15 Aralık Medyanın Halleri
‘KANDİL’İ DAHA FAZLA GÜNDEM ETMEK BATI’NIN SİYASİ DESTEĞİNİ AZALTIR’
HASAN BASRİ YALÇIN - SABAH
Örgütün tek dış desteği, kullandığı komşu ülkelerdeki coğrafi boşluk alanları değil. Suriye'de doğrudan Amerikan koruması altında. Dahası PKK, başta Almanya olmak üzere Avrupa'nın birçok ülkesinde dernekler ve medya aracılığıyla siyasi örgütlenmeye yoğun çaba gösteriyor. Tüm bu alanlarda PKK'yı siyasi olarak sıkıştırmak kolay görünmeyebilir. Ama bu ülkelerden aldığı siyasi desteğin altında Kandil'deki varlığının yattığını düşünürseniz, Kandil'i daha fazla gündem etmenin uzun vadede PKK'ya yönelik Batı ülkelerindeki desteği azaltmakta da iş göreceği açıktır.
‘4 BİN TL’NİN ALTI OLUMLU KARŞILANMAYACAK’
HİLAL KAPLAN - SABAH
Türkiye'de 2021'in ikinci yarısı kur savaşlarıyla geçti. Dolardaki ani ve hızlı yükselişle fiyatlar üzerinde oluşan baskı en çok dar gelirliyi vurdu. Dolayısıyla içinde bulunduğumuz süreçte gelecek yılın satın alma gücünü belirleyecek olan asgari ücret zammı daha da önem kazandı.
Asgari ücret zammında çoğunluk yüzdelere veya virgülden sonrasına bakmaz. Mevcut durumda 4 bin TL'nin altında olacak hiçbir zam halkta olumlu karşılık bulmayacaktır. 4 bin TL, çoktan asgari ücretin psikolojik sınırı olarak belirlenmiş görünüyor. Yetkililerin bunu dikkate alarak karar vereceğini düşünüyorum.
'CHP’NİN HDP’Yİ SAVUNAN TAVRIYLA DAHA SIK KARŞILAŞACAĞIZ'
MEHMET ŞAHİN – TÜRKİYE
Yerel seçimler sürecinde kurulan ortaklığın sonucu olarak terörle ilgili azımsanamayacak sayıda kişinin belediyelerde işe alındığı İçişleri Bakanı tarafından açıklandı. HDP’nin kapatılması için hazırlanan ve kabul edilen iddianamenin detayına bakılmadan HDP en yüksek perdeden savunulmaya başlandı. Teröre çocuğunu kaptırmış ve onları kurtarmaya çalışan Diyarbakır Anneleri görmezden gelinirken ve hatta onların eyleminden rahatsızlık duyulurken HDP pamuklara sarılarak korunmaya çalışılmaktadır. Son olarak CHP Grup Başkan Vekili Engin Altay “Her siyasi partinin içinde terör örgütleriyle ilişkili insanlar var, düzeltiyorum bazı siyasi partilerde. HDP'nin içinde PKK ile ilişkili insanlar olabilir. Partinin kurumsal olarak terörize edilmesi doğru değil. Orta yerde hain bir terör örgütü var. Devletin ve Meclis'in uğraşması gereken orasıdır” ifadelerini kullanarak HDP’ye CHP’nin yaklaşımının ne olduğunu tekrar ifade etti. Öyle anlaşılıyor ki, seçim süreci yaklaştıkça CHP’nin HDP’yi savunan ve onu koruyan tavrıyla daha sık karşılaşacağız.
YILMAZ ÖZDİL RAKI İÇİN KIBRIS’I VERDİ
YILMAZ ÖZDİL - SÖZCÜ
Akp genel başkanvekili Numan Kurtulmuş, “Türkiye İstatistik Kurumu'na güvenmeyeceksin de, masada oturup içki içerken fikir söyleyen adamlara mı güveneceksin” diye sordu. Cevap veriyorum, evet. Çünkü, TÜİK için aynı şeyi söylemeyiz ama, rakı vatan sevgisidir… Şampanyanın mucidi Fransız keşiş Dom Perignon mesela, 1638 yılında dünyaya gelmiş… Evliya Çelebi'nin 1635 tarihli seyahatnamesinde ise, rakıdan bahsediliyor. Bu demek oluyor ki… Şampanyayı icat eden adam bile kundakta ana sütü içerken, biz aslan sütü içiyorduk. Hatta, taa 1326 yılında Bursa'yı fetheden rahmetli Orhan Gazi'nin, kendisine fetihte yardımcı olan dervişlere kasalarla rakı hediye ettiğini biliyoruz… Ben sana daha ne diyeyim. TÜİK dediğin 1962'de kuruldu, dünkü çocuk. Bu millet 700 yıldır rakı içiyor birader.(…) Türkiye, rakıdır. Rakı, Türkiye'dir. Örgüttür rakı!
Peynir, kavun, rakı, PKR'dir.
Ama bölücü değildir, birleştirici örgüttür.
Türk'ü de içer, Kürt'ü de, Ermeni'si de, Yahudi'si de… Rumlar öyle meze yapar ki kardeşim, helali hoş olsun, Kıbrıs'ı veresin gelir! Kıbrıs'ı veresin gelir!
‘ÇİN ASLINDA HİÇ DE ÖYLE DEĞİL’
FATİH ALTAYLI - HABERTÜRK
Çin bugün itibarıyla dünyada en fazla patent üreten ülke haline gelmiş. Dünya birincisi. Türkiye bu alanda OECD’nin son sıralarında. Bu patentleri üretime aktarmada da Çin çok iyi durumda. Ve Çin’in ihracatında “yüksek teknolojili ürünlerin” payı yüzde 30. Yani o taklit ve kalitesiz ürün üretir ve satar klişesine yerleştirdiğiniz Çin aslında hiç de öyle değil. Türkiye’nin ihracatında ise yüksek teknoloji içeren ürün miktarı yüzde 2,5. Üstelik bu oran giderek artmıyor, giderek geriliyor. 3,5’tan 2,5’a inmiş.
BAKAN NEBATİ’NİN AÇIKLAMALARINA KİM NE DEDİ?
‘BAKAN ÖNCE KENDİSİ İNANMALI Kİ TOPLUMU İNANDIRABİLSİN’
ABDÜLKADİR SELVİ - HÜRRİYET
Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, düşük faiz ve yüksek büyümeye dayalı üretim ekonomisinin doğru olduğuna inanıyor. Piyasadaki dalgalanmaları dikkatle takip ediyor ama yeni ekonomi politikalarının başarılı olacağından kuşkusu yok. Tabii bakan önce kendisi inanmalı ki toplumu inandırabilsin. Demirel, 1991 yılında DYP-SHP koalisyon hükümetini kurduğunda bakanlara, “Önce siz kendinize inanın ki millet size inansın. Önce siz kendinize güvenin ki millet size güvensin” demişti. Ancak yeni ekonomi politikalarının başarılı olmasının bir şartının da piyasalara güven vermekten ve iktidarı ve muhalefeti ile her kesimi kucaklayan bir yaklaşımdan geçtiğinin farkında.
DIŞ GÜÇLER AÇIKLAMASI KARAR YAZARINI MEMNUN ETTİ
AKİF BEKİ - KARAR
Mesela “Dışarıdan herhangi bir saldırı yok! Çok net olarak söylüyorum. İçeride birkaç manipülatif, spekülatif işlem var” kanaatini hepsi paylaşıyor mu? Numan Kurtulmuş “Hiçbir ekonomik gerekçesi yokken kurlar birden yukarı doğru fırladı” diyeli üç gün olmadı daha. Hem TL’nin değerini düşürüp doları yükselterek yeni bir model denediğinizi, ucuz TL ile pahalı doların daha avantajlı olduğunu söyleyeceksiniz... Hem de kurları siz zıplatmamışsınız, fiyatlar bu yüzden uçmamış, hayat pahalılığı bundan kaynaklanmamış, Allah Allah niye böyle olmuş ki gibi konuşacaksınız... Yaptığınızın arkasında daha kendiniz duramıyor, dürüstçe sorumluluğunu alamıyorsanız yeterince emin değilsiniz demektir. Kendiniz güvenip inanmazken ne yaptığınızı bildiğinize kim inanır, kim güvenir? Bakan Nebati hiç değilse dürüstçe üstleniyor, iyi bir başlangıç noktası. Geriye partisinin diğer sözcülerini inandırmak kaldı.
‘İLETİŞİM KAZASI’
AHMET HAKAN -HÜRRİYET
Çok, çok, çok iyi giderken... Planlanmamış bir iletişim stratejisinin başıboşluğuna kurban giderek... Konuşmaya, konuşmaya, konuşmaya başladınız. Millet ağzınızdan çıkan her kelimeye dikkat kesilmişken... Siz tuttunuz, paldır küldür açıklamalar yapmaya başladınız.
Ve bu açıklamalarınızda “Bitersek hep beraber biteriz” gibi cümlelere yer verdiniz.
Vermek istediğiniz mesajı, tabii ki anlıyorum. Ama yine de ekonominin başındaki bir isimden “bitmek” gibi bir sözcüğü işitmek, hiç hoş olmadı. Böyle bir alternatifin yaşanabileceğine hafiften de olsa kapı aralamak, Hazine ve Maliye Bakanı’nın yapacağı bir iş değildir.