12 Kasım Medyanın Halleri
Köşe yazarlarının gündemi ne? Gazetelerde neler var? Köşe yazılarında öne çıkanlar neler?
BELEDİYE KONSERLERİ YASAKLANSIN
AHMET HAKAN - HÜRRİYET
Vatandaşlarımızın ücretsiz halk konserleriyle sanatçılarla buluşmasını çok destekliyordum.
Fakat Ebru Gündeş’e verilen milyonları görünce...
Ben artık bu destekten tamamen vazgeçmiş durumdayım.
Ankara Belediyesi, Ebru Gündeş’e 69 milyon değil de 45 milyon bayılmış.
Yahu 45 milyon az mı?
Bu paranın hepsi Ebru Gündeş’e gitmiyormuş, sahne kurulumuna falan gidiyormuş.
İyi de sonuçta konsere 45 milyon lira gitmiyor mu?
Belediyeler, hizmetler için harcamaları gereken kaynakları konserlerle çarçur etmemeliler.
Eğer bir konser, 45 milyon liraya mal oluyorsa...
Bıraksınlar o konserin peşini.
Bu işin Mansur’u, Ekrem’i falan yok.
Bu işin partisi martisi yok.
İster AK Parti’li, ister CHP’li hiçbir belediye, halkın parasını Ebru Gündeş’ler için müsrifçe harcayamaz.
Halkın milyonlarının Ebru Gündeş’lere gitmemesi için bu konser işinden vazgeçmeli belediyeler.
Vazgeçmezlerse bir biçimde vazgeçmeleri sağlanmalı.
---
TRUMP VE KÜLTÜREL HEGEMONYANIN SONU
OĞUZHAN BİLGİN - AKŞAM
Bu küreselci liberalizmin eski ideoloğu, "Tarihin Sonu"nun yazarı Fukuyama'nın Trump zaferi sonrası "liberalizmin sonu" diye yazması da tesadüf değil. Bu küreselciliğin ekonomik altyapısını oluşturan savaş ve finans sermayesinin, onların neoliberalizminin veya sol-liberalizminin ideologlarının, akademyalarının ve medyalarının Trump'a karşı yürüttükleri linç de tesadüf değil.
Dar bir küreselci elitin kültürünün halka ve onun değerlerine karşı yürüttüğü bir mücadele biçimi Trump karşısında yenilgi aldı. Üstelik daha önce Demokratları destekleyen beyaz işçi sınıfı da Trump'ın arkasında kenetlenmiş oldu.
Bu arada bu kültürel hegemonya ile Nobel ödülleri arasındaki ilişki de bu süreçte yine belirginleşmiş oldu.
Nobel ödüllü iktisatçının Trump'ın zaferi ile ABD için "çok kaygılı" olduğunu söylemesi de yine tesadüf değil.
Hani önemli olan kurumlardı? Yoksa ABD'de de mi gelişmiş kurumlar, nitelikli bir kurumsallaşma yok?
---
NEOLİBERALLER VE KÜRESELCİLER KAYBETTİ
İHSAN AKTAŞ - YENİ ŞAFAK
Trump, doğrudan ABD iç meselelerine odaklanacak ve Avrupa’ya fazla önem vermeyecek. Biden göreve gelmeden önce Avrupa darmadağınıktı. Biden, Avrupa’yı birleştirmeye çalıştı ancak Ukrayna savaşının ağır maliyeti bu birlikteliğin bedeli oldu.
Bu süreçte Almanya-Fransa-Türkiye yakınlaşması gündeme gelebilir. Ukrayna savaşı sona ererse Almanya-Rusya ilişkileri eski ivmesini yakalayabilir. Yine de Avrupa devletlerinin jeopolitik gerilemesi devam edecek gibi görünüyor.
Trump, Rusya ile çatışmayacak; Çin ve İran üzerinde baskıyı artıracak. Hem ekonomik hem küresel rekabet açısından Çin’e odaklanacak. Suudi Arabistan ve Körfez ülkelerine 500 milyar dolarlık silah satışı gibi girişimleri yeniden canlandırabilir. Çin’e karşı Hindistan kartını güçlendirme çabası da dikkat çekici olacaktır. Hindistan’ın BRICS üyesi olması bu oyunda ilginç bir pozisyon.
Trump’ın “savaşmayan bir dünya” politikası çerçevesinde Ukrayna savaşı sona erdirilebilirse, Suriye’de ABD, Türkiye ve Rusya arasında bir mutabakat güç kazanabilir. Bu durumda, İran’ın nasıl bir tavır alacağı belirsiz. İran’ın kaos teorisi çöküşe geçmiş durumda; komşularını kaos ve yıkım halinde tutma politikası, artık İran için daha büyük bir tehdit haline geldi. Türkiye ve Irak’ın başlattığı istikrar girişimlerine İran’ın destek vermesi kaçınılmaz görünüyor.