Cumhuriyet için ve devrimler için yapıyoruz. Biz kadın meselesini tamamıyla bilimsel materyalist bakışla izliyoruz. Kadın mücadelesi, evrensel ve on bin küsur yıllık bir sorun. Burada, Türk kadınının Anadolu kadınının yaşadığı bir başka olay var. Tarihte hiç görülmüş bir olay değil. Türk devrimi! Cumhuriyet devrimi! Milli Mücadele düşmanı kovmakla sınırlı bir olay değil. Düşman kovuldu, emperyalistler kovuldu. Ama burada yeni bir devlet oluyor! Cumhuriyet devrimi demek lazım. İşte o devrimin gözünü diktiği yurttaşı da kadın olmuştur. Bu Anadolu kadınına has bir durumdur ve şanstır!”
CUMHURİYETİMİZİN ALTI İLKESİ NEREDE
İlk sözü Türkolog, yazar Dr. Adalet Ergenekon’a verdi Genel Başkan. “Cumhuriyetimizi doğuşundan itibaren özenle kutlarız” diye söze başlayan Dr. Ergenekon, altı ilkenin nasıl hasıraltı edildiğine dikkat çekti:
“Cumhuriyetimizin altı ilkesi var biliyoruz. 5 Şubat 1937 tarihinde Atatürk bizzat kendisi bu ilkeleri anayasaya koydu, fakat 1961 anayasasından çıkarıldı! 62 yıldır anayasamızda değil.” Dr. Adalet Ergenekon, “Önümüzdeki yıl bunu düzeltmiş olarak toplantımızı yapmalıyız” dedi ve Türk kadının buna rağmen cumhuriyete sahip çıktığının altını çizdi.
ANNELER VE ÇOCUKLARIN EĞİTİMİ
Panelin sanatçı konuşmacısı tiyatro ve dizi oyuncusu, seslendirme sanatçısı, yönetmen Tomris Çetinel’di.
“Sanat, toplumu değiştirir, adalet duygusunu ve demokrasi duygusunu değiştirir” diye sözlerine başlayan Çetinel, konservatuvar ve devlet tiyatroları deneyimlerinden başka tiyatronun ilk kadın idarecilerinden de biri olarak tecrübelerini aktardı. Oyunculuk, idarecilik, yönetmenlik, müdürlük yapmış bir sanatçı olarak Sıvas’ta, Konya’da kadın tiyatro seyircisini getirmek için verdikleri mücadeleyi anlatan Çetinel, “Her yer İzmir, Ankara, İstanbul gibi değil” hatırlatmasını yaptı. Zamanında 40-50 günlük Anadolu turneleri yaptıklarını söyleyen sanatçımız, buralara tiyatro götürmenin devlet politikası olarak önemini vurguladı. Aldığı eğitim sayesinde inatçı ve mücadeleci olarak yetiştiğini ifade eden Çetinel, “Öncelikle anneme teşekkür ediyorum. Çünkü bizi öyle yetiştirdi… Sokakta erkeklerle oynama, denilmedi. Küçücük yaşımızdan itibaren önceki çocuklar için, sonra büyükler için giderek büyüyen dünya klasiklerini okuttu. İnatçı yetiştirdi. Vazgeçmeyen insanlar yetiştirdi. Hakkını arayan insanlar yetiştirdi. Demek ki iş kadında bitiyor” dedi.
KADINLAR YÜZYILDIR CEPHEDE
Panelin tek erkek konuşmacısı Prof. Dr. Atakan Hatipoğlu, kadının toplumdaki yerini sosyolojij boyutuyla ele aldı. Tek başına “kadın sorunu” olmadığını vurgulayan Hatipoğlu, “Hayatın içinde kadın karşımıza emekçi kadın olarak çıkıyor. Politikacı kadın olarak çıkıyor. Zengin ya da yoksul kadın, eğitimli ya da eğitimsiz kadın olarak çıkıyor ve bunların dertleri farklı, öncelikleri farklı. Gecekondudaki kadın, kasabadaki kadın, köydeki kadın farklı sorunlarla karşı karşıyalar “ diye konuştu. Cumhuriyetle verilen haklar fazla geldi” iddialarına da yanıt veren Hatipoğlu şunları söyledi:
“Cumhuriyet devrinin 1920’li yıllardan başlayarak sağladığı hukuki kazanımlar için bakarsak bunlar hak edilmiş miydi? Evet. Hak eden kadınlar var mıydı ve nasıl hak ettiler diye baktığımız zaman şunu görüyoruz: Balkan Savaşları'ndan başlayarak ama en yoğun biçimde Kurtuluş Savaşı'nda kadın cephede! Savaş tarih boyunca erkeklere ait bir alan… Erkekler meydanlarda şehrin dışında karşı karşıya gelir. O dönemin silahları neyse, ok yay, mızrak vs. ile savaşır, kadınlar evlerdedir. Kaygılanır ama savaşın acısını çekmez. Bizim Kurtuluş Savaşımızda kadın sadece cephane imalatında, ikmal iaşede, sıhhiyede çalışmadı. Bizzat cephede vuruştu, rütbeler aldı. Omuz omuza savaşa katıldıktan sonra artık o hukuki hakları kazanmışlardı.”
FEMİNİSTLERİN KÜÇÜK DÜNYASI
Yüzyılın sonunda gelişen feminist akımlara değinen Hatipoğlu, erkek egemen kültürde kadının eğitimli olmasıyla sorunun çözülmediğine işaret etti ve şunları ifade etti: “Kadının kurtuluşu, erkeğin kurtuluşunun başlangıcıdır. Erkek kadını köle yaptığı anda kendisini de kölesinin kölesi yaptı çünkü. Kapitalist kültürel ilişkiler içinde sadece güçlü kadın yaparsanız erkek kendisini başka yerlerde teyit etmeye başlıyor. Kadını kurtarırken erkeği de kurtaracak bir cumhuriyetçi kültüre, kamusal bir kültüre ihtiyacımız var.”
Panelin sonunda sanki salon daha da aydınlandı, gözlet daha da parladı. Alkışlarla sona eren konuşmaları, plaket sunumu izledi. CKD Genel Başkanı Prof. Tülin Oygür İzmir şubelerine teşekkür etti.
Panele katılanlar arasında CKD üyesi olmayan kadınlardan üye olmak isteyenler çıktı. Kucaklaşmalar, tebrikler eşliğinde gelecek planları, umutları Arkeoloji Müzesi’nin kubbesinden şehre yayıldı.
CUMHURİYET FOTOĞRAFLARI
Panelin bir de sürprizi vardı: Cumhuriyet dönemi fotoğraflarından oluşan sergi, konuklara 1920’lerden başlayan görsel bir şölen sundu. 1920’lerden başlayarak kadın, okul, aile gibi başlıklar altında toplanan fotoğraflar Müze girişinde sergilendi. CKD yöneticileri günlerdir hazırladıkları panolara evlerindeki fotoğraflardan da getirmiş, katkıda bulunmuşlardı. Narlıdere Şube Sekreteri Ecz. İncisel Aytar, gururla annesinin efe kıyafetiyle resmini gösterirken, Cumhuriyetin yetiştirdiği öğretmenlerimizden Narlıdere CKD üyesi Ayşe Çobanoğlu da kendi çocukluk fotoğrafını işaret ediyordu. Her birinin 29 Ekim’in 100. Yılında bulundukları yerden duydukları gurur, yüzlerine yansıyordu.