11 Kasım Medyanın Halleri
İşte günün öne çıkan köşe yazıları...
ATATÜRK’TEN ALINACAK DERSLER
Yalçın Bayer- Hürriyet
-
Kendinizden verdiğiniz hiçbir şey sizden bir şey eksiltmez.
-
Çalışanları teşvik edin, destekleyin, rehberlik edin ve başarısızlığa uğradıklarında savunun.
-
Çalışanları, ‘müteşebbis’ olarak geliştirin ve destekleyin, zekice risk almalarını teşvik edin.
-
Çalışanlara düşüncelerini ve tavsiyelerini sorun. Bu onların perspektiflerini genişletir ve genellikle yararlı fikirlerin doğmasına yol açar.
ATATÜRK DİYOR Kİ:
Atatürk kısa bir zamanda yapılmasını istediği bir işi bir bakandan istiyor.
-
Efendim vakit çok az cevabını alınca:
-
Efendi, sen ne söylüyorsun! Biz 20 günde opera yazmış, bestelemiş ve oynatmış bir milletin içindeyiz. Elverir ki, elebaşı davasına inansın!.. diye bağırıyor. (Nükte ve Fıkralarla Atatürk, Niyazi Ahmet Banoğlu, S: 313)
10 KASIM
Yavuz Donat- Sabah
Büyük Atatürk... Sadece Türkiye'nin değil, özgürlük mücadelesi veren bütün ülkelerin önderi... Yaşadığı yüzyıla damgasını vuran lider.
Dünyanın hayran olduğu, takdir ettiği asker ve devlet adamı.
Rahmetle, saygıyla, minnetle, şükranla anıyoruz.
En büyük eseri olan ve 100 yaşını dolduran Cumhuriyet, yeni yüzyılda da yükselmeye devam edecek.
Ölüm yıldönümünde, bir anahtar cümlesini... Her zaman ihtiyacımız olan temel ilkesini, modern Türkiye'nin yolunu aydınlatacak söylemini paylaşmak isteriz:
"Bir ulus, sımsıkı birbirine bağlı olmayı bildikçe, yeryüzünde onu dağıtacak bir güç düşünülemez."
Eşsiz kahraman Atatürk... Hayatını adadığın Türkiye, sana minnettardır.
ATATÜRKÇÜLÜĞÜN TEMELİ BİLİMDİR
Melih Aşık- Milliyet
Atatürk’ün engin başarılarının sırrı nerededir?
Bakınız Büyük Zafer’den sonra Bursa’da öğretmenlere neler söylüyor:
“Hanımlar beyler memleketimizin en mamur, en latif, en güzel yerlerini üç buçuk sene kirli ayaklarıyla çiğneyen düşmanı mağlup eden zaferin sırrı nerededir bilir misiniz? Orduların sevk ve idaresinde ilim ve fen düsturlarını rehber olarak görmektedir”
İlim ve fen Cumhuriyet’in kuruluşunda; ekonomide, eğitimde, sağlıkta özetle hayatın her alanında temel alınacak ve yol gösterici olacaktır…
Aynen bağımsızlık, laiklik, halkçılık, devrimcilik, gibi...
Toplum bu yönde gelişecektir...
Müzik, resim, heykel, sinema, tiyatro başta, sanatın her alanında çağdaş dünya ile yarışa girilecektir.
Diyordu ki:
“Yurdumuzu dünyanın en mâmur ve en medenî memleketleri seviyesine çıkaracağız. Millî kültürümüzü muasır medeniyet seviyesinin üstüne çıkaracağız.”
Atatürkçülük nedir?
Tam bağımsız vatan, ulusal birlik, laik cumhuriyet, ulusal egemenlik, liyakat, çağdaş hukuk, çağdaş eğitim, kadın hakları, işçi dostu fabrikalar, ekili tarlalar, ağaç ve orman sevgisi, yurtta sulh cihanda sulh ilkesi, Türkçeye saygı, çağdaş uygarlık, refah ve huzur...
Atatürkçülük, tüm bu değerlerin oluşturduğu çağdaş aydınlıktır.
Yazar dostu Falih Rıfkı Atay O’nun için:
“Atatürk kazandığı zaferlerden de büyük adamdı”, diyor...
Bir Belçikalı politikacının şu sözleri her şeyi özetliyor:
“Türkiye’de bugün ne varsa Cumhuriyet’in eseridir
Cumhuriyet ise tek başına Kemal Atatürk’ün eseridir”
İyi ki vardın... İyi ki varsın... Hep var olacaksın...
HUKUK TÜRKİYE’Yİ KORUR, DÜŞMANINI DEĞİL!
Yıldıray Çiçek- Türkgün
MHP Lideri Devlet Bahçeli, Anayasa Mahkemesi’nin Türkiye Cumhuriyeti’ni bölmeye, parçalamaya ve huzurunu bozmaya çalışanlara tanıdığı toleransı iki yıl önce “Anayasa Mahkemesi öyle bir hale gelmiştir ki, nerede bir hain, nerede Türkiye’nin kuyusunu kazmak için faal halde bulunan bir çapulcu varsa onlarla yan yanadır.” şeklinde tarif etmişti. Bu tespiti haksız kılacak bir durum var mı? Asla yok. Anayasa Mahkemesi nasıl bir hukuk garabetleriyle yapılanma içindeyse nerde PKK’lı, HDP’li, vatan haini varsa onlara sahip çıkmaktadır. Gün geliyor PKK’lı Selahattin Demirtaş’a, Osman Baydemir’e, Figen Yüksekdağ’a gün geliyor PKK-FETÖ arasında tenis topu olmuş Osman Kavala’ya, gün geliyor bu kadar bölücü sicili olan HDP’ye sahip çıkıyor. Dünyanın hiçbir yerinde hukuk kuralları böyle kendi ülkesini bölmeye, parçalamaya çalışanlara tolerans tanımaz. Fakat bizdeki düzende de tam tersi sürekli bunların düşmanlıklarına yol açılıyor.
HDP oldu Yeşil Sol, Yeşil Sol oldu HEDEP. Fakat kapatma davası süren HDP dahi kapatılmadı.
Kapatılmadığı gibi, Yargıtay Başsavcılığı, HDP'ye ödenen Hazine yardımına bloke konulmasını talep ettiği halde, AYM'de oy çokluğuyla alınan karar sonucunda HDP'nin seçim sürecinde Hazine yardımlarından yararlanmasının önündeki engel kaldırıldı. Bu AYM’de Türkiye Cumhuriyeti’nin bölünmez bütünlüğünü korumak isteyen, şehitlere karşı minnet duygusu olan kimse yok mudur?