15 Aralık Medyanın Halleri
İşte günün öne çıkan köşe yazıları...
EŞBAŞKAN HATIRLATMASI VE DEM’İN SIRRI
Mahmut Övür - Sabah
Oylardaki artışa ilişkin eski bir HDP'li şöyle diyor: "Bugün parti içinde çok net bir tartışma var; CHP'nin hatırı için siyaset yapmayacağız. Kendi adaylarımızla seçime katılacağız ve oylarımızı başkalarına kurban etmeyeceğiz. Bu söylem tabanda müthiş bir heyecan yarattı. Oylardaki artışın nedeni bu. Bu tabloya rağmen büyükşehirlerde CHP ile bir ittifak kararı verilirse oylar DEM'e değil TİP'e gider." Tabandaki bu beklentinin tavanda bir karşılık bulup bulmayacağını önümüzdeki günlerde göreceğiz. Bir başlangıç olarak dün gerçekleşen CHP Genel Başkanı Özgür Özel ile DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan'ın görüşmesinden hemen bir ittifak çıkmayacağı biliniyor. İki partinin ilk şeffaf görüşmesinden doğal olarak ittifakın çıkması beklenmiyordu ama enteresan bir siyasi malzeme çıktı. DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğlu, hiç beklenmeyen bir biçimde Özel'in yüzüne bakarak en hassas noktasına dokunan şöyle bir hatırlatma yaptı: "Size eş genel başkan diyesim geldi..." Espriyle de olsa DEM Partililerin, Özel'in CHP'yi tek başına yönetemediğini, esas aktörün arka planda Ekrem İmamoğlu olduğunu kamuoyu önünde seslendirmeleri bir hayli manidardı. Bunun siyasi bir anlamı olduğu da çok açık. Kimbilir belki de esas görüşülmesi gereken aktörün kim olduğu böylece hatırlatılmış oldu. Tıpkı Muharrem İnce'nin Özel'den önce İmamoğlu ile görüşmesi gibi. Yakında yeni bir "protokol skandalı" patlak verirse hiç şaşırmam.
İMAMOĞLU ADAY OLMAYABİLİR
Turgay Güler - Akşam
Son genel seçimlerde İstanbul'da partilerin İstanbul'da aldıkları oy ortada.
Ak Parti 35.77
CHP 28.49
İP 8.22
YSP(HEDEP) 8.13
MHP 6.24
Gelelim işin matematiğine. CHP yani Ekrem İmamoğlu İstanbul'da seçime tek başına gireceği için alacağı oy yüzde 28.49. Ak Parti'nin adayı aynı zamanda Cumhur İttifakı'nın adayı olduğu için alacağı oy yaklaşık yüzde 42. Arada neredeyse 15 puan fark var. Matematik ortada. Buna bir de İmamoğlu'nun başarısız ve beceriksizliğini eklerseniz sonuç kendisi adına çok daha dramatik hale geliyor. O vakit soralım. Gözü yükseklerde olan bay başkan siyasi hayatına İstanbul'da alacağı bir yenilgiyle devam etmek ister mi? İmamoğlu'na akıl verenler bahanesini de bulmuşlar. 'HEDEP ve İYİ Parti desteğini çektiği için kaybettim dersin' demişler. Lakin verdikleri aklın yüklemi 'kaybettim'. Bence bu akılla bir yere varılmaz. İmamoğlu daha makul bir kaçış planı bulmalı. Bulunursa aday olmaz. Ya bulunamazsa. İşte orası İmamoğlu için daha vahim. Başkanlığı kaybettiğinde, destekçilerini de kaybetmiş olacak. İmamoğlu kaybedince Özgür Özel de kaybetmiş olacak. CHP'de bir kez daha 'değişim' sesleri yükselecek. İmamoğlu'nu bu kez parası da kurtaramayacak. Geriye üçüncü bir seçenek kalıyor. Parti kurmak! Parti kurup bütün suçu başkalarına atmak. Bundan sonrası CHP'yi bağlar. İzleyip göreceğiz. Şimdi dönelim en başa. İmamoğlu aday olmayabilir mi? Valla pek de kafa yormaya gerek yok. Buyursun kendisi açıklasın. 'Her şartta adayım' desin. Hadi!
‘ZİFTLENDİK’
Melih Aşık - Milliyet
Osmanlı dönemi... Boğaz kıyısındaki yalısında oturan paşazade ayak işlerine bakan adamını çağırmış. - Evladım demiş, kışı bitirmek üzereyiz, bahar geliyor. Şu bizim kayığın altının ziftlenmesi gerekiyor. Adam, baş üstüne demiş. Kayık ziftlenmiş. Paşazade adama sormuş: - Kaça mal oldu bu iş bize? - 200 altına efendim. Paşazade, pür hiddet; - Nee! 200 altın mı? Yahu bir kayığın ziftlenmesi bu kadar tutar mı? Adam boynunu bükmüş: - O arada biz de biraz ziftlendik efendim! Aydınlık’ın notu: Bu hikâyenin bir de padişah-donanma uyarlaması var…