08 Eylül 2024 Pazar
İstanbul 21°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

12 Temmuz Medyanın Halleri

12 Temmuz Medyanın Halleri... Köşe yazarlarının gündemi ne? Gazetelerde neler var? Köşe yazılarında öne çıkanlar neler?

12 Temmuz Medyanın Halleri... Köşe yazarlarının gündemi ne? Gazetelerde neler var? Köşe yazılarında öne çıkanlar neler?
A+ A-
NADİR TEMELOĞLU

BİR YÜZLERİ VAR, O DA BU REZİL YÜZLERİ

HAŞMET BABAOĞLU - SABAH

Uzun yıllar boyunca dünyanın en, en, en dürüst medya organı olarak lanse edilen BBC'nin aynı gün iki haberi verme şeklini görmüşsünüzdür...

Birincisi şöyle:

"Rusya'nın Kiev'e füze saldırısında beş kişi öldürüldü."

İkincisi şöyle:

"Gazze'deki okula yapılan hava saldırısında en az 16 kişi öldü."

228 gündür hep böyle...
Batı medyasına göre...
İsrail kimseyi öldürmüyor!
Hep "ölüp" gidiyor Gazzeliler!
Nasıl?
Hava saldırısında...
Bunu da pişkinlikle açık açık söylüyor Anglosakson medyası...
Bir dostum iki haberi birleştirip göndermiş bana...
Altına da "Nasıl bir ikiyüzlülük" diye yazmış.
Cevapladım...
Hayır! Onların normali bu!
Tek bir "yüz"leri var, o da bu yüz.

Bizim kafamıza daha yeni dank ediyor bu gerçek...

UNUTMA... UNUTTURMA

YAVUZ DONAT - SABAH

Hafıza kaybı

Ankara... Sincan... Genelkurmay Çatı Davası... 6 Haziran 2017.

Mahkeme başkanı:

- Darbe gecesi ABD, Belçika ve İngiltere büyükelçilikleri ile telefonla görüşmüşsün.

Sanık... Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar'ın eski özel kalem müdürü... Kurmay albay:
- Görüşmedim.
- Kayıtları var.
- Hatırlamıyorum... Başkası görüşmüş olabilir.

ESKİ VE YENİ NATO

SÜLEYMAN SEYFİ ÖĞÜN - YENİ ŞAFAK

Süreç kendi akışında devâm ederse ABD’nin kaybedeceği âşikârdı. Rusya-Ukrayna savaşı tam da bunun için çıkarıldı. ABD olanca gücüyle Avrupa’ya abandı. NATO bu abanmanın başat cihazıydı. İleride yazılacak vukuflu târihlerin, Rusya-Ukrayna savaşının gerisinde gerçekleşen esas hâdisenin ABD’nin, ilerleyen Avrupa-Avrasya-Asya ilişkilerini ezmek adına ABD’nin Avrupa’yı işgâl etmesi olduğunu yazacaktır. Bu senaryonun, tekmil düşmanların yok edilmesini arzulayan; dengeci Kissenger ekolünü tasfiye eden ve mutlak ABD hâkimiyeti peşinde olan neocon elitlerin hastalıklı zihniyetinin eseri olduğunu unutmamak gerekir. Avrupa elitlerinin buna râzı gelmesini ise hem bir sindirilmişlik hem de biraz Çin’in ezici yayılması olduğunu düşünüyorum. Bu, muhtemelen yağmurdan kaçarken doluya tutulmak korkusu olmalıdır.

NATO artık târifli komünist karşısında savunma amaçlı bir kuruluş olmanın çok dışındadır. Saldırgan amaçlı yeni bir NATO’dur bu. Anaforuna kapılacak olanların her birisine orta ve uzun vâdede ağır bedeller ödeteceği âşikârdır. Artık NATO, bir tehlikeyi bertaraf etmekten mâda bizzat kendisi bir tehlike saçan bir cihazdır. Türkiye-NATO ilişkileri ayrı bir bahis. Ama bu tartışılırken de NATO’nun artık eski NATO olmadığını hatırdan çıkarmamak gerekiyor.

M. ALİ AYBAR

MELİH AŞIK - MİLLİYET

Türkiye İşçi Partisi ve Türk solunun liderlerinden Mehmet Ali Aybar, 29. ölüm yıldönümü olan 10 Temmuz’da Aşiyan’daki mezarı başında anıldı...

Türkiye’de Atatürk’ün tam bağımsızlık ruhuna CHP değil, ilk günden itibaren sosyalist aydınlar sahip çıkmıştır.

İkinci Dünya Savaşı sonunda, İsmet İnönü liderliğindeki Türkiye, ABD ile ikili antlaşmalara yönelmişti.
ABD’nin gerçek kimliğini, yapılan yardımların perde arkasındaki niyetlerini görmek o dönemde çok mu zordu... Yok canım... Gören görüyordu... Bakınız Mehmet Ali Aybar, “Zincirli Hürriyet” Gazetesinde 19 Nisan 1947’de yazdığı yazıda hükümeti nasıl uyarıyor:

“Amerikan yardımını bir kere bizi şimdiden istiklalimizden mahrum edeceği ve Amerikan himayesi altına koyacağı için istemiyorum. Yardımın şartları malum... Birtakım yabancılar yardımın yerinde kullanılıp kullanılmadığını kontrol etmek bahanesiyle bizim içişlerimize müdahale edeceklerdir... Yardımın tahsis sureti ve harcanması ile ilgili Amerikan Cumhurbaşkanı’ndan müsaade alınacaktır. Amerikan Cumhurbaşkanı’na yapılan işlerle ilgili muntazaman raporlar verilecektir. Ve daha buna benzer birtakım şartlar... Hukuk kitaplarında bu duruma himaye adı verirler. Ve himaye altına alınan devletlere yarı müstakil devlet derler...”

Gerçeği gören ve halkı uyaran Aybar ve arkadaşları bu yurtseverliği hapislerle, sürgünlerle ödediler...

Medyanın Halleri