22 Kasım 2024 Cuma
İstanbul 17°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

18 Kasım Medyanın Halleri

Hazırlayan: Ercan Dolapçı

18 Kasım Medyanın Halleri
A+ A-

BOMBACIYLA TALİMATI VEREN HACI ARASINDAKİ DİYALOG

ABDÜLKADİR SELVİ / HÜRRİYET

Ahlam Albashir’in eylemi gerçekleştirmek üzere geldiği İstiklal Caddesi’nde telefonunun kartını çıkarıp cep telefonuna daha önce hiç kullanılmamış olan bir GSM kartını taktığı tespit edildi.

Teröristin yeni telefon numarası üzerinden Kamışlı’dan Hacı ile irtibat kurduğu belirlendi. Hacı kim? Başından beri bombalı saldırıyı planlayan ve eylemde yer alan kişileri sevk ve organize eden kişi. Telefon sinyallerinden Kamışlı’da olduğu belirlendi. PYD’nin özel istihbarat biriminde Türkiye’ye yönelik bombalı saldırılardan sorumlu terörist olduğu tahmin ediliyor.

Ahlam Albashir, İstiklal Caddesi’nde 40 dakika süreyle bekledikten sonra Hacı ile irtibat kuruyor. Ahlam Albashir sorgusunda, “Hacı bana torbayı bırak oradan ayrıl, dedi” diye anlatıyor. Terörist bunu sorgusunda “Paketi bırak, oradan ayrıl” şeklinde de ifade ediyor.

Ahlam Albashir’in ifadelerinden, “Hacı”nın terör örgütü içinde eylem talimatını verecek kadar üst düzeyde görevli biri olduğu anlaşılıyor.

Ahlam Albashir’in o sırada kendisini ikinci bir taksinin beklediğini bildiği, ancak patlamayla birlikte o taksinin Bilal Hassan’ı olay yerinden uzaklaştırıp hızla Edirne’ye götürmek üzere hareket ettiği tespit edildi. Teröristin aracı yerinde bulamayınca irtibat kurduğu Bilal Hassan’ın, “O araç yok. Başka bir taksiye bin. Oradan uzaklaş” talimatı üzerine kendisini Esenler’e götüren taksiye bindiği belirlendi. Ahlam Albashir’in o sırada üzerinde yeterli para olmadığı, taksinin ücretini Esenler’deki adreste ödediği ortaya çıktı. Terörist buradan yanına para ve ziynet eşyalarını aldıktan sonra gittiği Küçükçekmece’de yakalanmıştı.

İstiklal Caddesi’ndeki bombalı eylemin faili Ahlam Albashir’le ilgili yeni bilgilere ulaşıldı. Teröristin Menbiç bağlantısı tespit edildi. Ahlam Albashir’in Türkiye’ye temmuz ayında kaçak yollardan giriş yaptığı belirlenmişti. Albashir’in bu tarihten önce ise ABD’nin kontrolündeki Münbiç’te 1-1.5 yıl süreyle PKK-PYD tarafından özel istihbarat biriminde yetiştirildiği tespit edildi. Ahlam Albashir’in Münbiç’te bir kafeteryada çalıştığına dair görüntülerine ulaşıldı. Mersin’de Tece Polisevi’ne saldırıda bulunan teröristler de Münbiç’ten gelmişti.

Polis şimdi eylem talimatını veren Hacı ve Bulgaristan’a kaçtığı tahmin edilen Bilal Hassan’ın peşinde.

TÜRKİYE AK PARTİ’NİN DEĞİLDİR

SALİH TUNA / SABAH

Algılar gerçeklerin yerini nasıl alıyor sanıyorsunuz?

Tartışarak, bilgi/birikim/kültür oluşur; bizde ahmaklık oluşuyor sadece...

İşin yoksa ahmaklara dert anlat.

Hayır yani, ancak ahmaklara "Türkiye, AK Parti'nin değildir" demek zorunda kalırsınız.

Evet, Türkiye AK Parti'nin değildir, AK Parti Türkiye'nindir.

Türkiye, AK Parti'den de ibaret değildir.

Türkiye'nin kadim düşmanları, bilumum müstevliler, ülkemize ambargo koyanlar, hava savunma sisteminden bizi mahrum bırakmak isteyenler, sınırlarımızda bize karşı tatbikat yapanlar, terör örgütlerini silahlandıranlar Cumhurbaşkanı Erdoğan ve AK Parti'ye karşılar.

Biz vatanımızı müstevlilere ve işbirlikçilerine karşı savunuyoruz. Tek suçumuz da budur; bundan sebep "yandaşa" çıktı adımız.

Bilsem ve inansam ki...

"Türkiye'nin bekası" söz konusu değildir, yemin ederim tek kelime etmem, bir ömür susarım.

Lakin...

İstiklal'imize yapılan saldırı dolayımında ilk günden itibaren, "Terör örgütü yapmış olmasın, ne olur devlet yapmış olsun!" diye adeta dua edenlerin son günlerde terör örgütünü arkalarcasına arzı endam etmeleri karşısında nasıl susacağız!

BREMEN MIZIKACILARI

TACEDDİN KUTAY / AKŞAM

Kahvede pişpirik oynayan amcanın ilk yapacağı yorumu yapmak siyasal analiz değildir.

"Seçimler yaklaşıyor ya İstiklal Caddesinde bomba o sebeple patladı. Yakında Suriye'nin kuzeyine de operasyon tertip edilir vatan millet Sakarya diyerek seçmen iktidar partisine râm edilir. Biz bu filmi izlemiştik"...

Aferin! Bir sıkımlık diş macunu kazandınız. Hiç kimsenin akıl edemediği bu kadar derin bir analizi nasıl da yapabildiniz? Belli ki çok bilgili, birikimlisiniz... Fakat ayan beyan ortada olan şu ki, büyük bir cahil cesaretine de sahipsiniz; zira bu kadar saçmalamak ancak çok büyük cesaretle mümkündür.

Adam izlediği mafya dizilerinden öğrendiği üç cümleyle dünyanın bütün sırlarını çözebiliyorsa eğer, bu sır sır mıdır Allah aşkına? Demek terör örgütünün herhangi bir mesaj vermesine, bir ajanda izlemesine gerek yoktur; çünkü bizim kahvedeki pişpirikçi kıvamında siyaset yorumu yapan anlı şanlı muhalif yandaşlarımız kendilerinin bütün tezgahlarını boşa çıkarmaktadır. Muhalif yandaş deyince anlamayanlara "fondaş" sıfatını hatırlatalım.

Yahu dünya hercümerce geldi. Denizlerin kestane karasında altının üstüne gelmesi misali eyyam içreyiz. Polonya'ya düşen füzenin İstiklal Caddesi'nde patlayan bombadan farklı bir hedefi yok. Dünya Savaşı daha nasıl çıkar, bu devirde Dünya Savaşı daha neye benzer diye durup düşünmeden saçma sapan, ucuz yorumlarınızı vesile kılarak, sizi takip eden saf dilleri ucuz siyasal ajandalarınıza bu çağın serfleri kıldınız. Sizler kontlar ve dükler, bunlar peşiniz sıra tin tin eden servaj ehli... Doğrusu tebrik ederiz, bu kadar ucuza bu kadar kıymetli paha elde edilemezdi...

SORGU

MELİH AŞIK / MİLLİYET

Avrupa ülkelerinde terör olayları sonrasında bizden farklı iki uygulama dikkati çekiyor.

1-) Olaydan hemen sonra ihbar için telefon numaraları yayımlanıyor. Olayın aydınlatılmasına yarayacak bilgi ve görgü sahibi olanların bu telefonlara bilgi vermesi isteniyor. İhbarı yapanların isimleri gizli tutuluyor. Polis bu yoldan yararlı bilgiler alıyor.

2-) Polis soruşturmasıyla ilgili açıklamaları polis şefi yapıyor. Halkın merak ettiği konularda günü gününe açıklama yapılıyor. Bu iş siyasetçilere bırakılmıyor. Soruşturma siyasetten uzak tutuluyor. Akılda bulunsun. Belki bizde de ileride bu yöntem uygulanır.

BALDA ‘BİLİMSEL AKIL’ ÖNE ÇIKIYOR

YALÇIN BAYER / HÜRRİYET

Marmaris’te bu yıl 7’ncisi düzenlenen Uluslararası Muğla Arıcılık ve Çam Balı Kongresi’nden izlenimler hakkında anlatılacak çok şey var. Paylaşmak isteriz.

Kongrenin ilk gününde 3 ayrı salonda 3 ayrı çalıştay yapıldı. Bize göre kongrenin en önemli özelliği, ilk defa ‘bilimsel aklı’ öne çıkarmasıydı.

Kongrede ele alınan arı ıslah çalışması, pazarlama stratejileri ve Basra böceğinin yaşadığı çam ormanlarının geleceği öncelikli tartışma konularıydı. Oysa gezginci arıcılar çok daha önemli ve öncelikli bir konu. Çünkü 60 bin aile, 8 milyon kovan, 110 bin ton bal ile dünya ikincisiyiz. Dünyada gezginci arıcılık ile fark yaratan tek ülkeyiz, bitki dokumuz zengin. Niye dünya lideri olmayalım?Eğer gezginci arıcılara yeterli desteği verirsek, üretici de kazanacak tüketici de kazanacak.

Arıcılar en çok taklit ve tağşişten dertli. Kısacası merdiven altı üretim, sektörün baş belası. Bu tablo arıcıyı, üreticiyi çok üzüyor.

Öyle ya, Türkiye balda sahtecilikle nasıl mücadele edecek? Dünyanın tağşişli üründe en inovatif ülkesi Çin... Baldan arı ürünlerine kadar geniş yelpazede sahte ürünü dünyaya dağıtıyor. Mevzuattaki eksiklikler nedeni ile tüketici sahte ve sağlıksız ürüne mecbur bırakılıyor ve üstelik de yüksek fiyata. Bu durumda üreten arıcı, belirli şirketlerin dışında ürününü satacak alan bulamıyor, o yüzden ‘sözleşmeli arıcılık’ giderek önem kazanıyor çünkü alım garantisi var.

Medyanın Halleri