2 Şubat Medyanın Halleri
İşte günün öne çıkan köşe yazıları...
KOVBOYLAR NEDEN KAZAN KALDIRDI?
BERCAN TUTAR - SABAH
Bir şirket olarak tasarlanan ABD'deki ticari ittifak zarar edince ulusal bilinç de darbeleniyor. Artık yağmalanacak düşman kalmayınca herkes birbirinin elindekine göz koymaya başladı. Clinton, Bush, Obama, Trump ve son olarak Biden'ın liderlik ettiği yönetimler, federal hükümetin ekonomi ve kamusal yaşamdaki rolünü azaltmak yerine, bunu büyüttü. Kırsal kesimdeki Amerikalılarda, federal politikaların ürettiği sanayisizleşme ve kökten uzaklaşma stratejisi derin öfkeye yol açtı. Devletin hazinesi gerçek üretici kesime değil mavi şehir sakinlerinin sosyal yardımlarına, ucuz yabancı işgücüne ve silikon vadisindeki teknoloji şirketlerine aktı. Öyle ki ABD'nin maruz kaldığı dip bölünme ve kutuplaşma ancak Trump'ı iktidara taşıyan 2016'daki popülist ayaklanma ile fark edilebildi. Çünkü ABD'yi rahatsız eden şey bölünme değil, birlik ve birleşme stratejisidir. Zira hiçbir zaman ulus devlet haline gelmediği halde merkezi hükümetin ABD'nin ulus olarak birlik olması gerektiği yönündeki ısrarı büyük tepkilere yol açıyor. Fakat en büyük rahatsızlık kaynağı sosyal adalet ve eşitlik adı altında merkezi hükümetin finans şirketlerine, batık bankalara, savaş lobilerine, Latin göçmenlere, Ukrayna ve İsrail'e akıttığı 'bedava para'dır. İşte bu yüzden ABD Başkanı Joe Biden'a başkaldıran Teksas, Trump başta olmak üzere 25 eyaletten destek gördü. Öyle görünüyor ki kovboy uygarlığını yine kovboylar yıkacak.
BEDELSİZ OLMAZ
SALİH TUNA - SABAH
Cari dünya sistemini, haklı olanı değil her daim güçlüyü haklı sayanlar kurdu! Peki, güçsüzler maruz kaldıkları bu sistemde ne yapacaklar; haklarını savunmayacak, zalimlere boyun mu eğecekler? Çin Halk Cumhuriyeti'nin kurucu lideri Mao Zedong vaktiyle şöyle demişti: "Küçük bir ülkenin insanları, mücadelede yükselmeye cesaret ederse, büyük bir ülkenin saldırganlığını kesinlikle yenebilir. Filistin halkının saldırganlığa karşı mücadelesi, Filistin halkının yenilmez olduğunu ve ulusal haklar için mücadelelerinin kesinlikle zaferle sonuçlanacağını gösterir..." Filistin, Arapların ihanetine rağmen yenilmedi. Dahası, Hamas'ın Gazze direnişi sonucunda emperyalizmin ileri karakolu mesabesindeki İsrail'i soykırım zanlısı olarak sanık sandalyesine oturttu.
ABD YUNANİSTAN’A F-35, TÜRKİYE’YE F-16 VERDİĞİNDE DENGE OLUR MU?
SEDAT ERGİN - HÜRRİYET
TBMM’nin geçen hafta İsveç’in NATO’ya üyelik protokolünü onaylamasının hemen ardından ABD yönetiminin eş zamanlı bir şekilde Türkiye’ye F-16, Yunanistan’a da F-35 savaş uçaklarının satışı için Kongre’ye bildirimde bulunması, ilk bakışta, Washington’un iki NATO müttefiki karşısında bir denge politikası izlediği izlenimini veriyor. (…) İşin gerçeği odur ki, Yunanistan’ın elindeki F-16 uçaklarının 4.5’uncu nesle dönük modernizasyonu programı da 2022 yılında zaten başlamış bulunuyor. Bu açıdan bakıldığında, Türkiye neredeyse iki yıl kadar geriden gelerek önümüzdeki bir iki yıl içinde Yunanistan’ı bu kategoride yakalamaya çalışacaktır. (…) Orgeneral Ünal, 4.5’uncu nesil açısından bakıldığında, Türkiye de 40 F-16/VIPER uçağı alıp 80 kadar F-16’yı modernize ederse, “iki ülke muharip savaş uçaklarının yeteneklerinde dengenin sağlanmış olacağını” belirtmişti. Ünal’a göre, Türkiye ile Yunanistan arasında sorun 5’inci nesil F-35’lerde ortaya çıkıyor. Yunanistan’ın bir sonraki nesil savaş uçaklarını uçurduğu, Türkiye’nin ise bu imkandan yoksun olduğu bir senaryo Yunanistan açısından avantajlı bir durumu gösteriyor. (…) Sonuçta aktardığımız gelişmeler, Türkiye ile Yunanistan arasında hava gücünde 2020’li yılların tümüne ve oradan 2030’lu yıllara yayılacak olan ve ABD’nin de denklemin içinde önemli bir rol oynayacağı bir rekabet ve çekişme ortamını şimdiden haber veriyor bize.
EDİTÖRÜN YORUMU: Sedat Bey’in yazısındaki tespitleri genelde doğru. Fakat Washington’un bir denge politikası izlediği durumu söz konusu değil. Tersine bu iddia, AK Parti hükûmetinin. Dış politikadaki yanlışların sebebi de bu. ABD çok açık biçimde Doğu Akdeniz’e güç yığıyor. Yunanistan’ı üslerle donatmış durumda. Sadece hava muharebe açısından değil. Dedeağaç’a binlerce tank yığdı. Biz bu yıl Cumhuriyet’imizin 100. Yıl kutlamalarında 100 savaş gemimizi Türk Boğazlarından geçirdik. Yunanistan 2021’deki 200. Kuruluş yıldönümü kutlamalarında Amerikan uçak gemisi ile geçit töreni yaptılar. Demek ki onların envanterinde uçak gemileri de var. Dedeağaç da ABD’ye bağlı kara güçleri de var. Hesabımızı bu gerçeğe göre yapmalıyız. Dünyada denge diye bir şey yok. Türkiye’yi yönetenler ülkemize yönelik tehdidin nereden geldiğini saptayamıyorlar. Denge siyaseti ile oyalanıyorlar. Tüm bu koşullarda da S-400’ün ne kadar hayatî olduğunu görüyoruz.
PAVYON BİR KÜLTÜR MÜDÜR?
CİHAN ŞENSÖZLÜ - HÜRRİYET
İstanbul dışındaki birçok ilimizde pavyon bir eğlence kültürüdür. Pavyona ailesiyle gidenler de var, erkek erkeğe eğlenmeye gidenler de. Her kesimden insanların gittiği bir eğlence mekânıdır pavyon. Sahnede erkek ya da kadın solistin şarkılar söylediği, gece biterken çorba servisinin yapıldığı ve herkesin evlerine dağıldığı bir eğlence sistemi... (…) Ayrıca kadınlar pavyonlar var olduğu için ezilmiyor, pavyonlarda yaşananlar sadece toplumda kadınların yaşadıklarının bir uzantısı. Pavyonu kapatınca bu değişmeyecek. Asıl kapanması gereken kadınları toplumun her köşesinde küçük gören, ezen, değer vermeyen zihniyet!
EDİTÖRÜN YORUMU: Son yıllarda kadının metalaşmasını güzelleme furyası başladı. Fuhuş “seks işçiliği” ile allanıp pullanıyor. “Bir işçinin ayda kazandığını ben 1 günde kazanıyorum” diye sözde belgeseller yapılıyor. FEMEN gibi eylemlerle kadına “özgürlük” aranıyor. Onlyfans, Tiktok gibi sosyal medyada ve teşhircilik allanıp pullanıyor. Neymiş, milyonlar kazanıyorlarmış! Kadın bedeninin para karşılığı teşhir edildiği, genç kızların sugardaddy aradığı siteler artıyor. Oysa satışa sunulan beden şiddete sunulmuştur. Bu gerçeği gözden kaçıramayız. Buna son eklenen pavyon kültürü oldu. Evet doğru bir kültürdür ama çürümüş bir kültürdür. Cihan Bey pavyona gitmiş ama oradaki “konsomatris”leri görmemiş mi? Daha dün pavyonda cinayet haberleri düştü internete. Cihan Bey’in bahsettiği kadınları küçük gören, ezen, değer vermeyen zihniyetin en önemli yerlerindendir pavyon. Pavyon, kadının ezilmesini meşrulaştırma yerleridir. Kadınlar ürettikçe özgürleşir. Pavyonda meze yapılarak değil. Kadına “pavyon” zinciri vurularak değil. Cihan Bey gibilerin zihniyeti değişmesi gerekiyor. Kadının özgürleşmesi için…