22 Kasım 2024 Cuma
İstanbul 18°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

16 Ocak Medyanın Halleri

Hazırlayan: Ercan Dolapçı

16 Ocak Medyanın Halleri
A+ A-

İYİ PARTİ’DEKİ KAVGANIN ŞİFRELERİ

MAHMUT ÖVÜR / SABAH

Altılı masanın iki büyük partisi CHP ve İyi Parti, sadece masada değil kendi içlerinde de derin bir kavga yaşıyor.

CHP'de cumhurbaşkanı adaylığına kesin gözüyle bakılan Kemal Kılıçdaroğlu sonrasına ilişkin kavgada kimlerin hazırlık yaptığı yavaş yavaş ortaya çıkıyor. Şimdilik öne çıkan iki isim var: Hâlâ cumhurbaşkanı adaylığından umudunu kesmeyen İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ve gündem olmak için ucube çıkışlarla ortalığı geren ve önüne gelene saldıran Özgür Özel...

Bu iki isim öne çıksa da CHP genel başkanlığı koltuğu hayali kuranların sayısı çok daha fazla. O an gelene kadar da ne açık siyasi kavga biter ne de oyun içinde oyun.

Gelelim İyi Parti'ye... İyi Parti hem altılı masa içinde hem de kendi içinde kısa tarihinin en çalkantılı döneminde. CHP'yle yaşanan gerilime rağmen İyi Partililer, altılı masada hâlâ CHP'li iki belediye başkanının aday olmasından yana.

Bunu da artık saklamıyorlar... En son İP Gençlik Politikaları Koordinatörü Orhun Ertürkmen, İmamoğlu ve Yavaş'ın adaylığında ısrar ettiklerini söyledi:

"Biz iki belediye başkanımızla da tamamız, kazanacaklarına kesin gözüyle bakıyoruz. Genel başkanımız da kazanıyor ama başbakanlık iddiasıyla çıktığı için onu buraya koymuyoruz."

Akşener de bu yaklaşımı sürdürüyor ama partilileri bu bilinmezlikten sıkılmış ki havanın Kılıçdaroğlu'ndan yana döndüğü söyleniyor.

Bir İyi Partili şöyle diyor:

"Bizimki kendisi için bir yol arıyor ama artık çok geç. Bu saatten sonra Kılıçdaroğlu'na karşı çıkmak çok zor. Ayrıca parti içinde de müthiş bir savaş var ve herkes bundan rahatsız."

BU SEÇİMLERİN KİLİDİ İTİBARDIR

DENİZ SİPAHİ / HÜRRİYET

AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş CNN Türk’te açıkladı; “AK parti seçim çalışmalarına çoktan başladı. Ekim 2021’den bu yana strateji heyeti toplantımız var. Partinin önemli isimleri var. Bendenizin başkanlığında süren strateji heyeti toplantılarımız var. Büyük bir külliyat oluştu toplantılar içinde. Halkın gözünde çok iyi anlaşılacak bir seçim beyannamesi oluşturulacak. Ana çerçevesini oluşturduk. Seçim beyannamesi konusunda ilk hareket eden parti biziz. Kampanya seçim ilan edildikten sonra başlayacak.”

Mayıs başı Türkiye büyük ihtimalle seçime gidecek.

7 ve 14 Mayıs tarihleri öne çıkıyor.

Kurtulmuş AK Parti’nin hazırlıklarını bitirmek üzere olduğunu söylüyor.

Bu demektir ki; şubatta seçim tarihi netleşmiş olacak.

Bence Kurtulmuş önemli bir konuya daha dikkat çekiyor.

Ve diyor ki; “Bu seçimin kilit kavramı itibardır. Listeleri sözüne kıymet verilebilecek, halkın sevdiği, itibarlı isimler üzerinden yapacağız.”

Birkaç kere yazdım yine tekrarlamak isterim.

Her parti listelerinin en azından bir bölümünde yeni isimlere yer vermeleridir.

Büyük ihtimalle bu kişiler siyasete ilgi duyan ama Türkiye’nin siyasi atmosferinden çekinen, siyasi partilerin o iç çekişmelerine girmek istemeyen isimlerdir.

Evet...

Bu sefer seçimlerde bu isimleri bulun, çıkarın ve davet edin.

Kurumlara itibar kazandıracak olan yine insanlardır.

ALTILI MASANIN DAYANILMAZ HAFİFLİĞİ

CUMHUR BULUT / TÜRKGÜN

Gerçekten dayanılacak gibi değil!

Bu kadar zikzak, bu kadar karışıklık ve bu kadar kriz başka hangi masada olabilir? Başka hangi masa bu kadar keşmekeşi kendi etrafında toplayabilir?

Üzerine derin düşünmenin imkânsız, yorum yapabilmenin ise çok zor olduğu bu masa aslında sathi, banal ve dahi bir kaos merkezidir.

Bileşenleri de bu tezimizin tartışmasız ispatıdır.

Meral Hanım’a bir bakalım…

Dün Doğru Yol Partisi Kadın Kolları Başkanı, sonra aynı partiden milletvekili daha sonra da bir ara İçişleri Bakanı… AK Parti kuruluşunda bile var hanımefendi. E tabii ki MHP… Milletvekilliği, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adaylığı, Meclis Başkan Vekilliği derken, milletvekili adayı gösterilmeyince de hemen muhalif genel başkan adaylığı… Tarla torba kongreleri ve hop İP Genel Başkanı…

Dur durak bilmiyor Meral Hanım.

DYP’li iken ANAP’lılara, AK Parti’li iken MHP’lilere, MHP’li iken hem AK Parti’lilere hem CHP’lilere; altılı masada CHP ile kol kolayken de hem CHP’ye hem de iktidara saldırma becerisini ortaya koyabiliyor Meral Hanım. O dönemlerden bu günlere neler söylemiş neler… Burada yazmak imkânsız ama siz küçük bir “google” araştırmasıyla hepsini öğrenebilirsiniz.

Daha dönemin içişleri bakanı iken, Mehmet Ali Birand’a Çiller ve hükümet aleyhinde neler fısıldadığını herkesin izlediği bu siyasi figüre nasıl güvenilebilir ki?

Kaç kapı dolaşmış Meral Hanım, kaç defa yoldan çıkıp şarampole yuvarlanmış ve kaç duvara toslamış ben sayamadım, sayabilirseniz siz buyurun…

Ya Babacan ve Davutoğlu’na ne dersiniz?

ZÜBEYDE HANIM YETERİNCE İNCELENMEDİ

İLBER ORTAYLI / HÜRRİYET

Zübeyde Hanım bizim yakın tarihimizdeki biyografilerde yeterince ele alınmış değildir. Üzerinde güvenilecek kaynaklar Halide Edib Hanım’ın kendisini tasviri, kızı Makbule Atadan’ın hatıratı, üstad Şevket Süreyya Aydemir’in “Tek Adam”ıdır. Şüphesiz ki Ali Fuat (Cebesoy) Paşa’nın, Abdurrahman Çaycı gibi tarihçilerin eserlerini de unutmamak lazımdır. Öte yandan Zübeyde Hanım ve Atatürk’ün ailesi üzerindeki spekülasyonlar, art niyetli yazılar Dr. Rıza Nur’dan başlayarak devam eder. Hepsinin ortak özelliği çelişkiler ve edeb dışılıktır.

Makedonya’ya Anadolu’dan yerleştirilen sürgün Türklerin oldukları anlaşılıyor. Karaman Beyliği yöresi; yani bugünkü Konya, Isparta, İçel’in dağlık kesimleri, Niğde-Aksaray gibi bölgeler Osmanlı’nın pek huzur duymadığı Karaman Beyliği halkından oluşur. Devlet ve hanedanla gerginlik dolayısıyla yeni fethedilen topraklara Karaman ahalisinin yerleştirilmesinde hem Rumeli’nin bayındırlığı ve ümranı hem de Anadolu’nun sükûneti açısından büyük fayda görülmüştür. Kıbrıs fethedildiğinde de aynı politika uygulandı ve Toros Türkmenleri önemli miktarda oraya yerleştirildi. Bu daha iyi biliniyor çünkü devir 16. asır sonudur ve kayıtlar düzgündür.

Büyük Atatürk’ün, baba ve anne tarafından Anadolu’dan geldiği resmi biyografidir ve gelişen, araştırılan belge bilgileri bunu gösteriyor. Onun Makedonya’da doğmuş olması Makedonya için bir iftihar vesilesidir. Gittiği idadide büstü var. Büyük Makedonyalılar arasında sayılıyor. Zübeyde Hanım’ı da Türk halkı candan benimsemiştir. Bir vatan kurtarıcısının, büyük komutan ve devlet adamının annesidir. O dönemin bütün Türk kadınları gibi hem çocuklarının dünyaya açılışını destekliyor, tasvip ediyor hem de kendi ananeleri ve itikadının içinde kalmayı tercih ediyor.

Medyanın Halleri