23 Kasım 2024 Cumartesi
İstanbul 17°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

22 Aralık 2023 Medyanın Halleri

İşte günün öne çıkan köşe yazıları

22 Aralık 2023 Medyanın Halleri

ABD’Lİ TARİHÇİ: İSRAİL BU SAVAŞI KAZANAMAZ

Bercan Tutar/ Sabah

Batılı akademisyen, stratejist ve tarihçiler de artık İsrail ve destekçilerinin Gazze'de kaybedeceğini açıkça söylemeye başladı. Bu durum tarihsel bir hakikate işaret ediyor. Örneğin Amerikalı tarihçi Marshall Poe, The Atlantic'teki "Tarih, İsrail'in hiçbir zaman 'işgal savaşını' kazanamayacağını gösteriyor" başlıklı makalesinde Siyonist askerlerin Gazzeli halkın arasında iyi organize olmuş Hamas'a yönelik saldırılarını başlı başına 'yenilginin reçetesi' diye tanımlıyor.

Çünkü Hamas, 7 Ekim'deki Aksa Tufanı taarruzuyla İsrail'in teolojik ve realpolitik bütün paradigmalarını yerle bir etti.  Bu muhteşem zafer, işgalci İsrail'in en barbar sömürgeci reflekslerini harekete geçirdi.

Haliyle kendinden aşağı gördüğü ve topraklarını sömürgeleştirdiği Filistinli güçler karşısında yenilmek İsrail ve destekçisi Batılı Siyonazileri çılgına çevirdi.  İsrail de diğer Avrupalı sömürgeci güçlerin tarihte gösterdiği barbarlıkla karşılık verdi. Öfkesini vahşice katlettiği sivil halktan, masum bebeklerden, çoluk çocuk, kadın ve yaşlılardan çıkardı.

PKK İLE İTTİFAK YAPIP HAMAS'A ‘TERÖRİST' DİYENLER

Oğuzhan Bilgin/ Akşam

Türk siyasetinin kolay kolay bir yabancı tarafından anlaşılamayacak dinamikleri bulunmaktadır. Millî Mücadele hareketinin devamı olduğunu söyleyip, Türk ulus-devletinin kurucusu olduğunu iddia eden, kalkınmacı bir kapitalizmin Türkiye'de yerleşmesi için çalışan bir parti sonrasında kendisini "sol" olarak tanımlıyor. Tanımlıyor ama memleketin işçilerinden, yoksullarından da pek oy alamıyor. Orta-üst gelir gruplarından ise neredeyse tam destek alıyor.

Tuhaflıklar bunlarla da bitmiyor. Bu bağımsızlık hareketinden geldiğini, ulus-devlet kurucusu olduğunu söyleyen parti Türk milletinin on binlerce evladını katletmiş, ayrılıkçı bir terör örgütünün partisi ile ittifak yapıyor. Bakanlık, anayasa pazarlığı yapıyor, Türkiye'nin PKK'ya karşı düzenleyeceği sınır ötesi operasyonlar için Meclis'e gelen tezkerelere de PKK'nın partisi ile birlikte "hayır" oyu kullanıyor. Üstelik daha 6 ay önce Türk milletinin büyük bir reaksiyonla PKK ile yapılmış bu ittifaka sandıkta kocaman bir tokat atmış olmasına rağmen bu ittifakı sürdürüyor.

Peki, o zaman başarısızlığı tescillenmiş ve Türk milletinde büyük tepki yaratmaya devam eden bir ittifakta ısrarcı olmanın mantığı ne olabilir ki? Bu soru burada kalsın.

Türkiye'nin muhalefetinin Türkiye öncelikli değil de ABD öncelikli bir söyleme, politikaya sahip olması da başta PKK, FETÖ ve İsrail olmak üzere ABD emperyalizminin tüm unsurlarıyla söylem birliği yapması da her şeyden önce bir bağımsızlık ve demokrasi meselesi olarak karşımızda duruyor.

MUHALEFETTE HERKES BİRBİRİNE MUHALİF!

Tunca Bengin/ Milliyet

Hem CHP’de hem de İYİ Parti’de adı en çok konuşulan, tartışmaların odağındaki İmamoğlu özelinde görüntüye bakıldığında da yorumlar şöyle:

Önünde zorlu bir süreç var. İmamoğlu 2019’da dost kazanarak başarı sağlamıştı, şimdi düşman kazanarak seçimlere gidiyor. CHP içinde tasfiye edilen ya da dışlananların yanı sıra İYİ parti cenahından gelen tepkilerle kendisine yönelik karşı cephe genişliyor... Seçmendeki kafa karışıklığı ve İstanbul’a hizmet performansına bakışının sandığa nasıl yansıyacağı da ayrı bir soru işareti. Yani 2019’daki tablo yok ortada...

Kısacası; yerel seçime giderken görüntü iktidar kanadında stabil, gelişmeler doğal sürecinde ilerliyor, muhalefete bakıldığında ise “çarşı” epey karışık. Muhalefette herkes birbirine muhalif! Özellikle de CHP ve İYİ Parti’de bu seçimlerin sonucunu dört gözle bekleyen muhalefet grupları yenilgi, hüsran olasılığına odaklı yeni hesaplar beklentisinde...

CHP DEM’LENİRKEN…

Burak Özcan/ Türkgün

Kimin akrep, kimin kaplumbağa olduğu bakış açınıza göre değişmektedir.

Meral Akşener’in Cumhurbaşkanlığı seçim sürecinde İmamoğlu’nun isminin parlatılmasında aldığı rol düşünülünce akrep Ekrem İmamoğlu’dur.

Ekrem İmamoğlu’nun İBB üzerinden İP’lilere geçtiği kıyaklar düşülününce ise akrep Meral Akşener’dir.

İki tarafın akrep olduğu gerçeğini bilenler için yaşanan her şeyin tiyatrodan ibaret olduğu açıktır.

Bu tiyatronun amacı CHP’nin DEM’lenme mesaisini gözlerden uzak tamamlamasını sağlamaktır.

Herkes ipteki cambazların gösterisine odaklanmışken, CHP arka kapılar ardında PKK’nın siyasi uzantısıyla yerel seçimlerde ittifak işini pişirmektedir.

Saraçhane kumpasında her şeyi yeniden başlattıklarını söyleyerek birbirine sarılan abla-kardeşin bugün yaşadıkları gerginlik sizce de üzerlerinde eğreti durmamakta mıdır?

Son Dakika Haberleri