22 Kasım 2024 Cuma
İstanbul 13°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

20 Mart Medyanın Halleri

Hazırlayan: Ercan Dolapçı

20 Mart Medyanın Halleri
A+ A-

RUS-ÇİN EKSENİ BATI’YI ZORLUYOR

BERCAN TUTAR / SABAH

Amerikan ekonomisindeki darboğaz giderek derinleşiyor. Banka iflaslarının ardından başlayan mali panik yayılıyor. Enerji ve tedarik krizlerinden sonra ipoteğe dayalı menkul kıymetler ve Amerikan hazine tahvilleri değer kaybediyor. Bu gelişmeler yaklaşan finansal tsunaminin birer işaret fişeği olarak okunuyor.

Bu iç krizlere küresel ticarette doların sarsılan saltanatı, Ukrayna'daki askeri dilemma ve Çin'in Ortadoğu'da ABD'yi 'by-pass' eden İran-Suudi barışı adımı da eklenince, Imperium Americana'nın içler acısı hali daha net görülecektir.

Çin lideri Şi Cinping'in 20 Mart'taki Moskova ziyareti ve sonrasında atılacak adımlar, iki ülkenin oluşturduğu ABD karşıtı dayanışmanın askeri, siyasi ve ekonomik bir ittifaka dönüşmesinin miladı da olabilir.

Zira iki ülke de Soğuk Savaş döneminin ideolojik zırhlara dayalı dış politikası yerine Türkiye, Suudi Arabistan, İran, Hindistan, Güney Afrika ve Brezilya gibi farklı ülkelerle de stratejik ilişkileri derinleştirmeye dayalı başarılı bir diplomasi yürütüyor.

Bu hem Rusya ve Çin'in kuşatılıp izole edilmelerini imkânsız hale getiriyor hem de ABD'nin devreye soktuğu ambargoların ustaca bertaraf edilmesini sağlıyor.

Bu tablo Batı ile birlikte liberal enternasyonalizmin de sonuna işaret ediyor. Nitekim Batı'daki emperyal liberal körlük bile Rus-Çin ekseninin tetiklemesiyle metastaz yapan üç ölümcül riski perdelemeyi başaramıyor artık.

İlki, Atlantik'in her iki yakası için de ekonomik zayıflığın sinyalini veren kronik yüksek enflasyon ve yükselen faiz oranlarıyla ABD'nin finansal kırılganlığını ortaya çıkaran banka iflasları...

İkincisi, sayıları çok az olsa bile göçmen dalgasının hâlihazırda serseme çevirdiği Batılı toplumlardaki istikrar ve refaha yönelik tehditlerin artması...

Üçüncüsü de Ukrayna cephesindeki çatışmaların yayılarak daha geniş bir Avrupa savaşına dönüşme ihtimali...

Dolayısıyla Rus-Çin ekseninin ABD'ye yönelik bu basıncı ya dünyayı negatif anlamda daha da kutuplaştıracaktır ya da dünyayı pozitif anlamda çok kutuplu bir yere dönüştürecektir.

TROYKA

SERKAN FIÇICI / AKŞAM

Ne yaptıklarını anlayabilen yok.

Birinin dediğini gün geçmeden öbürü yalanlıyor.

CHP'li Bülent Kuşoğlu, "İmamoğlu ve Yavaş cumhurbaşkanı yardımcılığı ve belediye başkanlığını aynı anda yapmayacaklar. Yapmamalılar. Türk devlet geleneğinde öyle bir şey söz konusu olamaz. Sayın Kılıçdaroğlu onu hiç yaptırmaz, hiç istemez, aynı şekilde Millet İttifakı'ndaki liderler de buna karşıdır" demişti.

Bu açıklama çok ses getirdi.

"Söyleyen Kuşoğlu ama söyleten Kılıçdaroğlu" yorumları yapıldı.

Hatta bu sözlerle aslında "Akşener'in hedef alındığı" konuşuldu.

Karşılık bekleniyordu.

Mansur Yavaş sahneye çıktı.

Cumhurbaşkanı yardımcılığı ile belediye başkanlığının bir arada yürütülmesinin mümkün olduğunu ileri sürdü.

Akşener'e Bülent Kuşoğlu aracılığı ile "İmamoğlu ile Yavaş'ı kullanarak siyaset yapma sevdasından vazgeç" mesajı gönderilmişti.

Akşener cevabını Mansur Yavaş üzerinden verdi.

Sadece Kılıçdaroğlu'nu değil masadaki diğer liderleri de hedef aldı.

Çünkü Mansur Yavaş o açıklamasında "vaktimiz olsaydı şunu önerecektik, cumhurbaşkanı yardımcısı olarak beni ve Ekrem Başkanı ilan edin, genel başkanlarımız milletvekili olsun ve partilerin başında olsunlar. Kendi gruplarının başında olmalarının daha mantıklı olduğunu düşünüyorum" sözlerini sarf etti.

Fotoğraf net. Akşener masaya "hesapsız" dönmemiş. Masadaki ortaklarını "arkamdan iş çevirdiniz" diye suçlarken boş durmamış. Kılıçdaroğlu ve onu destekleyen diğer liderlere karşı oyun planını kurgulamış. Öyle anlaşılıyor ki, bunu yalnız başına değil İmamoğlu ve Yavaş ile birlikte yapmış.

Bugün Mansur Yavaş'ın "hedef gözeterek" sarf ettiği sözleri konuşuyoruz.

Akşener yarın İmamoğlu üzerinden yeni bir "nokta atış hamle" yapar mı?

Mümkündür.

DÜŞEN HELİKOPTERLER TÜRK UNSURLARINA MI SALDIRACAKTI?

ÖZAY ŞENDİR / MİLLİYET

Düşen helikopterler meselesi terör örgütünün Kandil ayağını da rezil etti.

Fransızların resmi haber ajansı helikopter düşme haberi gelir gelmez terör örgütünün, SİHA saldırına misilleme olarak Türk helikopteri düşürdük açıklamasını servis etti.

Sonra ne oldu derseniz, terör örgütünün gerek Kandil gerek Suriye ayağının propaganda siteleri, helikopter haberlerini uçurdular sitelerinden.

ABD’nin 3 maymunu oynayan, görmedim, duymadım, bilmiyorum hali de dikkatimizden kaçmadı elbette.

Dün 3’ü kadın 9 teröristin resimlerini yayınladı terör örgütünün Suriye kolu.

Bunca gün niye sustular, ağababaları Merkez Komutanlığı neden soruları yanıtsız bıraktı hepsi bir muamma.

Türk Özel Kuvvetleri, terör örgütü unsurlarına yardım malzemesi ve cephane atan, kuyruk numarasız Çekiç Güç helikopterlerine, bölgeden ayrılması için yerden taciz ateşi açıyordu 1990’larda.

2023’de hayalet helikopterler meselesini ve içinden çıkanları konuşuyoruz.

Arada ne fark var derseniz, 3 temel fark var:

Birincisi bugün Çin, Suudi Arabistan ile İran’ı buluşturan ülke oldu, diplomasi dili haline gelen İngilizceyi bile kullanmıyorlar yaptıkları açıklamada.

İkincisi, Türkiye, terörle mücadelede kime güvenip güvenmeyeceğini ve asıl düşmanının kim olduğunu biliyor ve gereğini yapıyor.

Üçüncüsü, ABD’nin Erdoğan düşmanlığının sebebinin, demokrasi falan değil, Suriye’de bozulan planları olduğunu biliyoruz.

Afganistan’dan kalkan son uçak, Irak’ta düşen helikopterler, kum saati artık ABD için işliyor...

Medyanın Halleri