11 Ekim 2024 Cuma
İstanbul 22°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

20 Ekim Medyanın Halleri

HAZIRLAYAN: ERCAN DOLAPÇI

20 Ekim Medyanın Halleri
A+ A-

ÇİN’İN ‘21. YÜZYIL SOSYALİZMİ’

KEREM ALKİN / SABAH

Çin Komünist Partisi'nin 20. Ulusal Kongresi yine yakın dönem ve gelecek açısından dikkatle takip edilmesi gereken mesajlar içermekte. Çin'in 13. ve 14.5 yıllık kalkınma planlarında öne çıkan en önemli husus 'yeni yükselen orta sınıf'a ve herkesin eşit bir şekilde paylaşacağı adil bir refah düzeyine nasıl ulaşılacağına dair hedeflerdi. Çünkü, ABD'den sonra dünyanın 2. büyük ekonomisi konumunda olan Çin, bundan 10 yıl önce 6 trilyon dolara ulaşmış bir ekonomi iken, 2 trilyon dolar ihracat üretilen malın üçte birinin yurt dışına satışı anlamına geliyordu. Ama, 2015'de Çin ekonomisi 11 trilyon dolara ulaştığında, dünyaya 3 trilyon dolar satmanız, sadece ihracat ile Çin ekonomisinin ayakta durmasının artık mümkün olmadığını gösteriyordu.

Bu nedenle, Çin'in ülke içinde yoksullukla mücadele, yeni kentleşme hamleleri ve yükselen yeni orta sınıfa yönelmesi kaçınılmazdı. Nitekim, son iki 5 yıllık kalkınma planının içeriğinde bu hedeflere yönelik önemli başlıklar söz konusu. 2022 sonu itibariyle 19 trilyon dolara ulaşması beklenen Çin ekonomisinin sürdürülebilir bir ekonomi olabilmesi adına, ortalama satın alma gücünü ve yaşam standardını hızla artıracak pek çok altyapı ve üst yapı projesine yoğunlaşması gerekiyor. 14. 5 Yıllık Kalkınma Planı'nda '2035 Çin'i' için önemli hedefler öngörülmüş olsa da, küresel dünya düzeninin gündeme getirdiği zorluklar ve öncelikler, Çin'in toplam nüfusunun yaşam standartlarını hızla yükseltmeye yönelik hamlelerini 2030'a kadar tamamlaması gerektiğine işaret ediyor.

Bu nedenle, 'Made in China 2025' programı da, Çin'in teknolojide, hammaddede, komponentlerde, dijital donanım ve yazılım ürünlerinde, savunma endüstrisinde kendine yetebilen bir ülke olmasını hedeflemekte. Bu sürecin önemli bir başka sacayağını ise, Çin'e özgü 'sosyalizm'in hedeflerini yükseltmekten geçmekte. 2049'da Çin Halk Cumhuriyeti '1. Yüzyıl'ını tamamlayacak. Bu nedenle, 2 bin 300 delegenin katıldığı ulusal kongre, '2. Yüzyıl'ın inşası' başlığına da odaklanmış durumda. Bu kritik önemdeki başlığın ana teması ise, 'her yönüyle ortalama refaha sahip bir toplum' ve 'her açıdan modern sosyalist bir toplum inşa etme' olarak tanımlanmakta. Devlet Başkanı Şi, süreci 'yeni çağda Sosyalizm' olarak adlandırmakta. Çin, önümüzdeki dönemde 'eşitsizliklerle mücadele' ve 'yolsuzluklarla mücadele' başta olmak üzere, nüfusun sürdürülebilirliği ve yaşlanan nüfusa bağlı olarak, doğurganlığı teşvik edecek yeni yaklaşımlara ağırlık verecek.

Küresel düzen yeniden yapılanırken, küresel ekonomipolitik sistem kendine yeni bir rota oluşturmaya çalışırken, Soğuk Savaş sonrası 'tek kutuplu' bir dünya düzeninden, 'çok kutuplu' bir dünya düzenine geçiş devam ederken, küresel pandemi ve 'Savaş' önde gelen ülkelerin tümünün önüne 'kendine yetebilme' başlığını getirdi. “Çin de büyük nüfusu ile birlikte, küresel siklet merkezinin Atlantik'ten Pasifik'a kaydığı bir noktada, Avrupa ve Afrika ile olan ilişkilerini daha da derinleştirmek istiyor. Hiç şüphesiz, Atlantik ülkeleri, 20. Ulusal Kongre'de ortaya konan mesajlar için yoğun bir okuma yapacaklar.”

CUMHURBAŞKANI İLE SÜRPRİZ BULUŞMADA NE KONUŞULDU

ABDÜLKADİR SELVİ / HÜRRÜYET

Habercilik farklı bir iş. Bu programdan haber çıkar mı diye düşündüğünüz bir anda bakıyorsunuz ki haberin içine düşmüşsünüz.

Emine Erdoğan Hanımefendi’nin öncülük ettiği “Toprağa iz bırakan kadınlar” programını izlemek üzere Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’ndeydim. Hepsinin arkasında bir başarı hikâyesi olan kadınlarla konuşmak için programa erken gittim. İyi de yapmışım. İlleri farklı, hikâyeleri farklı ama başarılarıyla toprağa iz bırakmayı başaran 81 ilden 120 çiftçi kadını dinledim. Kimi yöresel kıyafetleri içindeydi. Kimi başörtülü kimi başı açıktı. Beyaz yazması başında, ayağında şalvarı olanlar vardı. Sanki tarlasında vurduğu çapasını bırakıp gelmiş gibi bir halleri vardı. Çok doğallardı. Toprağın kokusu ve bereketi vardı onlarda. Ama bakmayın öyle sessiz durmalarına, bana gübreden, yemden başlayıp enerji, sulama, akaryakıt giderlerinden bir hesap çıkardılar ki şaşırdım. Boşuna hepsinin ayrı bir başarı hikâyesi var demedim.

Aydın’dan Yasemin Korkut’a, üç kilo kuru incir satamazsın denilmiş ama o şimdi üç ülkeye ihracat yapan bir iş insanı.

Çiftçi diye, köylü diye küçük görmeye kalkışmayın. Şehirlilerin dedikodu ve magazin haberleri için kullandıkları sosyal medyayı ürünlerini dünya pazarlarına ulaştırmak için o kadar etkin kullanıyorlar ki bizim Adem Metan’la yarışırlar.

Şunu bir kez daha anladım. Söz konusu kadınsa başaramayacağı bir iş yoktur. Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişci de konuşmasında buna değindi.

Kadınlar kendilerine her zaman güçlü bir şekilde destek veren Emine Hanım’la buluşmaya ayrı bir önem veriyorlardı. Emine Erdoğan’ın rahatsızlığı nedeniyle etkinliğe katılamayacağı haberi gelince biraz buruldular. Salonda bir durgunluk hâkim oldu. Emine Hanım toplantıya mesaj gönderdi.

AVRUPA’NIN ENERJİ KONUSUNDA MUHATABI TÜRKİYE

MEHMET BARLAS / SABAH

Ekonomik kriz, Avrupa ülkelerini fena etkiliyor. İngiltere'de artık bir öğün yemek atlanıyor. Hayat pahalılığı insanların midelerini de vuruyor. Fransa'da petrol hâlâ altın gibi zor bulunan bir madde. Almanya ise yaklaşan kış şartlarının sert olacağı yorumlarını endişeyle karşılıyor. Avrupa'nın çeşitli yerlerinde protestolar ve gösteriler yapılıyor. Avrupa'da yavaş yavaş içlerine düştükleri rezaletin farkına varanlar çıkmaya başladı. Ama o arada atı alan Üsküdar'ı geçti.

Bundan sonra Avrupa'nın enerji konusundaki muhatabı Türkiye. Türkiye, İran'dan, Azerbaycan'dan, Katar'dan ve Rusya'dan aldığı gazları karıştırarak Avrupa piyasalarına sunacak. Fiyat da Türkiye'de belirlenecek. Yani artık vana bizim elimizde.

Askeri uzmanlar, çamurlu ve yağmurlu mevsimin sona erip toprağın donduğu dönemde, yani kara harekâtının daha mümkün olduğu günlerde Rusya'nın büyük askeri operasyonu başlatacağını söylüyor. Bu askeri operasyonun nasıl olacağı konusunda çeşitli senaryolar var. Bu senaryoların en dikkat çekici olanı şu: "Rusya, Odessa'yı da alıp Ukrayna'yı denize kıyısı olmayan bir ülke haline getirecek." Diğer senaryoya göre ise Rus ordusu tüm Ukrayna'yı işgal ederek yeni bir düzen kuracak. Sanırım bu tiyatro perdesinin sonunu şubat-mart ayında göreceğiz.

Katar Rusya Enerji Doğal gaz Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Çin askeri uzman Emine Erdoğan Hanımefendi sosyalizm