1977’de koroya katılanlar tecrübelerini anlattı Aydınlık Korosu 13 Ekim’de toplanıyor

Aydınlık Halk Korosu ve Müzik Akademisi yazarımız, besteci, kompozitör, radyo ve tv programcısı Ekrem Ataer önderliğinde 13 Ekim’de yeniden toplanıyor. 1970’li yıllarda oluşturulan koro, 1 Mayıs Marşı'nın söz yazarı ve bestecisi Sarper Özsan’ın öncülüğünde kuruldu ve yönetildi. O yıllarda koroda yer alan arkadaşları Çin İş Geliştirme ve Dostluk Derneği Genel Başkanı Adnan Akfırat ve Cumhuriyet Kadınları Derneği Maltepe Şube Başkanı Sibel Karaoğlu, Aydınlık Halk Korosu’na ilişkin anılarını anlattı. 78 yaşında aramızdan ayrılan Özsan, koro fikrinin doğuşunu ve o yılların imkansızlıkları için gelişimini şöyle anlatmıştı: “Madem ben bu işin içindeyim, madem okumuşum, hatta öğretmeniyim, ben yapmayacağım da kim yapacak dedim kendi kendime. Koroyu Şişhane’deki parti binasının üst katında çalıştırıyordum. Alet yoktu ben hep sesimle öğretmeye çalışıyordum. Kayıt da aldığımız bir alet bile yoktu.” Aydınlık Halk Korosu böylece kuruldu.

‘BÜYÜK BİR HEYECANLA YER ALDIM’

“Aydınlık Korosu’nda büyük bir heyecanla yer aldım.” diyen Adnan Akfırat şöyle konuştu:

“Ben 1977 yılında Aydınlık Korosu’na katıldım. O zaman Devrimci Gençlik Birliği (DGB) Boğaziçi Üniversitesi başkanı idim. Biz DGB’liler Boğaziçi Üniversitesi Folklor Kulübü (BÜFK) yönetiminde idik. Ben BÜFK Halk Müziği Korosu’nda idim. Aydınlık Korosu’nda da büyük bir heyecanla yer aldım. Aydınlık Korosu’nu geçen yıl kaybettiğimiz devrimci sanatçı Sarper Özsan ile Opera Sanatçısı Müjgan Özçay çalıştırıyordu. O yıllarda Koro çalışmaları için yer bulmak hayli büyük bir sorundu. Boğaziçi Üniversitesi Müzik Kulübü’nün orta kantinin arkasında iki odalı büyükçe bir yeri vardı. Çevreye rahatsızlık vermeden çalışılacak bir yerdi. Ayrıca korunaklı idi. BÜ Müzik Kulübü yöneticileri arkadaşlarımızdı, cumartesi günleri koro çalışması için bize izin verdiler.”

'CEM KARACA İLE KORO ÇALIŞMASI YAPTIK'

Cem Karaca ile Boğaziçi Üniversitesi Müzik Kulübü’nde koro çalışması yaptıklarını belirten Akfırat, yeni Aydınlık Korosu’na da başarılar diledi. Akfırat şöyle anlattı:

“Aydınlık Korosu’nun işçi, emekçi, öğretmen, öğrenci, esnaf üyelerinin hepsi koro çalışması için Boğaziçi Üniversitesine geliyordu. Koromuzun Cem Karaca gibi as üyeleri de vardı. Cem Karaca’nın da iki kez Boğaziçi’ne koro çalışması için geldiğini hatırlıyorum. Aydınlık Korosu olarak pek çok yerde sahne aldık. Ancak en görkemlisi 1978’de Aydınlık dayanışma gecesinde sahne almamızdı. Şimdinin Cemal Reşit Rey Konser Salonu o zaman İstanbul Spor ve Sergi Salonu idi. İstanbul’un en büyük salonuydu. Salon tıklım tıklım doluydu. Aydınlık Korosu büyük etki yarattı. Cem Karaca sahneye çıkarken çok heyecanlandı, “elini tutabilir miyim Adnan” deyince salona Cem Karaca ile el ele girmiştik. Cem Karaca, sonra kasetine aldığı Sarper Özsan’ın 1 Mayıs Marşı’nı Aydınlık Korosu’nun bir üyesi olarak disiplin içinde, öne çıkmadan söylediğini hatırlıyorum.

“Rahmetli, büyük sanatçı Sarper Özsan, koro çalışmalarında çok titizdi. Yapılan işin kolektif olduğunu vurgulayarak ve ses uyumuna önem verirdi. Ben çok yetenekli değildim. Ama sesim güçlü idi, coşkuyla söylüyordum. Sarper ağabey, herkesten hafta arasında iki kez tekrarlamasını isterken benden dört-beş kez tekrarlamamı isterdi. Sebat ettim ve Aydınlık Korusu’na katılma şerefini elde ettim. Yeni Aydınlık Korosu’na üstün başarılar diliyorum. Yeni zaferler onları bekliyor.”

'BU KORO BUGÜN EKMEK, SU GİBİ İHTİYAÇ'

Sibel Karaoğlu ise, “İçimizdeki bağımsızlık ruhunu, vatan sevgisini, dağımızı, taşımızı yansıtması açısından çok heyecan vericiydi.” diyerek şu ifadeleri kaydetti:

“Yıl galiba 1977. O dönemde Halkın Sesi Dergisi'nden arkadaşlarla tanışıyorum. Aydınlık Korosu’nun çalışmalara başlayacağını öğrendim. Tünel'de bir Kültür Sanat Evi vardı. Yakın dönemde kaybettiğimiz Hocamız değerli Sarper Özsan'la tanışıp, çalışmalara başladık. Özellikle repertuar, içimizdeki bağımsızlık ruhunu, vatan sevgisini, dağımızı, taşımızı yansıtması açısından çok heyecan vericiydi. Yurt içinde çeşitli halk buluşmalarında yerimizi alarak hem kendi içimizde hem de dinleyenlerle kaynaşıyorduk. Bugün ekmek gibi, su gibi ihtiyaç olan Aydınlık Halk Korosu'nun yeniden hayata geçecek olması beni çok mutlu etti.”