11 Mart Medyanın Halleri
Hazırlayan: Beyhan Korkman
‘RUSYA İLE BATI’NIN DEĞİL ABD İLE YENİ DÜNYANIN SAVAŞI’
BERCAN TUTAR / SABAH
Ukrayna'da savaştan daha fazlası yaşanıyor. Yeni bir dünya kuruluyor. Askeri caydırıcılığı kalmayan ve bu nedenle ekonomik yaptırmalarla ayakta kalmaya çalışan Atlantik'in son çırpınışlarına şahitlik ediyoruz. Zira Ukrayna'daki mücadele Rusya ile Batı'nın değil, ABD ile yeni dünyanın savaşıdır. Haliyle Ukrayna'daki savaş uluslararası ilişkiler paradigmasını kökten değiştirecek. Çünkü bu savaşın amacı ekonomik çıkarlara ulaşmak değil.
Eski çağlarda olduğu gibi ekonomi ve yaptırımlar burada siyasi ve askeri hedefler için birer araç olarak devreye giriyor. Dolayısıyla siber ve süpersonik teknolojinin başat konuma geçtiği yeni dünyada siyasi ve stratejik kararlar artık ekonomik çıkarlardan önce geliyor.
KOKUŞMUŞ SİSTEMİN MUHAFIZI: NATO
SALİH TUNA / SABAH
Haliyle o serbest piyasa lakırdılarının alayı göz boyamaktan ibarettir.
Çinli telefon üreticisi Huawei'nin telefon satışları iPhone'la yarışmaya başlayınca ne yaptıklarını gördük!.. "Ekonomi dünyası otoriter müdahaleyle dizayn edilemez" diyen aklıevvel liberaller, ülkelerin ticaretinin ABD vesayeti altında olduğunu görmüyorlar mı?
Ondan gaz alamazsın, buna mal satamazsın diyen kim? Komşumuz İran'la alışveriş yaptık diye bizi cezalandırmaya çalışmadılar mı? ABD "emir ve görüşlerine" riayet etmeyen ülkeleri ekonomik olarak cezalandırırken hangi "serbest piyasa" kuralına riayet ediyor?
Ekonomiyi silah olarak kullandığını açık seçik söylemediler mi? Sistemin "SWIFT silahı" Demokles'in kılıcı gibi değil mi? Bu kokuşmuş sistemin bir de muhafızı var malumunuz: Bizim de üyesi olduğumuz NATO. İyi de biz şimdiye değin bu sistemin zerre miskali hayrını gördük mü? Ya NATO'nun?
CHP’NİN KRİZE ÇÖZÜMÜ YOK
MELİH AŞIK / MİLLİYET
Gazetelerde CHP’li yetkili isimlerin demeçlerini okuyoruz:
Faik Öztrak: Kıtlıkların hükümeti, kuyrukların efendisi oldular.
Veli Ağbaba: Sebze ve bakliyat ürünleri dar gelirlinin sofrasında lüks oldu.
Gürsel Tekin: Çarşı pazar el yakıyor.
Demeçler bu minvalde gidiyor.
Oysa çarşı pazardaki ve sofradaki durumu vatandaş bizzat görüyor, dahası içinde yaşıyor.
İktidara gelme iddiasındaki CHP’den beklenen koltuğa oturduğu zaman bu sorunları nasıl çözeceğini anlatmasıdır. Bu konularda ne tür planları, programları, formülleri, çözümleri var?
KARAR YAZARI KİTABI TERS TUTUYOR: ÇOK KUTUPLULUK ARTIK DAHA İMKANSIZ
MUSTAFA KARAALİOĞLU / KARAR
Rusya’nın işgal için ileri sürdüğü bütün tezler gün geçtikçe tutarsız hale geliyor ve dünya yaşadığı gerilimin faturasını şişirmek için daha fazla enstrüman bulmaya odaklanıyor. Süreç böyle geliştiği için de Rusya ile dostluk ve yakınlık gösterme cesareti tıpkı Ruble gibi her saat değer kaybediyor. Tabiatıyla, böyle bir statükodan iki kutup çıkmayacaktır. İki kutup varsayımı Rusya’nın Ukrayna’yı işgal girişimi öncesine göre bugün daha imkansız ve zayıf bir hipotez artık. Putin’in ülkesi Batı’ya karşı ekonomik, siyasi ve psikolojik rekabet standartlarını iki hafta önce kendi eliyle geriletti. Rus ekonomisinin toparlanması veya eski seviyeyi yakalaması çok zaman alacak ve muhtemelen görünen gelecekte mümkün olmayacak. Yaptırımların her gün yeni bir branşa sıçraması da Batı’nın motivasyonunun yüksek ve izolasyon sürecinin kalıcı olduğunu gösteriyor.
İSRAİL’İN YENİ İRAN PLANI
TACEDDİN KUTAY / AKŞAM
Öyle görünüyor ki İsrail, on senedir yola koymaya çalıştığı Körfez merkezli İran karşıtı pakttan umudunu kesti. Zaten herkesin bildiği acı gerçeği tecrübe etti ki Körfez'in kapasite namına sermayeden ve kumdan başka bir şeyi yok.
Bu yüzdendir ki, İsrail İran'ı kuzeyden ve batıdan kuşatacak Azerbaycan merkezli bir ittifakı tesis etmek zorunda olduğunu tespit etti.
Azerbaycan'da böyle bir etki tesis etmenin yolunun ise Türkiye ile ilişkilerden geçtiği, böylesi bir yakınlaşmanın yalnızca İsrail-Azerbaycan yakınlaşması olması ile hiçbir sonuç elde edilemeyeceği herkesin malumu. Böylesi bir çıkar bazlı işbirliğinin olmazsa olmazı Ankara'nın onayıdır. Üstelik Ukrayna Savaşı'nın gidişatına göre Kafkaslar'daki Rus basıncının düşeceği ihtimalini de göz önüne alınca bu çok kritik bir zamanda atılmış çok stratejik bir adım olarak karşımıza çıkıyor. Neyse bu yazı daha çok uzar gider. Ben en iyisi içeriye bir kılçık atarak sonlandırayım. Ortadoğu politikalarına İran merkezli bakan Saadet Partili yöneticilerin Herzog ziyaretinden rahatsız olmalarının asıl sebebinin Kudüs hassasiyeti falan olmadığını umarım az çok anlatabilmişimdir.