22 Aralık 2024 Pazar
İstanbul
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

100 yıllık mücadele: Çin Komünist Partisi

2021 yılı itibarıyla ÇKP, 100. yaşını tamamlamış köklü bir partidir. Dünyanın üye sayısı en fazla -91 milyon- partisi olma özelliğini de taşımaktadır.

100 yıllık mücadele: Çin Komünist Partisi
A+ A-
Dr. M. Ali Koçakoğlu - Harran Üniversitesi Şanlıurfa Sosyal Bilimler MYO

“21. yüzyılda Çin dışında ulusal ideoloji olarak yaşayan hiçbir komünizmin kalmayacağını söylerken kastettiği şey budur… Çinlilerin çoğu için, bu öncelikle, düzenin ve barışın, refahın, kamu görevlilerinin Tang hanedanından örnekler verdikleri bir hükümet sisteminin, büyük bir imparatorluğun ve uygarlığın taşıdığı görkemin restorasyonu olan bir devrimdi .”(1)

2000’li yıllarda bir iş için Şanghay’a gitmiş ve modern Pudong havaalanından 50 RMB (yuan, Çin para birimi) karşılığında Maglev treni ile şehir içinde Longyang istasyonuna gelmiş ve oradan da taksiyle uzakta silueti beliren Huangpu nehrinin kıyısındaki modern Şanghay manzarasını oluşturan ve üzerinde birçok gökdelenle birlikte “Doğu’nun İncisi” olarak bilinen ünlü Şanghay televizyon binasının yer aldığı binayı görmek istemiştim. “Sosyalist ülke” algısına sahip her Türk vatandaşı gibi benim de aklımdan geçen ilk şey “bu nasıl sosyalizm” olmuştu. Ortalama bir Türk vatandaşı için -ideolojik yapısı bir tarafa- komünizm ve sosyalizm denildiğinde akla; asık suratlı insanlar, gri ve eskimiş binalar, geri kalmış teknoloji, renksiz ve fakir bir hayat gelir. Çin’e ayak bastığım ilk andan itibaren büyük şaşkınlık içerisinde olmama rağmen Şanghay şehri bu şaşkınlığın ve “galiba biz bir şeyleri yanlış anlıyoruz veya biliyoruz” hissinin finalini oluşturuyordu. Dünyanın en büyük şirketlerinin merkezlerinin veya temsilcilerinin yer aldığı, Çin’in en büyük finansman merkezi olan bu şehrin yeryüzünün en büyük Komünist Partisinin kurulduğu yer olduğuna inanmak zordu.

Çin komünizminin bugün -Şanghay örneğinde görüldüğü gibi- ekonomik ve sosyal alanda bizim sosyalist ülke algımızdan oldukça farklı bir şekilde zengin ve gösterişli sonuçlar doğurmasının sırrı nedir?

Bu sırrın temelinde 1949 yılında Çin Halk Cumhuriyeti’ni kuran Çin Komünist Partisi (ÇKP) yatmaktadır. Bu yıl ÇKP’ nin 100. kuruluş yıldönümü. Çin mucizesini anlamanın yolu ÇKP’ yi anlamaktan geçmektedir. Bu sebeple ÇKP’ yi tanımayı ve ortalama bir Çinli için ne anlama geldiğini yazmanın önemli olduğunu düşünüyorum. ÇKP’ nin tarihi bir anlamda kesintisiz bir uygarlık olma iddiasındaki Çin uygarlığının bir aşaması ve Çin Halk Cumhuriyeti’nin tarihidir. Bu yüzden ÇKP tarihindeki bazı dönüm noktalarını anlamak günümüz Çin’ini anlamak açısından da önemlidir.

AŞAĞILANMA ÇAĞI VE 4 MAYIS HAREKÂTI

Çin 19. yüzyılın sonları ve 20. yüzyılın başlarında başta İngiltere olmak üzere Batılı devletlerin işgali altındaydı. Bu işgal ve sömürünün yanı sıra iç çatışmalar Çin’i tarihinde görülmemiş bir karmaşaya itmiştir. 1912 yılında 2.000 yıllık imparatorluk devri sona ermiş ve Sun Yat Sen önderliğinde ilk cumhuriyet kurulmuştur. Komünizm tam da böyle bir dönemde Çin’in siyasi portföyüne girmiştir.

1919 yılı mayıs ayının Türkiye ve Çin Halk Cumhuriyeti halkları açısından tarihsel önemi büyüktür. 19 Mayıs 1919 tarihinde Mustafa Kemal Atatürk İstanbul’dan Samsun’a geçerek Kurtuluş Savaşının fitilini ateşlemiş ve modern Türkiye Cumhuriyeti’ne giden yolu açmıştır. Bu tarihten sadece 15 gün önce 4 Mayıs 1919’da tarihe 4 Mayıs Harekâtı olarak geçen olaylarda Pekin Üniversitesi öğrencileri Versay antlaşmasının kabul edilmemesi için gösterilere başlamış ve modern Çin Halk Cumhuriyeti’ni kuracak olan Çin Komünist Partisinin (ÇKP) kuruluşuna giden yoldaki taşları döşemişlerdir.(2) Çin Komünist Partisi ilerleyen günlerde içinde Mao Zedong’un da bulunduğu önemli toplantılara imza atmıştır. Bu dönemde ÇKP’ nin en büyük rakibi Çan Kay Şek liderliğindeki Çin Milliyetçi Partisidir (Kuomitang). Her ne kadar savaş ağalarına karşı yapılan savaşlarda ve Japon işgali sırasında birlikte mücadele edilmişse de 1925 yılında Sun Yat Sen’in ölümüyle birlikte iki parti arasında gerginlik 1949 yılında ÇKP liderliğindeki Çin Halk Cumhuriyeti’nin kurulmasıyla son bulmuştur. Kuomitang yöneticileri ve Çan Kay Şek o zamanki ismiyle Farmoza olan Tayvan adasına kaçmışlardır. Böylece, Çin’in aşağılanma yüzyılı olarak adlandırdığı dönem 1949 yılında komünistlerin zaferi ile sonuçlanmıştır.

ÇKP VE

ŞANGHAY

ÇKP’nin doğum yeri olan Şanghay bugün olduğu gibi 1900’lü yılların başında da özellikle Batılı sömürgecilerin buluşma noktasıydı. Batı ve doğu anlayışın bir arada harmanlandığı, en zengininden en fakirine insanların bir arada yaşadığı, modernite ile gelenekselin aynı anda görüldüğü kozmopolit bir şehir olan Şanghay her türlü fikrin filizlenebileceği bir ortama sahipti. Şanghay sahip olduğu bu alt yapı nedeniyle günümüzde Çin'in ideolojik, sosyal, kültürel ve ekonomik olarak en açık şehirlerinden biri haline gelmiştir. 1990 yılında Çin'in lideri Deng Xiaoping'in -2010 yılına kadar Şanghay’ ın Hong Kong' a rakip olmasını hedefleyerek- ülkenin ticari değişiminin motoru olarak Şanghay’ı seçmesi şehri bugün ki şöhretine kavuşturmuştur. Xiaoping’in ifadesiyle “Çin bir ejderhaysa, Şanghay da onun başıdır”.(3) ÇKP’nin tarihi ve modern Şanghay’ın tarihi birbirine koşut olarak gelişmiştir.

1920'de ÇKP kurucu üyelerinden biri olan Chen Duxiu Şanghay’da şehrin işçileri arasında ilk örgütlenme çalışmalarına başlamıştır. 1921 Temmuz ayına gelindiğinde Çin’in o dönem önde gelen komünist üyeleri bir kız lisesinde toplantılara başlamıştır. Bu toplantıların sonunda Şanghay’ın Fransız kontrolü altında bulunan ve o dönem ki ismi Rue Bourgeat olan Xingye Lu bölgesindeki Çin Komünist Partisinin kurucu üyelerinden biri olan Li Hanjun’un evinde resmen Çin Komünist Partisini kurmuşlardır.(4)

4 Mayıs hareketi Çin’de batı etkisinde gelişen liberal demokrasi fikirlerinin yerine sosyalist fikirlerin ikame edilmesi anlamında da büyük önem taşımaktadır ki Başkan Mao bu yönüyle 04 Mayıs hareketini 1911 devriminden bile bir adım daha önde görmektedir. Bununla birlikte o dönem henüz 14 yaşında olan Deng Xiaoping gibi günümüz modern Çin’inin ortaya çıkmasında yaptıkları ile Çin tarihinde önemli bir yere sahip olan kişilere ulusal bilinç kazandırması anlamında da önemlidir.(5)

2021 yılı itibarıyla ÇKP, 100. yaşını tamamlamış köklü bir partidir. Dünyanın üye sayısı en fazla -91 milyon- partisi olma özelliğini de taşımaktadır. 1847’de başlayan dünya sosyalist akımı içinde yer alan ve Rus Devrimi’nden sonra kurulan, Ekim Devrimi’nin yarattığı devrimci dalgadan beslenen, Marksizm’i ve Leninizm’i temel çıkış noktası olarak alan ikinci kuşak sosyalist parti olarak kabul edilmektedir. Bu partiler, Lenin önderliğinde kurulan Komünist Enternasyonal kuşağı veya Üçüncü Enternasyonal partiler olarak adlandırılmaktadır.(6) ÇKP, Marksist teori ile Çin'deki işçi hareketinin birleşiminin sonucu olarak ortaya çıkmış ve Çin tarihinde ilk kez emperyalizme ve feodalizme karşı devrimci bir program ortaya koymuştur.

ÇİN’E ÖZGÜ SOSYALİZM

Mao iktidara geldiğinde, savaşın yıktığı Çin'i yeniden inşa eden bir dizi ekonomik politika ve reform başlatmıştır. 1976 yılında Mao’nun ölümünden sonra Çin’in liderliğini ele alan kişi Deng Xiaoping’dir.

Deng, Çin’i küresel ekonomiye entegre edecek daha kapsamlı ve aşama aşama uygulanacak reformlar gerçekleştirmiştir. Deng’e göre bugün dünya halklarının ve ülkelerinin en fazla değer verdiği ve uğruna mücadele ettikleri şey, barış ve kalkınmadır. Çin Komünist Partisi dünyanın içinde bulunduğu durumu kavramalı ve tüm dış politikasını bu talebe göre yönlendirmelidir. Çin’in önündeki en büyük görev artık siyasi çekişmelerden ziyade ekonomik anlamda ülkenin kalkındırılmasıdır. Deng Xiaoping bunun yolunun Çin’e özgü sosyalist piyasa ekonomisinden geçtiğini fark etmişti. Deng Xiaoping Teorisinin temeli, aşırı eşitçilik kavramının üretici güçlerin gelişmesini engellediği yönündedir.(7) Sosyalizmin temel görevi ise üretici güçleri geliştirmektir. Bu düşünceler içerisinde Deng Xiaoping’in ortaya koyduğu “Çin’e özgü sosyalizm” kavramı bugün ÇKP tüzüğünde yer almaktadır.

Böylece ÇKP, kökenlerini Marksist teoriden ve Çin kültüründen alan kendine özgü sosyalist devlet vizyonunu yaratmıştır. ÇKP, Marksizm, Leninizm, Mao Zedong düşüncesi ve Deng Xiaoping teorisini aldığı kararlarda rehber olarak temel almaktadır.(8)

Deng'in "yoksulluğun sosyalizm olmadığı" ve "zengin olmanın onurlu olduğu" şeklindeki ifadelerinin şekillendirdiği ÇKP politikalarının sayesinde Çin, gökdelenleri, hızlı trenleri, ışıl ışıl, canlı ve renkli şehirleri ile bugüne kadar algıladığımız komünist, sosyalist ülke bakış açısını komünist ülkelerin de çağdaş, ekonomik açıdan zengin, gelişmiş ülkeler olabileceği şeklinde değişmesine yol açmıştır.

YENİ ÇAĞDA ÇİN KARAKTERİNDE SOSYALİZM VE Xİ JİNPİNG DÜŞÜNCESİ

2012 yılında ÇKP genel sekreteri olan Xi Jinping, ÇKP tarihinde Mao ve Deng Xiaoping ile ayrıcalıklı bir konuma sahiptir. 2017 yılındaki 19. Ulusal kongrede Çin’i modern sosyalist bir ülke yapma yönünde 14 maddelik bir liste açıklamıştır. Xi Jinping düşüncesi ve “Yeni Çağda Çin Karakterinde Sosyalizm” olarak adlandırılan yeni felsefe ile Xi Jinping ÇKP içerisinde ayrıcalıklı bir yer edinmiştir.(9)

14 madde olarak açıklanan yeni felsefe ile Komünist parti 2020 ile 2035 yılları arasında sosyalist modernizasyonun ilk aşamasını hayata geçirecektir. Bundan sonraki süreçte Çin’in demokratik, kalkınmış “büyük modern sosyalist bir ülke" haline gelmesi hedeflenmektedir.

YOKSULLUĞUN BİTİRİLMESİ

Geçtiğimiz şubat ayında Xi Jinping Çin’in “mucizevî bir şekilde” aşırı yoksulluğu bitirdiğini dünyaya açıklamıştır. Xi, son sekiz yılda yaklaşık 100 milyon insanın aşırı yoksulluktan kurtarıldığını duyurmuştur. Ülkemiz nüfusunun yaklaşık 80 milyon olduğu düşünülürse konunun “mucizevi” tarafı daha iyi anlaşılacaktır. Xi’nin yoksulluğun azaltılmasına odaklanmak ve "ortak refah" fikrini öne çıkararak özellikle kent ve kırsal kesim arasındaki gelir ve bölgesel eşitsizliği azaltmaya çalışmak bu dönemin öncelikli amaçlarını oluşturmaktadır. Xi’nin ifadesi ile bu “tam bir zafer” ve “tarihe geçecek” bir başarıdır. Her ne kadar aşırı yoksulluk tanımının Çin ve Dünya Bankası açısından temel aldığı ölçütlerin birbirinden küçük de olsa farklı olması eleştirilse bile bu kadar kısa sürede bu ölçüde bir nüfusun aşırı yoksulluktan kurtarılması sadece Çin için değil küresel aşırı yoksulluk oranını düşürmesi açısından da önemlidir.(10)

ÇKP’NİN GELECEĞİ

“İki Oturum” (lianghui); Çin Halk Siyasi Danışma Konferansı’ nın ve Ulusal Halk Kongresi’nin yıllık olarak düzenlediği ve merkezi hükümetin gelecek yıl için öncelikleri ve planlarını açıkladığı toplantılardır.(11) Bu yıl 4-11 Mart tarihleri arasında yapılan toplantısında alınan kararlar ve detayları açıklanan 14. Kalkınma Programı Çin ve ÇKP’ nin geleceğini anlamak açısından önemlidir.

Mart ayında yapılan toplantılar ÇKP’ nin anti demokratik ve şeffaf olmama konusundaki eleştirilere karşılık olarak bir süredir kulis faaliyetlerine ve konuşulanlar hakkında daha detaylı ve şeffaf bilgi teminine uygun formatlarda yapılıyor. Dolayısıyla bu ÇKP’ nin önümüzdeki dönemde şeffaf, izlenebilir ve daha demokratik olacağı hususunda umutlar içermektedir.

Bu yılki toplantı Başkan Li Keqiang’ın açıkladığı raporla başlayan toplantılarda, 2021 yılında hem ihracata yönelik büyümeye yönelik çalışmaların hem de iç tüketimi özendirmeye yönelik politikalara (dual circulation) devam edileceğinin altı çizilmiştir. Ekonomik büyümenin %6’lar düzeyinde gerçekleşeceği ve yeşil ekonomi ile ilgili çalışmaların aynı ciddiyetle sürdürüleceği açıklanmıştır. Dijitalleşmenin hızlandırılması ve dijital bir ekosistem yaratılması, bireylerin refahlarının iyileştirilmesi, ekonomik kazanımların tam ve adil bir şekilde paylaşılması için eylem planı kabul edilmiştir.(12)

ÇİN HALK CUMHURİYETİ VE ÇKP

Çin komünizm ile yönetilen bir ülkedir. Bu komünizm, kökenini Marksizm den almış olsa da kadim Çin tarihini ve kültürünü de içine alarak kendine özgü bir sentez çıkarmayı başarmıştır. Bugün yakın tarihindeki işgal ve felaketlere karşın dünyanın GSMH açısından en büyük ikinci ekonomisi olması, eğitim, kültür, teknoloji alanında dünyanın en büyük ülkeleri arasında yer alması komünizmin ve onun uygulayıcısı olan Çin Komünist Partisinin büyük başarısıdır. Ortalama bir Çinli için ÇKP, Çin’in bugün bulunduğu konumda olmasını sağlamıştır. Çin günümüzde parasız hayat pratiğini hayata geçiren, şoförsüz taksilerin yollarda çalıştığı, dünyanın en hızlı kuantum bilgisayarlarının araştırmalarda kullanıldığı, uzay çalışmalarının son sürat devam ettiği bir ülke haline dönüşmüştür. Çinli bir arkadaşımın kelimeleriyle ifade edecek olursam, “Çin eğer bugün bulunduğu konuma gelmişse bu tamamen bu takımın (ÇKP’nin) başarısıdır ve onlar Çin halkının refahı için çalışmakta ve mücadele etmektedirler”. Komünizmin bir tehlike ve görüldüğü yerde ezilmesi gereken bir ideoloji gerçeği ile yetiştirilmiş bizler için komünizm yukarıda da bahsettiğim gibi geri kalmış ve köhnemiş olan her şeyin sebebidir. Ancak bugün Çin, geldiği nokta ve başardıkları ile bu bakış açımıza büyük darbeler indirmiştir.

Son Dakika Haberleri Çin Komünist Partisi