22 Eylül Medyanın Halleri
DERVİŞOĞLU: HDP MEŞRUDUR
MUHARREM SARIKAYA - HABERTÜRK
İYİ Parti Grup Başkanvekili Musavat Dervişoğlu ise HDP’nin meşru bir parti olduğunu, bunun en iyi göstergesinin de TBMM’deki temsilinde görüldüğünü vurguladı. “HDP’li TBMM Başkanvekili oturumları yönetiyor ve hepimiz de onun yönetimine katılıyor muyuz? Bu meşru mu, gayrı-meşru mu tartışmasına en iyi cevaptır. HDP ile AK Parti arasına sıkışan seçmen çıkış yolunu, üçüncü alternatifi arıyor. Hiç kimse Kürt seçmen kitlesini HDP’nin sadık bendesi olarak görmesin. Siyasetin görevi onlara gidecek yeri göstermektir.” Dervişoğlu, Kılıçdaroğlu’nun bu kapsamda İmralı’yı gayrı-meşru olarak görmesini anlamlı bulduğunu ve desteklediğini belirtti… Kürt seçmeni kendi hanesine kimsenin yazmaya hakkı olmadığını, sorunların çözüm yerinin de gayrı meşru yerler dışında TBMM olduğunun da altını çizdi.
SELVİ’NİN 'DERSİM HAREKÂTI' ALERJİSİ DIŞARIYA VURDU
ABDÜLKADİR SELVİ - HÜRRİYET
Burada benim şaşırdığım Kılıçdaroğlu’nun Kürt sorununun çözümünü HDP’ye havale etmesi. Kılıçdaroğlu, hem CHP genel başkanı olarak hem de Dersimli olarak Kürt sorununun bir parçası. Sadece parçası değil. Kılıçdaroğlu, Dersim isyanına kafa yormuş birisi. İhsan Sabri Çağlayangil’le röportaj yapmış, daha sonra arşivini gazeteci Soner Yalçın’a devretmiş. Yani bir birikim sahibi. Kılıçdaroğlu, benden de iyi biliyor ki, Kürt sorununun temelinde CHP yatıyor. Kılıçdaroğlu, CHP’nin genel başkanı olarak oradan başlayabilir. Ayrıca eşi Selvi Hanım, Amberin Zaman’la röportajında, Kılıçdaroğlu’nun ailesinin Kürt sorununun mağdurlarından biri olduğunu anlatmıştı. O bölümü aynen aktarıyorum. “Dersim’in çok acı bir tarihi var. Öyle. Büyüklerimiz hep anlatırdı. Kemal Bey’in babası, 1938’den sonra sürgün edilmiş. Evet. Halası, aileden 40 kişiyle birlikte götürülmüş. Derin izler bırakıyor tabii. Öfkeleniyorsunuz. Öldürüldüler mi? Evet. (Gözleri doluyor).” Kemal Bey, HDP’ye, İmralı’ya, Kandil’e gitmeye gerek yok. CHP’den ve Dersim’den başlayın yeter..
'SAVAŞTA DÜŞMANI KUCAKLAYACAK DURUMA GELMELERİNE RAMAK KALDI'
HAŞMET BABAOĞLU - SABAH
Asıl problem, Ünal Çeviköz gibilerin yaptığı konuşmaların CHP'nin kendini hâlâ Atatürkçü(!) falan sanan seçmen kitlesinde en ufak bir tepkiye sebep olmaması... Artık o seviyede yapay, o seviyede kurgu bir sosyolojiye dönüştüler. Çok tehlikeli bir yapılanma... Bir savaş durumunda gayet rahat biçimde düşmanı kucaklayacak duygu durumuna gelmelerine ramak kaldı.
Ama o arada ne oluyor, dersiniz... ABD, Yunanistan'ı bir tür uçak gemisine çeviriyor.
NATO konsepti vesaire, hepsi hikâye! Hiçbiri NATO müttefiki Türkiye'ye sorularak yapılmadı, yapılmıyor. Yunan anakarasında 5, Girit'te 3, Güney Kıbrıs'ta 1 üssüyle Kuzey'e karşı hilal şeklinde bir askeri yığınak oluşturdu. Soru şu... Bütün dünyaya eski askeri pozisyonlarından çekildiği görüntüsü veren ABD, şimdi neden Balkanlar ve Adalar Denizi üzerinde göstere göstere yoğunlaşıyor?
EDİRNE’Yİ DE BULGAR ALSIN MI?
ZAFER ŞAHİN - MİLLİYET
Ünal Çeviköz. Türkiye’nin S-400 alma kararını NATO boyutuyla görmesi lazım! Türkiye, Azerbaycan’a cihatçı gönderiyor! Libya’da çizgiyi aştık! Kıbrıs’ta Maraş’ın kısmi açılmasına karşıyız. Mavi Vatan kavramı saldırgan bir algı yaratıyor! “Edirne’yi Enver alacağına Bulgar alsın” diyenler vardı bu topraklarda geçen yüzyılda. Emekli Büyükelçimizin gidişatı bir tek bana mı bu sözü hatırlatıyor?
'HDP BÖYLE YAPARSA MUHALEFETİN İŞİNİ ZORLAŞTIRIRIR'
BARIŞ YARKADAŞ - KORKUSUZ
Eğer HDP yönetimi de hâlâ Temelli ile aynı görüşteyse, bu HDP’nin siyasi varlığının bir anlamının olmadığını gösterir. HDP eğer Kürt sorununun çözüm adresi olarak kendisini değil de İmralı’yı görüyorsa, o halde HDP’ye ne gerek var? Ayrıca, terör örgütü lideri Öcalan’ın son İstanbul seçimlerinde hiçbir hükmünün kalmadığı ve HDP tabanının Öcalan’ın çağrılarına yanıt vermediği de görülmüşken, bu anlamsız ısrar niye? HDP, Meclis’teki meşruiyetini güçlendirmek ve kendisini çözüm adresi haline getirmek yerine çözümü İmralı’ya havale ederse, hem muhalefetin işini zorlaştırır, hem de kendi siyasi alanını daraltır ve anlamsızlaştırır. Temelli’nin alel acele yapılmış açıklaması, bundan başka hiçbir şeye yaramaz.
TÜRKİYE’NİN DÜŞMANLARI MUHALEFETE GÜVENİYOR'
SALİH TUNA - SABAH
Türkiye'nin (çok şükür) yeni kurbanlar vermemesinde, Gladyo'nun çökertilmesinden MİT'in sözde değil özde de milli oluşuna kadar birçok faktör vardır. Bir de şu var: Türkiye'nin düşmanları muhalefete güveniyor! Nasılsa iktidara geldiklerinde her şeyi durduracaklarına güvenleri tam...Çok mu sert bir yorum oldu? Bakınız, Selçuk Bayraktar birkaç gün evvel bir televizyon programında başarılarının devam etmesi için aynı vizyona sahip siyasi ve bürokratik iradenin gerektiğini yoksa bu teknolojik hamlelerin akamete uğramasının her zaman mümkün olduğunu dile getirdi. Peki, muhalefetten bir Allah kulu çıkıp da "İktidara geldiğimizde aynı vizyonla savunma sanayiimizde devrim yapmaya devam edeceğiz..." yollu bir teminat verdi mi?
Teminat veren var ama Türkiye'nin düşmanlarına! Hem de Kılıçdaroğlu'nun Başdanışmanı Ünal Çeviköz örneğinde olduğu gibi, Mavi Vatan davamızı "saldırgan ve yayılmacı" ilan edecek kadar. Bu kafa pusudayken düşmana ne gerek var!..
'MİLLET İTTİFAKI ŞEYTANLA BİLE İTTİFAK YAPMAYI UYGUN GÖRÜYOR'
HASAN BASRİ YALÇIN - SABAH
"Kürt sorununu HDP ile çözeceğiz" diyen Kılıçdaroğlu'na, Temelli adres olarak İmralı'yı göstermiş. HDP'nin sahibinin PKK olduğunu anlatmış. Bunda tuhaf bir durum yok. HDP baştan beri aynı çizgide. PKK ile olan bağlantısını hiçbir zaman inkâr etmedi. Onlar "Sırtımızı Kandil'e dayıyoruz" diyor. Millet İttifakı, "HDP'yi şeytanlaştırmayalım" diyor. Onlar teröristbaşı "Apo'nun heykelini dikeceğiz" diyor. Kılıçdaroğlu, "Demirtaş'ın hapiste olması zulümdür" diyor. Meral Akşener, Demirtaş'la kahvaltı yapacakmış. Kılıçdaroğlu, PYD'yi terör örgütü olarak görmezmiş. PYD, Türkiye'ye saldırmazmış. Tüm bu laflar edilirken, Millet İttifakı'nın kendini mecbur hissettiği HDP yerinden bir adım kıpırdamadı. Aksine özgüveni gittikçe arttı. Oy uğruna bu bağlantıyı görmezden gelenler lütfen şaşırmış gibi yapmasın. Çok basit bir gerçeği inkâr etmenin bir anlamı yok. Bundan yaklaşık iki yıl kadar önce konuya dair nihai kanaatimi beyan etmiştim. Tekrar edelim. Millet İttifakı öylesine bir hale geldi ki, şeytanla bile pazarlık ve ittifak yapmayı uygun görüyor.
'TÜRKİYE’Yİ HAYDUT ABD’NİN GÜDÜMÜNE SOKMAK İSTİYORLAR'
TAMER KORKMAZ - YENİŞAFAK
Amerikan Alman Marshall Fonu (GMF) adlı düşünce kuruluşunun geçen seneki çevrimiçi panelinde, bakınız neler demişti: CHP’nin iktidarında S-400’leri iptal edeceğiz. KKTC’de kapalı kent Maraş’ın açılmasını istemiyoruz. Türkiye, Libya’ya silah ambargosu içeren BM kararına uymadı. Türkiye, Suriye’den çekilmeli; oradaki Kürtlerle ilişkiler geliştirilmeli. Transatlantik birlik yeniden kurulmalı; bu Türkiye’yi NATO’ya geri getirecektir.
ABD’nin Seçilmiş Başkanı Joe Biden’dan Türkiye için “demokrasi” vurgusu bekliyoruz.
(20 Kasım 2020) CHP’nin, iktidara gelmesi halinde… Türkiye’mizin milli menfaatlerini terk ederek, başta Haydut ABD olmak üzere Batılı devletlerin güdümüne gireceğini göstermeye yetiyor!
CHP MEDYASINDAN HDP’YE SİTEM: YAHU BİZ SİZİ KURTARMAYA ÇALIŞIYORUZ
'HDP’LİLER TEMELLİ’NİN AÇIKLAMASINDAN RAHATSIZ'
İSMAİL SAYMAZ – HALK TV
HDP'lilere "Şu halde Sezai Temelli'yi haklı buluyorsunuz" dedim. "Asla!" dediler. "Neden?" diye sordum. HDP'nin kurumsal olarak Kılıçdaroğlu'na yanıt vermediğini hatırlatarak şöyle dediler: "Temelli'nin sözleri HDP'yi hiçleştiriyor. 'Asıl muhatap İmralı'dır' demekle, 'Ben meseleyi HDP ile çözerim' diyen anlayışı yok sayıyor. Kamuoyu bu şekilde algıladı. HDP'nin aktör olmasını istiyoruz. HDP'nin vesayet altında olduğu algısını istemiyoruz. HDP çoğulcu bir partidir. Temelli, o iradeyi hiçleştiren bir algı yarattı. 'Asıl' ifadesi, 'Biz yokuz, aslında o var' diye yorumlandı." HDP'liler Temelli'nin yalnızca milletvekili olduğunu, parti içinde bir bileşeni temsil etmediğini ve kurumsal görüşü yansıtmadığını belirtiyor. Şöyle diyorlar:
"Temelli'nin açıklamaları ciddi anlamda sorumsuzluktur. Bizlerde rahatsızlık yarattı. Kurullarımızdan böyle bir açıklama çıkmaz. Böyle bir görüş partiden çıksa kriz olurdu."