28 Kasım 2024 Perşembe
İstanbul
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

2 Nisan Medyanın Halleri

HAZIRLAYAN: ERCAN DOLAPÇI

2 Nisan Medyanın Halleri
A+ A-

ERKAN BAŞ GOYGOYU

AHMET HAKAN / HÜRRİYET

Gazetenin birinde TİP Genel Başkanı Erkan Baş ile yapılan röportaj, şöyle takdim edilmiş:

“O bildiğimiz hiçbir siyasetçiye benzemiyor. Beyaz gömleği, meşhur bıyığı, Tarık Akan bakışlarıyla ve dağıttığı umut ışığıyla son günlerin en çok konuşulan isimlerinden biri TİP Genel Başkanı Erkan Baş. Peki bu nasıl oldu? Aslı Perker’in röportajı gazetemizde...”

Gençler hatırlamaz.

Eskiden, çok eskiden Özgürlük ve Dayanışma Partisi için yapılırdı bu tür goygoylar.

“Aşkın ve devrimin partisi” falan türü sunumlar yapılırdı.

O dönem Türk basınında estirilen ÖDP rüzgârına bakanlar, ÖDP’nin iktidara en yakın parti olduğunu zannederlerdi.

Sonrası şöyle gelişti bu goygoyun:

Seçim yapıldı ve ÖDP, binde bilmem kaç oy alabildi.

Bir şey daha söyleyeceğim:

Erkan Baş için yapılan şu “beyaz gömlek/kaytan bıyık/Tarık Akan bakışı” güzellemesinin binde birinin, yandaş bir gazeteci tarafından iktidardaki herhangi bir siyasetçi için yapıldığını düşünsenize.

Aboooo!

43 gün sürmez miydi bunun dalgası, alayı, mavrası?

14 Mayıs’a doğru Türk medyasındaki tozutma oranı da artacak sanırım.

Baksanıza:

Taraf olmayı falan geçtik, artık asgari profesyonel mesafe bile kalmadı.

BİLİMKURGU filmlerinde uzay mekiği mürettebatının ille de tayt giymesiyle kafa bulan Cem Yılmaz’ın esprisini hatırlıyorum.

Şöyle bir şeydi:

- Taytın var mı?

- Var.

- Giy gel baba.

En son İrfan’ın yeşil parkalı adaylık fotoğrafını görünce...

TİP’den aday olmanın bu noktaya vardığını düşündüm:

- Parkan var mı?

- Var.

- O zaman giy parkanı gel, aday ol.

HDP RAHATSIZLIĞI

HASAN BASRİ YALÇIN / SABAH

DP'nin CHP'ye olan desteği gün geçtikçe daha sert bir tartışmanın konusu oluyor. Belediye seçimlerini referans alanlar bu desteğin çok da tartışılmayacağını ve CHP için hep avantaj olacağını düşünüyordu. Çünkü özellikle İstanbul'da HDP'nin desteği CHP'nin çok işine yaramıştı ama milliyetçi seçmeni kaybetmesine de neden olmamıştı.

Aynı mantık üzerinden hareket edenler, HDP desteğinin yine kazanmak için kilit olduğunu ve milliyetçileri yabancılaştırma ihtimalinin de zayıf olduğunu düşünüyor.

Böyle bir mukayesenin tamamen anlamsız olduğunu söyleyemeyiz. Zira siyasi konjonktür, büyük benzerlikler taşıyor. Hatta HDP ve CHP arasındaki ilişkiler çok daha kurumsal bir hâl aldı. Seçmen kitlesi aynı gündem üzerinden çok daha uzun bir süre yoğruldu. Ortak muhaliflik çizgisi içinde birbirine alıştırıldı. Bu nedenle belediye seçimlerindekine benzer bir tavır bekleyenler var.

Ancak farklılıklardan da bahsetmek lazım. En temel farklılık da bu seçimin mantığı. Genel seçim, bir belediye seçiminden çok farklıdır. Vatandaş genelde bize bu iki seçimde farklı mantıklar çerçevesinde oy kullanabildiğini göstermiştir. Belediye başkanının milli bir tutum sahibi olup olmadığına pek bakılmayabilir.

Hatırlayacağınız üzere HDP desteğine dayanan adaylara bu tür hassasiyet sorulduğunda "Bizim gündemimiz değildir" deyip geçiştirme şansına sahip olmuşlardı. Ancak cumhurbaşkanlığına adaylık, bu tür siyasi konuların üzerinden atlanabilecek bir alan değil. Öyle ya da böyle millete terörle mücadele konusunda ne düşündüğünüzü söylemek zorundasınız.

TEZKEREYE ‘HAYIR’ OYU VERENLERİN AÇTIĞI YOL

YAŞAR HACISALİHOĞLU / AKŞAM

6'lı masanın ortak politikalar mutabakat metninde terör ve güvenlik başlıklı bölümü okursanız, Türkiye'nin PKK/YPG, FETÖ sorunu olmadığını zannedersiniz.

Terör ve güvenlik başlığı altıda metin hazırlayacaksınız ama içinde PKK/YPG ve FETÖ ve diğer terör örgütlerinin adı hiç geçmeyecek. Bunu kim, kimler başardı?

PKK ve FETÖ hevesleri heyecan içinde sürüyor.

Bu şer hevesleri terör örgütlerinin kursaklarında bırakmak tabii ki mümkün. Kılıçdaroğlu'nun çıkıp açık açık anlayacakları dilden; "siz kim oluyorsunuz da benden medet umuyorsunuz. Bilesiniz ki size karşı mücadeleyi en fazla ben yapacağım. Bu kirli emperyalist oyunu ben bozacağım. Kandil'deki terör ağaları sakın ola benden bir şey beklemeyin. Sizin yapacağınız tek şey, silahlarınızla teslim olmaktır ve siyasi zemini, atmosferi kirletmekten vazgeçmektir. Demokrasi, millet düşmanı FETÖ'nün tüm unsurları siz de çok heveslenmeyin. Sizlere karşı en kapsamlı mücadeleyi ben yapacağım" dese şer heveslerini kursaklarında bırakmalarını sağlasa ne güzel olur değil mi?

CHP HDP PKK FETÖ ABD