19 Aralık 2023 Medyanın Halleri
Günün öne çıkan köşe yazıları...
SÜLEYMANCI YURTLARI
Ahmet Hakan/Hürriyet
Ne zaman yurtta çocuk taciziyle ilgili bir haber gelse...
Altından bir Süleymancı yurdu çıkıyor.
Yangınları, olumsuz koşulları falan hiç saymıyorum.
Devletimizin Süleymancı yurtları denilen olgunun üzerine büyük bir kararlılıkla gitmesinin vakti geldi de geçiyor bile.
KİRALAR
Haşmet Babaoğlu/Sabah
"Ev sahibimle didişmekten yoruldum ve gidecek bir daire de bulamıyorum.
Geçen yıl 30 küsur yıllık daireye yüzde 100 zam yaptık, şimdi yüzde 300 istiyor.
O kadar çaresizim ki, bazen etrafı kırıp dökmek geliyor içimden."
"Ev sahibimiz 4.500 liraya oturduğumuz daireye bu yıl 18 bin lira istiyor.
Avukata vermiş."
"Yüzde 25 zam oranına uyan tek bir ev sahibi oldu mu, merak ediyorum.
Varsa, helal onlara! Ben rastlamadım.
Enflasyon çok fena. Fakat yüzde 200 zam yapmak ne Allah aşkına!"
"Gözde bir semtte oturmuyoruz ama küçücük dairemizin kirası 13 bin lira. Üzerine aidatı, elektriği, suyu, doğal gazı ekleyin. Şimdi kira arttırma zamanı geliyor, gözüme uyku girmiyor. "
Okurlarımdan gelen yukarıdaki mesajları okuyordum ki...
Merkez Bankası Başkanı Hafize Gaye Hanım "Biz de ev bulamadık, annemlere yerleştik, onların yanında kalıyoruz, çünkü İstanbul'da kiralar Manhattan'dan yüksek" demez mi?
Toplumsal barışı bozacak kadar tehlikeli bir seviyeye varmış çok ciddi bir konu bir anda siyasal magazine dönüştü...
Önce şunu not edeyim...
Hali vakti yerinde ve bulunduğu mevki güçlü olan insanların parasal sıkıntılarından söz etmeleri emirlerindeki "halkla ilişkiler" ekiplerinin sandığının tersine, sevimli bir imaj değildir.
Empatiyle değil, bıyık altı bir gülüşle karşılanır bunlar...
Yine de umuyorum ve diliyorum ki..
Yine de Merkez Bankası Başkanı'nın bu sözleri yetkilileri uyandırır da kiracıların neler yaşıyor olabileceği düşünülür ve acil çözüm yolları aranır.
EKREM İMAMOĞLU KİMİ NASIL SATIN ALACAĞINI BİLİYOR
Nedim Şener/Hürriyet
Çünkü Ekrem İmamoğlu tehlikeli ve ilkesiz siyaset yanında paranın gücünü bilen bir siyasetçi. İlkesiz ve paranın gücünü bilen tehlikeli siyasetiyle ne zaman patlayacağı belli olmayan bomba gibi, sadece kendisine değil etrafına da büyük zarar veriyor.
Paranın gücünü iyi bilen, ekonomi diliyle söylemek gerekirse ‘satın alma gücü en yüksek siyasetçi’ İmamoğlu’nun, Kılıçdaroğlu ve Özgür Özel’den farkını şöyle anlatayım:
-Kimi satın alabileceğini
-Nasıl satın alabileceğini
-Kaça satın alabileceğini biliyor.
Ekrem İmamoğlu, gücünü Kemal Kılıçdaroğlu’nun CHP Genel Başkanlığı’ndan indirilmesi sürecinde gösterdi. Kılıçdaroğlu’na en yakın isimleri gizli Zoom toplantısında bir araya getirdi. Onların arasından biri olan ve Manisa’da, mahallesinde delege bile seçilemeyen Kılıçdaroğlu’nun 13 seçim başarısızlığının arkasındaki isimlerden Özgür Özel’i verdiği destekle CHP Genel Başkanlığı koltuğuna oturtmayı başardı.
Hepsi bir buçuk ay içinde oldu, herkes CHP’deki gerçek patronun İmamoğlu olduğunu anladı. İmamoğlu’nun yanında el pençe durmaktan, başını sallamaktan ve genel başkan rolü oynamaktan başka bir şey yapmayan Özgür Özel’in, İYİ Parti ile işbirliği girişiminden sonuç alamadığını görünce yine devreye girdiği görülüyor.
PKK, CHP’DEN BATIDA BELEDİYE BAŞKANLIĞI İSTİYOR
Abdulkadir Selvi/Hürriyet
İYİ Parti desteğini kaybeden Ekrem İmamoğlu, PKK’nın siyasi uzantısı olan DEM’le anlaşıyor. İmamoğlu’nun bir eli de TİP’in üzerinde. DEM partisi hafta sonu Ekrem İmamoğlu’nun elini rahatlatacak bir karar aldı. Parti Meclisi’nden, ”Türkiye’nin batısında ortak mücadeleyi verecek, kent uzlaşısı zeminini oluşturmayı öncelikli görev olarak görüyoruz” kararı çıktı.
Kandil, Cumhurbaşkanlığı seçiminde tüm stratejisini Erdoğan’ı tasfiye üzerine kurmuştu. Ümit Özdağ’la yapılan gizli protokole rağmen Kandil Kılıçdaroğlu’na desteğini sürdürdü. Başarılı olamadı. Yerel seçimlerde CHP ile ittifak kararlarından da anlaşıldığı gibi Kandil, Erdoğan’ı kaybettirme stratejisini sürdürüyor. Bakalım Kandil’in dediği mi olacak yoksa Türk milletinin istediği mi?
14 Mayıs seçimlerinden sonra PKK’nın siyasi uzantısı olan partiler, bu kez açık ve şeffaf bir işbirliği olacak demişlerdi. Bakalım bu kez ilkelerini koruyup Özgür Özel’le bir protokol yapacaklar mı, yoksa gizli pazarlıkları mı tercih edecekler?
İster açık olsun ister gizli pazarlık DEM’in CHP’ye vereceği destek karşısında ilçe belediye başkanlığı istediği söyleniyor. Siyasi kulislerde konuşulduğuna göre; DEM’in sadece İstanbul’da değil, Ankara, İzmir, Aydın ve Antalya’da da ilçe belediye başkanlıkları talep ettiği ifade ediliyor.
FRANSIZ MEDYASI 'GÖREV BAŞINDA
Melih Altınok/Sabah
İsrail Filistin'de tüm savaşların gazeteci öldürme rekorunu kırarken meslektaşımız Ömer Aydın Fransa'dan bildiriyor; "Fransız devlet kanalı ve RSF, 'görev başında' öldürülmeyen gazeteciyi gazeteci saymıyormuş. Açıklamaları bu şekilde. Yani bunlara göre gazeteci sayılmaları için ya canlı yayında öldürülecekler ya da röportaj sırasında... İsrail'in gazeteci katliamları ve savaş suçlarını aklama amaçlı, utanç verici bir taraftarlık. Rezil bir çaba."
GAZZE İÇİN TÜRKİYE NE YAPTI, NE YAP(A)MADI
Aydın Ünal/Yeni Şafak
Boykotun Türkiye’de son derece başarılı olduğunun altını çizmek gerekiyor. Milletin kahir ekseriyeti boykota katılıyor ve netice de alınıyor. Türkiye’de millet bu anlamda da üzerine düşeni yapıyor.
Medyanın büyük kısmında Filistin duyarlılığı had safhada. Televizyonlarımız, gazetelerimiz, dergilerimiz üzerlerine düşeni hakkıyla yapıyorlar. Gazze, sosyal medyada da sürekli gündemde tutuluyor. Sivil toplum başarılı bir sınav veriyor. Bunların ötesinde milletin önemli bir kısmı Filistin konusunda son derece duyarlı. Her an dualar ediliyor. Her yerde konferanslar, paneller, toplantılar yapılıyor. Kermeslerle, kampanyalarla Gazze için yardım toplanıyor… (...)
Silahlı ya da iktisadi bir müdahale için Türkiye’nin bugünkünden daha güçlü olması gerekliliği ve ittifak ihtiyacı son derece açıktır.
Türkiye’nin devlet olarak bir de yapmadıkları var. Örneğin kamunun İsrail’e ihracatı kesilebilirdi. Örneğin İsrail’le diplomatik ilişkiler tamamen koparılabilirdi. Örneğin İsrail’e ihracat ya da taşıma yapan Türk firmaları deşifre edilebilirdi. İslâm ülkeleri nezdinde daha yoğun görüşmeler yapılıp ortak eylemler tasarlanabilirdi.