21 Aralık Medyanın Halleri
'KONTROLLÜ KAMBİYO REJİMİ DEVREYE SOKULABİLİR'
FUAT UĞUR / TÜRKİYE
Çin’in, Danimarka gibi pek çok ülkenin hayata geçirdiği ‘Kontrollü Kambiyo Rejimi’ni devreye sokabilir misal. Kimse yerinden zıplamasın. Olmaz mı? Bu aşamada ülkeye en çok zarar verecek şey kararsızlıktır. Pekâlâ olur. Türkiye 1929 yılı krizinden sağ salim çıkarken piyasayı belirleyen Bankalar Caddesi’nde kimler etkili oldu derseniz? Burada CHP’liler “O dönem tek parti rejimiydi ve demokrasi yoktu” derlerse çok gülerim. Dünyada kriz var. İngiltere’de enflasyon yüzde 10’a dayandı. İsviçre Federal İstatistik Bürosu rakamlarına göre bir İsviçreli geçen yıl 100 avroya doldurduğu gıda sepetini bu yıl 159 avroya dolduruyor. Türkiye onlar gibi para basan bir ülke değil. ABD’de enflasyon dolar bazında yüzde 7’ye çıkmış, faiz binde 25. Makasın açıklığına bakar mısınız? KONTROLLÜ KAMBİYO REJİMİ, parası saldırılara açık olan gelişmekte olan ülkelerin serbest döviz, dalgalı kur sistemini bırakarak döviz alım-satımını devlet eliyle kontrollü olarak artırarak yapması. Amaç, burada para değerini belli seviyede tutmak ve dışa bağımlı maliyet girişlerindeki artışların enflasyona etkisini azaltmak.
Milton Friedman ve Steve Hanke gibi IMF’ci ekonomistler bile gelişmekte olan ülkeler için bu rejimi tavsiye ediyor. Kimileri buna “Sabit-Birleşik Kur” da diyor. Çünkü artık anlaşılıyor ki Serbest Kur Rejimi çare değil. Merkez Bankası rezervi filan hikâye. Diyelim 300 milyar dolar olsun, günün sonunda size kaldıraçlı işlemlerle istediklerini dayatıyorlar. Sermaye kontrolü şart. Deniliyor ki yabancı yatırımcı gelmez. Bu kuyruklu bir yalan. En çok yabancı yatırım 40 yıldır Kontrollü Kambiyo Rejimi uygulayan Çin’e nasıl gidiyor peki?
TÜRKİYE'NİN AFRİKA İLE TİCARET HACMİ ARTIYOR
HASAN BASRİ YALÇIN / SABAH
2005 yılında Türkiye'nin Afrika'da yalnızca 12 büyükelçiliği varken bugün bu sayı 42'ye yükseldi. Afrikalı ülkelerin ise Türkiye'de sadece 10 büyükelçiliği varken şimdi toplamda 37 büyükelçilik var. (…) Ancak anladığım kadarıyla bu ilişkiler artık iki konuda daha da yoğunlaşacak. Birincisi savunma sanayii alanı ikincisi ticaret. Erdoğan konuşmasında en güncel ticaret rakamlarını da paylaştı. 2020 yılında Türkiye'nin Afrika'yla ticaret hacmi 23 milyar dolar olmuş. 2021 yılında da muazzam bir sıçrama olması bekleniyormuş. Şu an itibariyle ticaret hacmi 30 milyar doları aşmış. Bu rakamı 75 milyar dolara çıkarma hedefi açıkça zikredildi. Dahası Afrikalı ülkelerin birçoğu Türkiye'nin savunma sanayii ürünleriyle de yakından ilgili.
'BAKANLAR KONUŞURKEN DİKKATLİ OLMALI'
MEHMET BARLAS / SABAH
Yani Türkiye tabii ki ekonomik gerçeklerden uzaklaşamaz ama aynı Türkiye bir avuç spekülatörün elinde dolara da teslim olmaz. Burada ekonomiden sorumlu bakanların ve yetkililerin konuşurken dikkatli olması lazım. Bunlardan birinin karamsar bir konuşma yapıp batarsa hepimiz batarız gibi iyimser olmayan tablo çizdiğini okudum. Ekonomi bu kadar hafife alınacak bir iş değildir. Hele asgari ücretin bu düzeye çıkması işin ciddiyetinin bir diğer kanıtıdır.
BATI'DAN UZAKLAŞMAK TÜRKİYE'YE ZARAR VERİRMİŞ...
TAHA AKYOL / KARAR
Abdurrahman Bilgiç 1986 yılında Dışişleri Bakanlığı’nda çalışmaya başladı. Çeşitli görevlerden sonra Nisan 2011’de Türkiye’nin Tokyo Büyükelçiliğine getirildi. Ardından MİT Müsteşar Yardımcısı olarak görev yaptı. 2014 - 2018 tarihleri arasında Londra görevinde bulundu, bu görevdeyken emekli oldu. Abdurrahman Bilgiç Taha Akyol'un sorularını yanıtladı açıkladı.
Türkiye’nin Avrupa’dan uzaklaşması, genel dış politikamızı nasıl etkiliyor?
Türkiye’nin evrensel değer ve ilkelerden uzaklaşması dış politikada yalnızlaşmamıza yol açmıştır. Batı’da saygınlığı ve itibarı yükselen bir Türkiye’nin, bölgemizde ve İslam dünyasında da gücü ve etkinliği artar.
Türkiye’nin Batı’dan uzaklaşması, gidişatımızı nasıl etkiler?Türkiye’nin, Batı’dan uzaklaşması, müreffeh ve demokratik bir hukuk devleti olarak çağdaş standartların çok gerisine düşmemize yol açar. Ekonomik ve ticari ilişkilerimiz zarar gördüğü gibi Doğu’da da itibar kaybına uğrarız.
'SARIKAYA'YI İŞTEN ATTIRMAYA ÇALIŞMAYI ANLAYAMIYORUM'
TACETTİN KUTAY / AKŞAM
En son Muğla'da yaşanan hadisede dikkatimi çekmişti. Belediye otobüsü şoförü, bir işçiyi elbiseleri kirli olduğu gerekçesiyle araca almak istememişti. Akabinde görüntüler sosyal medyada yayıldı ve şoför işinden oldu. Saçma tutuma ölçüsüz mukabele... Mihengi, miyarı çocuğa belirletirsen öyle olur. Adaleti sosyal medyada yaşayan üç beş kişi sağlamaya kalkarsa bir kıstas ve kriter kalmaz. "..... Tutuklansın!" ... Hemen her gün birilerinin tutuklanması talep ediliyor.(…) Ben de çok kızdım Muharrem Sarıkaya'ya, çok öfkelendim. Bizim de sesçi arkadaşlarımız, kameraman kardeşlerimiz var; başımızda tutarız. Çok ayıp etti Sarıkaya. O çocuğun gururunu, onurunu, ailesini hiç düşünmeden terbiyesizce bir şey yaptı. Hem de bir kadının önünde. Velakin, sosyal medyada önüme düşen talepler nedir? Beslemeyin asın Sarıkaya'yı... Oldu. Adam zaten kepaze oldu olacağı kadar. Bir daha öyle bir şenaate cesaret edebilir mi? Katiyen edemez. Durum böyleyken Muharrem Sarıkaya'yı işten attırmaya çalışmayı ben anlayamıyorum. Niye hemen işten attırmak? Körelmiş kalemini kırmanın mantığı nedir? Aramızda, bizler gibi yaşasa olmaz mı? Para cezası hapis cezası falan alır belki; niye hemen idam etmek istiyorsunuz?
MUHARREM SARIKAYA'DAN SES TEKNİKERİNE TOKAT
Habertürk Ankara Temsilcisi Muharrem Sarıkaya, Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin ile röportaj yaptığı esnada ses bağlantısını kontrol eden çalışana tokat attı. Tepkiler sonrası hem kurumdan hem ses teknikerinden özür dileyen Sarıkaya, Ciner Medya Ankara Temsilciliği görevinden istifa etti.