22 Kasım 2024 Cuma
İstanbul 13°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

15 Mart Medyanın Halleri

Hazırlayan: Ercan Dolapçı

15 Mart Medyanın Halleri
A+ A-

YENİ BİR DÖNGÜ: HAKARET ET MASAYA OTURT ÖVGÜYE BOĞ

AHMET HAKAN / HÜRRİYET

Muharrem İnce, Altılı Masa’nın yedincisi olmaya pek yanaşmıyor ya...

Hakkında neler söyleniyor, neler...

Söylenenler buraya yazılacak cinsten şeyler değil.

Çirkin benzetmeler. Kaba hakaretler. Muazzam aşağılamalar. En aşağılık iftiralar.

Tıpkı o uğursuz üç günde Meral Akşener için neler söylendiyse onlar söyleniyor. Meral Akşener’e o tekinsiz üç günde neler yaşatıldıysa aynısı Muharrem İnce’ye yaşatılmak isteniyor.

CHP odaklı hesaplar, resmen toplu şeytan taşlama ayini başlatmış durumda.

Küfür kıyamet adamı masaya oturtacaklar.

Gayeleri bu.

Eğer Muharrem İnce, son anda çıkıp da...

“Tamam arkadaşlar. Ben de Masa’ya geliyorum” falan diye bir çıkış yapsa...

Ettikleri küfürleri, yaptıkları hakaretleri anında yutacaklar.

Onun yerine hemen destansı güzellemeler döşeyecekler, övgülere doyamayacaklar.

Tıpkı Akşener’in kalkışında ve dönüşünde yaptıkları gibi.

Kısacası döngülerin en berbatı olan bir döngü oluştu son zamanlarda.

Şöyle bir döngü:

“Hakaret et, küfret / Masaya oturt / Destan yaz, övgüye boğ” döngüsü.

Bu arada şunu da söylemeden geçemeyeceğim:

Muharrem İnce’nin izlediği siyasetin, ben de kendisi açısından rasyonel bir siyaset olmadığı kanaatindeyim. Ben de gereksiz inat ettiğini düşünüyorum. Ben de İnce’nin siyasetine en uygun ittifakın “Masa” olduğunu düşünüyorum.

Ama böyle düşünüyor olmam...

Adamı hakaretlerle dolu şeytan taşlama ayiniyle zorla masaya oturtma çalışmasını feci mide bulandırıcı bulmama engel değil.

ABD NE YAPMAK İSTİYOR?

HAŞMET BABAOĞLU / SABAH

Biyografilerine baktığınız anda şunlar hemen dikkatinizi çekiyor...

Körfez Savaşı...

Irak Savaşı...

Afganistan Savaşı...

Kimlerden mi bahsediyorum?

Biri işin en tepesindeki general...

ABD Genelkurmay Başkanı Mark Milley.

Diğeri CENTCOM'un (ABD Merkez Kuvvetler Komutanlığı) başındaki Michael Erik Kurilla.

Milley, 5 Mart'ta Kuzey Suriye'de görünüverdi ve ortalık bir süreliğine karıştı.

Dışişlerimiz derhal sordu: Orada ne oluyor? YPG güçleriyle ne işiniz var?

Cevap: "Hayır, Genelkurmay Başkanımız sadece bölgedeki askerlerimizi ziyaret etti!" ABD'nin cevabını kimse inandırıcı bulmadı ama yine de iki ülke arasında yükselen hararet az çok düşürüldü diyorduk ki...

Geçen gün de Michael Erik Kurilla Suriye'nin kuzeydoğusuna damlayıverdi.

Açık açık PKK/YPG işgalindeki Haseke'yi ziyaret etti ve DEAŞ tutuklularının kaldığı kampları denetledi.

Bu iki ziyaretin Türkiye'ye yönelik mesajlar taşımadığını söylemek için insanın ya çok saf olması ya da durumu örtbas etmeye çalışan içimizdeki Amerikan "acenteleri"nden biri olması gerekiyor.

Ancak daha ötesi var...

Hatırlayın...

Afganistan'dan çekiliş konusunda Pentagon'da pek çok General Biden'la ters düşmüştü.

Mark Milley de bunlardandı...

"Son 20 günde değil, geçmiş 20 yılda yapılmış hatalar sonucunda savaşı kaybettik. Fakat bu tecrübeden çok ders çıkardık" demişti senato komisyonunda...

Hepsini birlikte okuduğumda bana öyle geliyor ki...

Suriye'de karşılaştığımız durum ABD'nin bölgede minik bir "terör devleti" ısrarından öteye geçmeye başladı.

Dünyanın yaygın bir savaşa hazırlandığına dair yorumların arttığı bir dönemde ABD'nin Suriye'deki "gösteri"lerini daha geniş bir perspektiften değerlendirmek zorundayız.

Medyanın Halleri