2023’te tarım planlanamadı
Ülkemizin iklimi ve toprağı 4 mevsim üretime izin veriyor. Çayından mercimeğine, pamuğundan buğdayına, ayçiçeğinden meyve sebzesine… Biri hasat edildi, diğeri ekilmeye başlandı. Toprak var, toprağı işlemesini bilen çalışkan çiftçimiz de... Ama her şeyi bu yıl pahalı yemeye devam ettik.
Ülkenin gıda güvenliği için çiftçinin ve tarımsal kesimin yıllardır talep ettiği ‘Tarımsal Planlama’ bu yıl gündeme geldi, ‘Yönetmelik Taslağı’ hazırlandı. Planlama için daire başkanlıklarından oluşan 16 üyeli ‘Tarımsal Üretimin Planlanması Kurulu’ oluşturuldu.
Taslağa en büyük itiraz burada başladı. Üretici örgütleri, üretenin içinde olmadığı bir planlamaya çiftçinin onay vermeyeceğini belirttiler. Yüksek Ziraat Mühendisi Prof. Dr. Cengiz Çakır, taslağın dayanağı olan yasanın, Anayasa Mahkemesine götürülmesi çağrısı yaptı.
Tarım Kanunu’nun 7. Maddesinde yapılan değişiklikle çiftçiye, üretim yapmadan önce Bakanlıktan izin alma zorunluluğu getirildi. Değişiklik, Bakanlığın belirlediği ürün ve ürün gruplarında izinsiz ekim yapanlara ceza vermeyi öngördü. İzinlerde ise öncelik sözleşmeli üretime...
İkinci itiraz da sözleşmeli üretimde devam etti. Üretici örgütleri, planlamanın sadece izinle ve yasakla olmayacağını, hazırlanan taslakta bütüncül bir yaklaşımın bulunmadığını ifade ettiler, “Planlamanın hedefi üretimi artırmak ve çiftçinin kazanmasını sağlamak olmalı.” dediler.
YÖNETMELİĞİN İPTALİ İÇİN DAVA AÇILDI
Yıl sonunda, ‘Tarımsal Planlama Yönetmeliği’nin iptali için Ziraat Mühendisleri Odası dava açtı. Dava gerekçesinde, çiftçi örgütlenmesi sağlanmadan yapılan sözleşmelerin rasyonel olmadığı belirtildi, “Zorunlu sözleşmeli üretim sistemi, şirketlere tam bir hegemonya sağlayacaktır.” denildi.
Planlama yönetmeliğinin ardından Tarım Reformu Genel Müdürlüğü ile TÜİK arasında ‘Genel Tarım Sayımı Yapılmasına İlişkin Protokol’ imzalandı. Çiftçi örgütleri, sayımda, birlikte çalışma çağrısı yaptı, “Bahçede olan biziz, çiftçi kayıtları bizim elimizde, masa başında bir sayım doğru sayım olmaz.” uyarısı yaptı.
PAMUK ÜRETİMİ DÜŞÜYOR
Plansızlığın en sancılı yıllarından biri 2023 oldu. 1980’den sonra üretim ekonomisinin terk edilmesi, kooperatiflerin etkisizleştirilmesi, ithalat politikası ve çiftçinin toprağıyla baş başa bırakılması, tarımda bugün yaşadığımız sorunların en önemli nedeni. Çiftçi, arkasında onu destekleyecek, onu yönlendirecek yönetici bulamayınca, hangi üründen kazanıyorsa ona yöneldi. Bir zamanlar pamuk diyarı olan Çukurova’da son 5 yıldır pamuk üretiminde azalma var. Tükettiğimiz pamuğun yaklaşık yarısını ithal eder olduk. Oysa pamuk üretimi için ülkemizin toprakları elverişli ve Türk çiftçisi de destek verildiğinde ülke ihtiyacını karşılayacak azme sahip. Pamuk, Gümrük Birliğinden dolayı tarife uygulaması yapamadığımız bir ürün. Bunun için de pamuk fiyatları dünya fiyatlarından doğrudan etkileniyor ve dünya fiyatlarındaki düşüş, üretimimizi de olumsuz etkiliyor.
Pamuk üretimini yeniden artırmak için; pamuk, Gümrük Birliğinde sanayi ürünleri kapsamından çıkarılmalı, tarım ürünleri kapsamına alınmalı, gümrük vergileri tekrar konulmalı. Türkiye’de pamuk üretilecek arazilerin tamamında sadece pamuk üretilmesi için gerekli çaba gösterilmeli. En önemlisi de etkisizleştirilen Çukobirlik gibi kooperatifler yeniden etkili hale getirilmeli.
NARENCİYE DALDA KALDI
2023 yılında en büyük sıkıntı narenciyede yaşandı. Üretim, beklenenin çok üzerinde gerçekleşti. TÜİK verilerine göre mandalinada yüzde 58,3, portakalda yüzde 74,8, limonda yüzde 75,8 üretim artışı gerçekleşti. Hatay, Adana ve Mersin’de üreticiler, erkenci mandalina ve limon için eylül ayında uyarı yaptı. ‘Ürün çok, pazar bulun’… Haftalar geçti, yetkililerden ses gelmedi. Mandalina ve limonlar dalında çürümeye başladı. Her fırsatta sorunu anlattılar, ‘çözün’ dediler ama yönetenler çare bulamadı. Üretici yol da gösterdi. Devlet alsın, belediyeler alsın, fabrikalara, okullara, kurumlara dağıtılsın, vatandaşa aracısız ucuza satılsın, dediler. Hiçbir yanıt gelmedi. Tonlarca limon, mandalina ziyan oldu.
AYÇİÇEĞİNDE KAYIP
İklimsel değişim de tarımda etkisini göstermeye başladı. Birçok bölgede buğday ekim zamanları bir ay ileri atıldı. Trakya’da ayçiçeği üretiminde bazı bölgelerde yüzde 50 kayıp ve kalitede düşüş yaşandı. Normal koşullarda ülke ihtiyacının yaklaşık 70'ini iç üretimle karşılıyoruz, ancak bu yıl bu oran yüzde 50 civarında oldu. Trakya Birlik Yönetim Kurulu Başkanı Şafak Kırbiç, ayçiçeği ithalatının azaltılması için ekim alanlarının genişletilmesi gerektiğine işaret etti.
MISIRA 60 KURUŞ İSYAN ETTİRDİ
2022 yılında kilogramı 5 lira 70 kuruş olarak açıklanan mısır fiyatı, 2023’te 6 lira olarak belirlendi. Girdi maliyetlerindeki artış yüzde 100’ü aşarken mısıra verilen 60 kuruşa üretici tepki gösterdi. Üretici meydanlarda açıklamalar yaptı.
Bir tarafta düşük fiyat bir tarafta seçim öncesi ve hasat öncesi 1,5 milyon ton mısır ithalatı, depoları doldurdu. Sezona hasat başlamadan stokla girildi ve alım kapasiteleri düştü. Üretici, birçok bölgede mısırı maliyetin altında tüccara vermek zorunda kaldı.
Yine hasat öncesi yapılan ithalatla depolar, buğday ve arpayla doldu. Fiyat geç açıklandı, Konya’dan önce hasada başlayan bölgelerde üreticiler, fiyat belli olmadığı ve ürünü bekletemediği için tüccara gitti. Fiyat açıklandı, bu sefer de depolar dolu olduğundan randevular ileri tarihe verilmek zorunda kaldı, ardından yeni depolar kiralandı.
ZEYTİNYAĞI 350 LİRAYA DAYANDI
Zeytinde bu yıl ‘yok’ yılı. Üretimde yüzde 50 azalma var. Daha hasat başlamadan aylar önce ‘Zeytin yok’ korkusu salındı. Avrupa’daki kuraklık, İspanya ve Yunanistan gibi ülkeleri, Türkiye’ye yönlendirdi. Türkiye’den dökme zeytinyağı ihracatı yaz aylarında arttı, Avrupalı tüccarlar limanlarda vızır vızır dolandı. Bakanlık, ‘Zeytinyağımız bitmesin, fiyatlar artmasın’ gerekçesiyle dökme zeytinyağında ihracatı kısıtlandı. Üretici ve birlikler, ihracat kısıtlamasına itiraz etti, ‘zeytin var, stoklar yeter, korkmayın’ çağrısı yaptılar. Bu arada içerdeki büyük firmalar üreticiden ucuza aldıkları zeytinyağında stok yaptı. Üreticiden gelen en anlamlı çağrı ise ‘Kısıtlama yerine ambalajlı ürün satalım, daha çok kazanalım’ oldu. İhracat kısıtlandı ama söylenildiği gibi fiyatlar düşmedi. Yaz aylarında litresi 200 liraya çıkan zeytinyağı, yılın son ayında 350 liraya ulaştı.
ARTAN FİYATLAR ÜRETİCİYE YANSIMIYOR
Üreticiye, ‘peynir fiyatı neden pahalı?’ diye sorduğumuzda ‘yem fiyatının ne kadar olduğunu biliyor musunuz?’ diye tepki göstermeye başladı. Artan yem fiyatları, maliyetlerin artmasına, baskılanan çiğ süt fiyatı ise üreticinin zarar etmesine neden oldu. Bakılamayan inekler satıldı, süt ve et üretimi de azaldı. Hayvancılığın önemli merkezlerinden Çanakkale’de 5 yılda küçükbaş hayvan sayısında yüzde 50 azalma var. Sanayici peynir için dışarıdan süt getirmeye başladı. Çözümü yine üretici gösterdi: ‘Yem fiyatları düşsün, hayvan sayısı artırılsın’. Et ve Süt Kurumu ise ette fiyatları düşürmek için yılın son ayında yeni bir ithalat yaptı.
DALLARI KİRAZ BASTI
Türkiye’nin çok sayıda ilinde yetiştirilen kirazda rekolte arttı. Ancak bahar ve yaz aylarında vuran dolu nedeniyle çok sayıda ağaçtan yarı yarıya ürün alınabildi. İhracatta önemli ürünlerden olan Napolyon kirazında tüccar, birçok ilde fiyat düşürdü, üretici kirazları dalında bıraktı. Kiraz, üzüm, kayısı gibi meyvelerde üreticinin en büyük talebi, devlet kontrolündeki kooperatifler aracılığıyla ürünün pazarlanması.
TAHIL ÜRETİMİNDE ARTIŞ
Türkiye İstatistik Kurumunun 2023 yılına ilişkin bitkisel üretim istatistiklerine göre, tahıllar ve diğer bitkisel ürünlerde yüzde 10,3 artış oldu. Bu yıl tahıllar ve diğer bitkisel ürünlerde 77,7 milyon ton, sebzelerde 31,8 milyon ton, meyveler, içecek ve baharat bitkilerinde 27,4 milyon ton üretim gerçekleşti.
Tahıl ürünleri üretim miktarları yıllık bazda yüzde 9,1 artarak yaklaşık 42,2 milyon ton oldu. Söz konusu dönemde buğday üretimi yüzde 11,4 artışla 22 milyon tona, arpa üretimi yüzde 8,2 yükselerek 9,2 milyon tona, çavdar üretimi yüzde 11,7 artarak 305 bin tona, yulaf üretimi yüzde 12,3 yükselerek 410 bin tona çıktı.
Yağlı tohumlardan soya üretimi yüzde 11,3 azalarak 137 bin 500 tona, ayçiçeği üretimi yüzde 13,8 düşüşle yaklaşık 2,2 milyon tona geriledi. Şeker pancarı üretimi ise yüzde 22,1 artışla 23,5 milyon ton olarak hesaplandı.