2023'ün ilk yarısında yatırım şampiyonu belli oldu!
2023 yılının ilk yarısı geride kaldı. yılın başındaki "2023 altın yılı olacak" tahminleri tuttu. Altın yatırımcısı ilk 6 ayda Cumhuriyet altını üzerinden yüzde 45 değer kazandı. Kârın arkasındaki temel sebep olan dolar kurundaki artış yüzde 37 oldu. Peki bundan sonra yatırımcıyı ne bekliyor?
Yılın ilk yarısında yüzde 45 değer kazanan Cumhuriyet altını tüm yatırım araçlarını geride bıraktı. Dolar kurunda ilk yarıda gözlenen yüzde 37 oranındaki artış gram altına da olumlu yansıdı. İkinci yarıda piyasalarda yeni denge noktaları oluşacak.
Bayram tatilinin ardından ilk işlem gününe başlayan piyasalar aynı zamanda yılın ikinci yarısına da adım atıyor. Yılın ilk yarısında piyasalarda yaşanan stresli dönem, yatırımcıları güvenli liman arayışına yöneltti. 6 Şubat depremi ve ardından 14 Mayıs günü gerçekleşen Cumhurbaşkanı ve milletvekili seçimleri; piyasalarda dalgalanmaların yükselmesine yol açtı. Bu süreçte borsada al-sat eğilimi ağırlık bulurken yatırımcılar genellikle dolar ve altına yönelerek güvenli liman arayışını öne çıkardı. Stresli bir dönemde yatırımcılar genellikle riskten kaçınma eğiliminde olurlar. Bu dönemlerde yatırımcıların risk alma eğilimleri zayıflarken daha güvenli ve istikrarlı varlıklara yönelmeyi tercih ederler.
GÜVENLİ LİMAN ARAYIŞI
Yılın ilk yarısında Cumhuriyet altını, diğer yatırım araçlarına göre daha fazla ön plana çıktı ve yüzde 45,19 oranında prim yaptı. Gerçekleşen değer artışı diğer yatırım araçlarını geride bıraktı. Altının onsundaki artış oranı yüzde 6,56 olmasına rağmen, ABD dolarının yüzde 37,56 oranında yükselmesi gram altın fiyatına olumlu yansıdı. Altın yatırımcıları kurdaki artışı fırsata dönüştürdü.
Öte yandan, politika faizi yılın ilk yarısında yüzde 8,5 seviyesinde kaldı. Mevduat faizinin cazip bir seçenek oluşturmaması yatırımcıları daha yüksek getiri potansiyeli olan alternatiflere yönlendirdi. Konut fiyat endeksindeki artış ise yüzde 27,8 oldu.
İkinci yarıda piyasalarda hareketlenme devam edecek ve yeni denge noktaları oluşacak. Yatırımcılar, enflasyona karşı korunma seçeneklerini canlı tutmaya devam edecekler. Merkez Bankası’nın son faiz kararı ve politika metninde yer alan ayrıntılar, parasal sıkılaştırmanın süreceğini gösteriyor. Söz konusu durum enflasyon beklentileri kırılıncaya kadar kademeli olarak faiz artışlarının devam edeceği anlamına geliyor.
ENFLASYON KONTROLÜ
Politika metninde yer alan “dezenflasyonun en kısa sürede tesisi, enflasyon beklentilerinin çıpalanması, fiyatlama davranışlarındaki bozulmanın kontrol altına alınması için parasal sıkılaştırma sürecinin başlamasına karar verilmiştir” ifadesi ile aşamalı bir süreç yaşanacağına işaret ediyor.
Parasal sıkılaştırma, faiz artışları ve diğer para politikası araçlarının kullanımını içeren bir süreçtir. Bu sürecin başlamasıyla birlikte enflasyon beklentilerinin çıpalanması hedeflendiği anlaşılıyor. Bu şekilde gelecekteki enflasyon beklentileri kontrol altına alınarak fiyat artışlarının sınırlanması hedefleniyor.
DOLAR KURU SEVİYESİ
Dolar/TL kuru son zamanlarda hızlı bir yükseliş trendi izledi ve 26 TL seviyesine ulaştı. Peki, bu yükselişin arkasında neler yatıyor? Birincisi, TL yatırım seçeneklerinin halen yeterli bir alternatif oluşturamaması. Yatırımcıların, TL’nin değer kazanma potansiyelini düşük görerek, dolar gibi daha güçlü bir enstrümana yöneldikleri gözleniyor.
Ancak, dolar/TL kurunda denge noktası olarak 28 TL güçlü bir direnç bölgesi olarak öne çıkıyor. Bu seviyenin doların daha fazla yükselmesini sınırlayan bir bölge olabileceği yönündeki beklentiler daha fazla ağırlık bulmakta. Bu itibarla doların yükselişine karşı piyasada bir denge oluşmaya başladığını söylemek mümkün. Liranın değer kazanma gücü ve enflasyona yönelik beklentiler, doların yükselmesiyle alakalı belirleyici unsurlar olmaya devam edecek.
Bunun yanı sıra, enflasyon beklentisinin hala kırılmaması da doların yükselmesinde etkili bir faktör. Yatırımcılar, enflasyonun artmaya devam edeceği beklentisiyle yabancı para birimlerine olan ilgilerini yüksek tutuyorlar. Yabancı kurum raporlarında doların 30 TL seviyesine kadar yükselebileceği tahminleri, dolara yönelik beklentilerini güçlü tutuyor.
BORSADA SEYİR
Yılın ilk yarısında BIST 100 Endeksi yalnızca yüzde 4,54 oranında yükseldi ve 5.759 seviyesine çıktı. Bu, önceki yıllara kıyasla daha sınırlı bir artışa işaret ediyor. Özellikle 2022 yılında yüzde 196 oranında bir çıkışın yaşandığı düşünüldüğünde, yatırımcıların daha temkinli hareket ettikleri ve kısa vadeli işlemlere yöneldikleri gözleniyor. Dolar kurundaki yükseliş, ihracat ağırlıklı sektörlerin borsada liderliğini sürdürmesine katkı sağlıyor. Aynı zamanda, enflasyon nedeniyle talebin öne çekildiği sektörlerde de yatırımcı ilgisi yoğun. Bu sektörler, tüketici talebini karşılamak için önemli bir rol oynadığından yatırımcılar için cazip hale geldi.
TARİHİ ZİRVESİNDE OLUP F/K ORANI DÜŞÜK HİSSELER
BIST 100 Endeksi, TL bazında tarihi zirvesine ulaşarak rekor bir seviyeye yükseldi. Bu yükselişle birlikte bankalar, ulaştırma ve otomotiv şirketleri de zirve seviyelerine çıktı. Banka hisseleri, dolar bazında primsiz olsa da haziran ayından bu yana yaşanan yükselişte öncü rolü üstlendi.
Öte yandan, ulaştırma, enerji, holding ve otomotiv sektörlerinden bazı hisseler, tarihi zirve seviyelerinde olmalarına rağmen düşük değerleme oranlarına sahip. Eczacıbaşı İlaç, 6,23 fiyat kazanç oranıyla işlem görürken Türk Hava Yolları’nın fiyat/kazanç oranı 5,39. Tekstil sektöründen Mavi Giyim 9,31 fiyat/kazanç oranıyla işlem görüyor. Enerji sektöründen Enerjisa 2,82 ve Zorlu Enerji 10,79 fiyat kazanç oranına sahip. Holding sektöründen GSD Holding 2,56, Doğan Holding 4,56, Koç Holding 3,29, Sabancı Holding ise 2,25 fiyat/kazanç oranına sahip. Tofaş Fabrika ise 12,80 fiyat/kazanç oranıyla dikkat çekiyor. Bu hisselerin düşük fiyat/kazanç oranları, yatırımcılar için potansiyel bir değerlendirme fırsatı olarak görülebilir. Düşük değerleme oranları, hisselerin fiyatının şirketin kazancına göre düşük olduğu anlamına gelir.