21 Eylül 2024 Cumartesi
İstanbul 19°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

‘150 yılı’ somut ortaya koymadı

‘150 yılı’ somut ortaya koymadı
A+ A-
ŞEFİK ÇAKMAK

İbrahim Kalın’ın “Bize yüz elli yıldır modernleşme adı altında başkalarının hikayeleri anlatıldı. Artık kendi hikayemizi yazma zamanıdır” sözü konusunda düşüncelerimi yeterince iletmiştim. CNN’deki konuşmasını da aşağıdaki gibi değerlendiriyorum:

Vatan Partisi programının başındaki “Türkiye iki yüzyıldır dış ticaret çağının yayılmacı kapitalizmine ve emperyalizme karşı savaşıyor” sözü ile İbrahim Kalın’ın sözleri birbirini tamamlayıcı değildir. Benim düşünceme göre birbirine zıttır. Bizim programdaki cümle, dünyada ilk antiemperyalist savaş olan İstiklâl Savaşını ve 1938 yılına kadar kesintisiz süren cumhuriyet devrimini kapsar. İbrahim Kalın’ın “Yüz elli yıldır başkalarının hikayeleri anlatıldı” sözündeki yüz elli yıl Türkiye’nin iki yüz yıllık aydınlanma dönemini inkar eder. İki yüz yıldan beri süregelmekte olan devrimci mücadeleyi inkar eder. Biri iki yüz yıllık devrimci mücadeleyi vurgular. Öbürü iki yüz yıllık devrimci mücadeleyi görmezden gelir. Bu tartışmada ve bilgilendirmede ilginç görüşler de İbrahim Kalın’ın sözlerini destekliyor. Sayın Serhan Bolluk’un Hasan Ali Yücel’in dünya klasiklerini tercüme ettirmiş, yayınlamış olmasını, tanzimat batıcılığı saymasını, kötülemesini ben anlayamam. Bunu cehaleti savunmak, cehalete övgü olarak görüyorum. Bunu da Cumhuriyet devriminin karşıtlığı olarak değerlendiriyorum. Cumhuriyet devrimi “muasır medeniyete” karşı çıkmaz. “Muasır medeniyete” ulaşmayı hedefler. O zaman muasır medeniyet batı medeniyetidir. Bundan dolayı Harf devrimi, kıyafet devrimi yapılmıştır.

İbrahim Kalın “Bize yüz elli yıldır başkalarının hikayeleri anlatıldı. Artık kendi hikayemizi yazma zamanıdır” Sözündeki yüzelli yılın başını ve sonunu açıklamazsa İstiklal Savaşı güzellemesi takiyesi bana inandırıcı gelmez. Tartışmada İbrahim Kalın sözlerinin destekçisi bazı arkadaşlar “Harf devrimi de tanzimat modernizmi, bin yıl kullandığımız arap harflerine dönelim” noktasına bile gelmişlerdir. Bu mantıkla gidersek, bin yıldan fazladır hukuk düzenimiz şeriat hukukuydu. Medeni Kanun’da batıdan alınmıştır. Medeni Kanunu Tanzimat modernizmi sayıp, şeriat hukukuna mı döneceğiz? 500 yıldır halifelik düzeni içinde yaşadık. Halifeliğin kaldırılması da (ki Rauf bey gibi İstiklal Savaşı önderleri halifeliğin kaldırılmasına şiddetle karşı çıkmışlardır) Tanzimat modernciliği miydi? İbrahim Kalın İstiklal Savaşını övme takiyeciliği yaparken sözcüsü olduğu Cumhurbaşkanının Atatürk yönetiminin 1934'te Ayasofya’yı cami yapma kararının ihanet olduğu sözünü açıklasın. Neden tevhidi tedrisat yerle bir edilmiştir? Bu açıklansın. Lozan neden inkar ediliyor? Bu açıklansın. Neden durmadan imam hatip okulları açılıyor, vatandaşların tüm karşı koymalarına aldırılmayarak neden çocuklar imam hatip okullarına gitmeye zorlanıyor? Bu açıklansın. Açıklaması bunlar “yüz elli yıldır bize anlatılan hikayeler” olduğudur.

Yüz elli yıl somut olarak ortaya konmadan yapılan bütün açıklamalar bilimsel değildir. İbrahim Kalın CNN'deki programda yüzelli yılın içinde “Osmanlı da var, Cumhuriyet de var, Abdülhamit de var, Atatürk de var, Nâzım Hikmet de var, Necip Fazıl da var, Şemal Tahir de var, Yahya Kemal de var” ise bunlardan kimler başkalarının hikayelerini anlattı? Kimler kendi hikayemizi yazdı? Bu sorunun yanıtı verilmezse gerisi lafı güzaftır. Aldatmacadır. Takiyyedir.

Birleştiren vurgu: Bağımsızlık! başlıklı yazıya ulaşmak için tıklayınız....
'İbrahim Kalın’ın Eski -Yeni Dünyası' Başlıklı yazıya ulaşmak için tıklayınız....
Son Dakika Haberleri