22 Kasım 2024 Cuma
İstanbul
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

17 Ağustos Medyanın Halleri

İşte günün öne çıkan köşe yazıları...

17 Ağustos Medyanın Halleri

CİNSİYET DEĞİŞTİRME MASASI!

Serdar Arsever

 Okuyucum nasıl infiale kapılmasın?

Habere bakın siz:

‘18 yaş altı 28 çocuğa cinsiyet değişimi için ergenlik baskılayıcı ilaç ve çapraz hormon uygulandı!’

“Çocuklardan 7’si 17 yaşına geldiğinde ameliyat masasına yatırıldı, çocukların ses telleriyle oynandı, yüzlerine kadınlaşmaları için operasyon yapıldı, bazılarının memeleri alındı!”

Aydınlık Gazetesi, bu ifadelerin yer aldığı manşet haberinde, “LGBT dayatmasının Türkiye’yi getirdiği nokta!” demiş ve eklemiş:

“Türkiye cinsiyet değiştirme masasında!”

Haberdeki ifadeler böyleyken…

İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Tufan Tükek’ten , Üniversite’nin akademik kadrosunda yer alan doktorların, 18 yaş altındaki 22 çocuğun cinsiyetlerini değiştirdiği iddiasına dair  “maalesef”li bir açıklama gelmiş.

Şöyle diyor:

“Çalışmada ifade edilen mastektomi olguları da maalesef dışarıda ameliyatı yapılıp bizim kurulumuza başvuran hastalardır. Kurulumuz da bu hastalar için bilim, tıp ve yasalar çerçevesinde hareket ederek aileler ile birlikte en doğru kararı vermeye çalışmıştır.”

“Hastaların” ameliyatları dışarıda yapılmış ve kendilerine daha sonra başvurulmuş Sayın Dekan’ın açıklamasına göre.

Çocukların ameliyatları  “maalesef”  dışarıda yapılmış!..

Kimler yapıyor bunları?

Çok mu yaygın?

Neler oluyor?

Konu iyice aydınlatılmaya muhtaç.

FETÖ NEREDE

Fuat Bol

Uyutmadıklarını 15 Temmuz gecesi gördük; gözleri dönmüş haşhaşi elemanları, tankları sivil halkın üzerine sürüyor, F-16 savaş uçaklarıyla Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’ni, TBMM’yi ve Polis Özel Harekât Merkezi’ni bombalıyorlardı.

Aşağılık kalkışma başarılamayınca, NATO’da görevli onlarca subayımız yurda dönmedi, başta ABD olmak üzere başka ülkelere iltica etti.

Türkiye’nin ekmeğiyle büyüyüp yetişen ve ülkenin savunmasında görev alan bu kişiler, ülkelerini satarak, düşmanın kılıcını salladılar.

Allah saklasın, başarsalardı aynı düşman kılıcıyla milleti kesecek ve ülkeyi, adrese teslim suretiyle ABD’ye peşkeş çekeceklerdi.

FETÖ, kırmızı kitaba, sadece terör örgütü olarak girdi. Bu tanımlama eksiktir; FETÖ hem bir terör örgütü ve hem de bir casusluk şebekesidir.
Yaycı amiral, yerden göğe kadar haklıdır; FETÖ mensupları, ayrıca casusluk yapmaktan, vatana ihanetten de yargılanmalıdır.

İMAMOĞLU İKİNCİ RAUNDU DA KAYBETTİ

Kurtuluş Tayiz

Ne var ki İmamoğlu'nun CHP genel başkanlığı koltuğu için giriştiği ikinci mücadele de çok geçmeden netleşti. Gizli darbe toplantılarıyla Kılıçdaroğlu'nun "A Takımı"nı yanına almasına rağmen Kılıçdaroğlu, parti içi mücadelede çetin ceviz olduğunu bir kez daha kanıtlayacaktı.

Kılıçdaroğlu, önce kurultay hazırlıklarına başlayarak delegeleri sağlama aldı. Delege sayısı açısından kendisini sağlama aldığında ise İmamoğlu'na karşı daha kararlı hareket etmeye koyuldu.

İmamoğlu'nun kaleleri tek tek düştü. Kılıçdaroğlu'na karşı delege savaşını kaybetti. Son vuruşu yine Kemal Kılıçdaroğlu yaptı. İmamoğlu'na "Kararını ver belediye başkan adayı mısın, değil misin? Aday değilsen yerine İstanbul'a bir aday hazırlayacağım" ültimatomunu verdi! İmamoğlu dün "Ben kendimi İstanbul ile mühürlü kabul ediyorum" diyerek 2024 İBB adaylığını ilan etmek zorunda kaldı. Böylece İmamoğlu, Kılıçdaroğlu'na karşı giriştiği mücadelede ikinci raundu da kaybetmiş oldu.

İMAMOĞLU’NUN KAFASINDAKİ CHP GENEL BAŞKANI

Özay Şendir

Ekrem İmamoğlu, CHP Genel Başkanlığı’na aday olmayacak, Mart 2024’te partisinin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı olacak.

Bu olacaklar İmamoğlu’nun 2028’de Cumhurbaşkanı adayı olma fikrinden vazgeçtiği anlamına gelmiyor. İmamoğlu’nun aklındaki formül biraz Almanya’daki Sosyal Demokrat Parti modeline benziyor. Yani partinin siyasi işleyişini yürüten, aidat toplamasını, partinin çalışacağı profesyonelleri koordine eden bir genel başkan olacak ve partinin ülkeyi yönetmeye aday ismi de Ekrem İmamoğlu olacak.

Almanya’da Sosyal Demokrat Parti’nin iki eş başkanı var, birinin adı Saskia Esken, diğeri de Lars Klingbeil.
Biz bu ikilinin değil, seçime Başbakan Adayı olarak giren Olaf Scholz’un adını biliyoruz. Olaf Scholz, Almanya’nın Başbakanı ama SPD’nin yönetiminde yer almıyor.

Ekrem İmamoğlu, bir yandan İstanbul’un getirdiği gücü elinde tutmak istiyor, diğer yandan 2028’de CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı olmayı arzuluyor ve hedefine ulaşmak için seçtiği yol Almanya’daki SPD modeli.

İMAMOĞLU PES ETTİ Mİ?

Kadir Yıldız

İstanbul dışındaki her şeyle ilgilenen İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu seçildiği günden itibaren genel siyasetin konusu olmak için çırpındı durdu. 6+1’li masanın ortak Cumhurbaşkanı adayı olmak istedi, olamadı. CHP Genel Başkanı olmak için toplantıdan toplantıya koştu, olmadı. Şimdi de kakmış, “İstanbul'u bir kez daha savunmak için yola çıkıyorum. 4 sene boyunca olduğu gibi 16 milyona eşit hizmet götürmek için yola çıkıyorum. Katılımı ve ortak aklı merkeze almak için yola çıkıyorum” diyor.

İstanbul, hizmet ve İmamoğlu isimlerinin yan yana gelmesi bile güzel Türkçemizin ahengini bozuyor. Tembelliği ile nam yapan Ekrem İmamoğlu İstanbul’u bir kere daha kazanamayacağını bilmiyor mu? Buna kendi adı kadar emin…

Peki, neden her şeye rıza göstermiş, CHP’de hiçbir şey olmamış, değişim tartışmalarının ana figürü olmamış, Kemal Kılıçdaroğlu’na karşı bayrak açamamış gibi davranıyor?

Madem bu iş bu kadar kolaydı, madem bir tercih yapma zorunluluğuyla her şey halloluyordu, madem “değişim” bu kadar kolay dönüştürülebiliyordu da neden bu kadar zaman Türkiye gündemi meşgul edildi?
Ya kılıçların daha sert çekileceği bir tarih yaklaştı ya da taraflar koltuğunu korumak için güzel bir anlaşma yaptı.

Ya da daha güçlü saldırmak için geriye çekildi…

CHP'Yİ ANLAMAK İSTEYENLERE KILAVUZ

Soner Yalçın

Son seçim sürecine dönmek istemiyorum. Bugünlerde CHP delege seçimlerinin iktidar medyasında haberleştiriliş tarzı aklıma Surkov’u getirdi.

İktidar medyası kongrelerde çoğunlukla Kılıçdaroğlu’nu destekleyen delegelerin seçildiğini yazıyor! Kimi muhalif görünen gazeteciler de ekranda, sosyal medyada bunu tekrarlıyor…

Aynı cumhurbaşkanlığı seçimi öncesinde olduğu gibi Kılıçdaroğlu’nun aday olmasını isteyenler çömez gazeteciler marifetiyle, bu yalanı ortaya çıkaran saygın kalemlere, haber merkezlerine yine itibar suikastı yaptırıyor…

CHP'li kimi eski milletvekilleri, belediye başkanlığı isteyenler ve gazeteciler iktidarın “uslu muhalefet yaratma” stratejisinin gönüllü aparatı olmayı sürdürüyor.

Son Dakika Haberleri Medyanın Halleri köşe yazıları köşe yazıları öne çıkanlar