25 Kasım 2024 Pazartesi
İstanbul
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

11 Şubat Medyanın Halleri

İşte günün öne çıkan köşe yazıları...

11 Şubat Medyanın Halleri
A+ A-
NADİR TEMELOĞLU

PUTİN, GUTERRES VE SÜRÜKLENDİĞİMİZ ‘KAOS ÇAĞI’

Burhanettin Duran/ Sabah

Son üç günde gerçekleşen bir röportaj ve bir konuşma dünya siyasetinin nereye gittiği hususunda alarm zillerini çaldırıyor.

Röportaj, Rus lider Putin'in Amerikan gazeteci T. Carlson ile yaptığı iki saatlik görüşmeydi.

Konuşma ise, BM Genel Sekreteri Guterres'in Genel Kurul'da "dünyamızın bir kaos çağına girdiğine" dair ilanıydı.

Putin'in açıklamaları çok kutuplu dünyadaki güç rekabeti ile Batı-Rusya çatışmasının ne kadar ciddi bir geçmişe sahip olduğunu gösterirken Guterres'in sözleri iklimden İsrail'in Gazze işgaline kadar bugünün dünyasının sorunlarının çözülemez durumuna işaret ediyordu. Her ikisinin açıklamaları aslında birbirini tamamlıyor: mevcut uluslararası sistem kaosa sürüklenirken düzen kurabilecek güçler birbiriyle çekişme halinde ve bu yakın gelecekte daha da hızlanabilir.

‘ÇİRKEFLEŞME’ SÜRECİ

Mehmet Tez/ Milliyet

American Dialect Society, 34’üncü olağan toplantısını New York’ta yapmış. 2023’ün sözcüğünü açıklamak için toplanan dernek, kararını açıkladı. Yılın sözü “enshittification”.

Platformların çirkefleşmesi bir fenomen. Yeni bir fenomen, çünkü 15 yıl kadar önce hayatımıza giren muhtelif platformların “çirkef” yüzünü ancak bu sürenin sonunda görebiliyoruz. Yani çirkefleşmek bu kadar zaman alabiliyor. Bakın bu sözcüğün babası ne diyor. “Platformlar nasıl ölür açıklayayım: Önce kullanıcılarına iyi davranırlar. Sonra kullanıcılarını ‘business” müşterilerinin yararına sömürmeye başlarlar. Son olarak ‘business’ müşterilerini de sömürüp her şeyi kendilerine almak isterler. Sonra ölürler.” İşte bu süreç “çirkefleşme” süreci. (…)

Bu aşamaya henüz gelmedik. Yani pardon dendi, ama platformlar yaşamaya devam ediyor. Bizim sayemizde. Biz köleler sayesinde. Şimdi diyeceksiniz ki hangi platform bu. Facebook, YouTube, Twitter, Spotify, Instagram, TikTok şu bu, adını siz koyun. Ne fark eder. Bu açıdan bakışınca hepsi aynı. Hepsi bu “çirkefleşme” sürecinin farklı aşamalarındalar. İrili ufaklı bütün platformların yaşam macerası güzel bir şekilde özetlenmiş ve artık buna verilmiş bir isim var. Vazgeçemiyoruz tamam, ama en azından neyin içinde yaşadığımızı bilelim.

YETİŞTİRME YURDUNDAN PERİ MASALINA

Fatih Çekirge/ Hürriyet

- Konya Yetiştirme Yurdu’ndan Strazburg Müzik Akademisi, Rhin Operası ve Nice Devlet Operası’na giden inanılmaz bir hikâye bu. Merve Başoğlu’nun peri masalı, 12 yaşında başlıyor. Bir gün müzik dersinde öğretmeni sınıfa bir flütle geliyor ve Merve’nin hayatı değişiyor. (…)

Merve, uzunca bir süre Fransa’da kalıyor. Sonra Türkiye’ye dönüyor. Bu dönüşü de şöyle açıklıyor: “Ben memleketimi terk etmedim ki. Kendimi geliştirmek için gittim. Şimdi memleketime döndüm. Bu devlet beni büyüttü. Bana böyle bir eğitim olanağı sağladı. Minnetimi göstermek istiyorum.”

‘TAVŞAN’ PEŞİNDEKİ MEDYA

PKK’nın siyasi kolu DEM/HDP, İstanbul adayını ilan etti.

Birçok gazetenin ve köşe yazarının gündemi de bu.

Özellikle hükûmete yakın basının ve köşe yazarlarının…

Kimi “Kandil Ekrem’in biletini kesti” başlıkları attı. Kimi de HDP/DEM’in kaçırdığı fırsatlara yandı… Sabah’tan Melih Altınok, Başak Demirtaş’ın daha fazla oy alacağını ileri sürüyor. Altınok’a göre “tavşan aday” tezi doğrulanmış. Bu tez, başka köşe yazarlarında da var.

Türk siyasetine iki duvar ören Cumhur İttifakı ve şimdilerde dağılan ama Atlantikçi programları değişmeyen Altılı Masa’nın partileri, son yıllarda her seçim dönemi HDP’ye kilit rol atfediyor. Koltuk kavgası, Türkiye’nin güvenliğine tercih ediliyor.

Öyle bir noktaya geliyor ki konu, yeniden açılım tamtamları çalınmaya başlıyor.

Sabah’tan Mahmut Övür, Selahattin Demirtaş’ın açıklamaları üzerine “Bütün bunlar da DEM içinde ve çevresinde başta da söylediğimiz esas sancıya, yani şiddetin devreden çıkmasına yönelik bir arayış olduğunu gösteriyor. Ancak ortada bunu açıkça seslendirecek güçlü bir siyasi aktör yok.” diyor.

DEM şiddetin kendisi. PKK silahlarının namlusu. Hem de Meclis’e ve belediyelere uzanan…

PKK, ABD’ye bağlı.

Bölgemizde ABD’nin silahı oldukça, PKK silahı da olacak.

Silah silahla bastırılır.

Şiddeti devreden çıkartacak tek yol, bölge ülkeleriyle işbirliği yapılarak ABD’nin bölgeden çıkartılması ve PKK’nın kökünün kazınması.

Tavşan peşinde koşmayı bırakalım, Türkiye’nin güvenliğini önceleyelim.

Tüm medyayı ve köşe yazarlarını, PKK’ya doğrudan bağlı olan HDP/DEM’in kapatılması konusunda tavır almaya çağırıyoruz.

PKK ABD Rusya İsrail