2 Aralık Medyanın Halleri
İşte günün öne çıkan köşe yazıları...
DEĞİŞEN KOLTUĞUNA OTURAN, DEĞİŞMEYEN ŞEY; PKK’NIN SİYASİ KOLU İLE İŞBİRLİĞİ
NEDİM ŞENER - HÜRRİYET
Propaganda kitapçığında, milletvekili, belediye başkanı ve belediye meclis adaylarının belirlenmesinde önseçim yapılacağını vaat etti, 4 Kasım kurultayında, önseçim konusunda namus-şeref sözü verdi. Bir hafta sonra, ön seçim yerine “sonuçlarına uyulan temayül yoklaması” diye bir şey uydurarak değişimi unuttu. Böylece daha oturduğu koltuğu ısıtmadan eleştirdiği Kılıçdaroğlu’ndan farkının olmadığını gösterdi. Sadece bu konuda değil; her geçen gün terör örgütü PKK’nın TBMM’deki şubesi HEDEP ve İYİ Parti ile işbirliğinde de Kılıçdaroğlu’ndan farkı olmadığını ortaya koyuyor. Dün, İYİ Parti’den istediği randevuya giden Özgür Özel, belediye seçimlerinde işbirliği talebinde bulundu. Bir yanına “milliyetçi” İYİ Parti’yi diğer yanına ise bölücü terör örgütü PKK’nın siyasi kolu HEDEP’i alıp yerel seçimlerde kendince zaferle çıkmayı amaçlıyor. Yani 12 seçimi kaybeden Kılıçdaroğlu’nun yaptığını tekrar ederek farklı sonuç almaya çalışıyor. Bunlar, başına geçtiği parti ile ilgili diyerek tartışmayı kapatabiliriz. Ancak, ağzından çıkanı kulağı duymayacak kadar gözünün karatmış olan Özgür Özel’in, PKK/HEDEP’le giriştiği işbirliği ve bunun için ettiği sözler Türkiye’nin geleceği için de tehlikeli.
SADİST BİR TOPLU KATLİAMCI MAALESEF YATAĞINDA ÖLDÜ
HİLAL KAPLAN - SABAH
Henry Kissinger öldü. Sıcak yatağında, 100 yaşında, yerleşik medyanın "dünyanın en büyük diplomatı" olarak andığı bir isimken ve evindeki ödüller rafında Nobel Barış Ödülü varken öldü. Cehenneme inanmayan biri olsaydım kalbim kırılırdı; ama onun çektiği azaptan emin olduğum için bildiklerimi yazabilecek kadar öfkemi kontrol edebiliyorum. Öncelikle insanlık tarihinin en büyük toplu katliamcılarından biri olması, onun istisnai olduğunu size düşündürtmesin. Kissinger, ABD başkanları Nixon ve Ford ile dolaysız, kalan diğer tüm ABD başkanları ile dolaylı olarak "çalışmış" bir ölüm makinesiydi. ABD yerleşik düzeninin bir yansımasıydı. Kissinger neyse ABD odur, ABD neyse Kissinger odur. Yazının kalanının bu çerçevede anlaşılması elzem. Vietnam'da ABD'nin işlediği bütün savaş suçlarına rağmen kazanamayacağını anlayınca ülkesinin askerlerini geri çekti. Yıllar önce yapılabilecek bir barış anlaşmasını geciktirdiği için Nobel Barış Ödülü'ne layık görüldü! Bu sırada Kamboçya'da ölü sayısı 500 bine ulaşan seri bombalama emirlerinin her birinin altında imzası vardı. Laos'a 270 milyon parça tesirli bomba atılması onun eseriydi. Sovyetler Birliği'nin güçlenmemesi bahanesiyle ellerini masum insanların kanlarıyla yıkamaktan hiç vazgeçmeyen Kissinger, Çin ile ABD arasındaki diyalog kapısını açan adam olmayı da ihmal etmedi. Arjantin, Uruguay, Bangladeş'teki suçlarını anlatmaya yerim kalmadı. Amerikan dış politikasının 60 yıllık kanlı tarihinde özel yeri olan bir canavar, leş olup gitti.
HENRY KİSSİNGER DAHA ÇOK GÜNAHLARIYLA HATIRLANACAK
SEDAT ERGİN - HÜRRİYET
Henry Kissinger’ın en çok eleştirildiği noktalardan biri Vietnam savaşının uzamasında oynadığı roldür. Ortaya çıkmıştır ki, savaş pekala daha erken bir tarihte ve çok daha az insan kaybıyla kapanabilecekken, Nixon üzerindeki telkinlerinin de etkisiyle savaşın uzamasına yol açmıştır. Bunun maliyeti her iki tarafta da yüksek ölüm rakamlarıdır. Ancak yaptığı stratejik hesapların, hamlelerin insan kaybı olarak bedeli onun için hiçbir zaman önemli bir mesele olmamıştır. Bu dönemdeki en büyük günahlarından biri de Vietnam’ı zor duruma sokmak için savaşta aslında tarafsız olan Kamboçya’nın bombalanmasında oynadığı roldür. Orduya “Uçan ya da hareket eden her şeyi vurun” diye talimat verdiği anlaşılmıştır. Ayrım gözetilmeksizin yürütülen bombardıman çok yüksek kayıplara yol açmış, en az 50 bin sivil ölmüştür.