20 Temmuz 2024 Dama çözümleri
Türk Daması Federasyonu Eski Yönetim Kurulu Üyesi ve İstanbul Türk Daması Derneği Eski Başkanı Ahmet Murat Çelik'in hazırladığı Dama Köşesi her cumartesi Aydınlık Gazetesi'nde, yanıtlar Aydinlik.com.tr'de...
AHMET İSMET MOLLA (1861? - 1931)
Sizlere daha önce Ahmet İsmet Molla'dan iki sayıda bahsetmiştik. Bu üçüncü bölümde Ali Fuat beyin 20. Yüzyılın başlarında çıkarmış olduğu mizah dergisinden alıntılarla gelecek.
Ali Fuad Bey'in çıkardığı mizah dergisi "Karagöz" (Sayı 326, 1327/1911)
Dama oynarlarken
Karagöz: Bu nasıl dama oynayış, sen yalnız taşları bir yerden alıp bir yere koyuyorsun hiç açmaz yapmayı düşündüğün yok.
Hacivat: Sen partinin sonuna bak, kim yutulacak o zaman anlarsın!
Dama karelerinde: Trablusgarp, Diyarbakır, Trabzon, Varna, Sivas, Kastamonu, Edirne ve Erzurum var.
Fatih Belediyesi Revnakoğlu’nun İstanbul’u, Eski İstanbul Kabadayıları Ref’i Cevat Ulunay,
6 Temmuz 1941 Yeni Sabah ve 30 Mart 1937 Son Posta kaynaklarından derlenmiştir.
“Dama oyunu meraklısı İsmet Molla isimli bir efendiden kabadayının Toptaşı Tımarhanesi’ne gidip oyun ustası bir deliyle yemeden içmeden uzak kalıp sabahlara kadar dama tahtası başına çöktüğünü, Yakup Cemil adlı ruh hastası bir caninin işlediği basın cinayetlerini, Direklerarası ve Karagöz fasıllarına kadar eski İstanbul’un resmini romanında yekun ederek çıkartan Ref’i Cevdet Bey, belli ki bu işin bir erbabıdır.
Bu yaşanmış olay bana Ömer Seyfettin’in Cabi Efendi hikayesini hatırlattı nedense. Oradaki olaylar da Toptaşın’da aynı Tımarhanede iki dama oyuncusunun başından geçer.
Bugünkü Darüşşafaka Caddesi bir konak ve onun Sahibi İsmet Molla. Birçok özelliği var. Mali durumu kötüleştiği halde borç bulup aynı düzeni devam ettirmeye çalışıyor, yürümeyince de bir Bektaşi tekkesine baba olup konağını terk ederek semt değiştiriyor.
Son zamanlarda hayatı perişanlık ve sefalet ve ıstırap içinde geçtiğinden huzur ve şuuru bozulmuştu. Bu hâlde iken bile başkasına yardım etmeyi düşünüyordu.
İsmet Molla’yı Refi Cevad Ulunay şöyle anlatıyor: İstanbul’un dama meraklılarından biri merhum İsmet Molla Bey’di. Muhiddin Efendi’nin oğlu olan bu zata garip hâllerinden dolayı “deli” derlerdi. Sokakta giderken cübbesini daima arkasına toplar, elinde kalın bir baston taşır, rintmeşrep, tatlı dilli, kibar ruhlu bir adamdı. Son derece titiz olduğu için kapı tokmaklarını bile cübbesinin eteğiyle açar, yaz kış sırtına deve yününden yapılmış bir zıbın giyerdi.
Fareden iğrendiği için Fatih’te yaptırdığı büyük evin tavanlarını “bakkal tavanı” denilen tarzda yaptırmış, bununla da iktifa etmeyerek tahtaların aralık kalmaması ve dışarıdan soğuk girmemesi için gemi ustalarını getirterek evin bütün cephesini kalafat yaptırmıştı. Kara dumanları gören Beyazıt Kulesi’nin kalafatı yangın var zannetmişti.
Gelecek haftalarda dördüncü bölüm ile bu seriyi bitireceğiz.
Bu hafta sorular M. Shehab tan geliyor.
