23 Aralık 2024 Pazartesi
İstanbul
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

22 Haziran Medyanın Halleri

22 Haziran Medyanın Halleri... Köşe yazarlarının gündemi ne? Gazetelerde neler var? Köşe yazılarında öne çıkanlar neler?

22 Haziran Medyanın Halleri... Köşe yazarlarının gündemi ne? Gazetelerde neler var? Köşe yazılarında öne çıkanlar neler?
A+ A-
NADİR TEMELOĞLU

FETÖ’DEN YENİ ATAK

NEDİM ŞENER - HÜRRİYET

15 Temmuz darbe girişiminden bu yana 8 yılda her gün işlediği suçları inkar eden hatta iftira atan FETÖ’cüler koruma altında oldukları Avrupa ve ABD’de kesintisiz lobi çalışmalarına devam ediyor. Güvenlik kaynaklarının edindiği bilgiye göre şimdi de ABD Başkanı Joe Biden’e bir mektup yazmaya hazırlanıyorlar.

FETÖ’nün içinden gelen itiraflar, Gülen’in sağlık durumu ve başka bir eve kaçırılması örgüt içinde çatlağın daha da derinleşmesine neden olurken, bazı ABD’li kongre üyelerinin de katkısıyla bir mektup hazırladıkları öğrenildi.

FETÖ’cüler hazırladıkları mektupta, 15 Temmuz darbe girişimine hiç değinmeden, örgüt mensuplarına yönelik “haksız politikalar” izlendiğine yer veriyor. Mektupla, Türkiye ile ABD arasındaki ikili ilişkilere müdahale çabası dikkat çekiyor. ABD’nin Türkiye’ye yaklaşımının “insan hakları temelli” olması talep edilip, ABD Başkanı Biden’ın Türk hükümetine baskı yapması isteniyor. Mektuptaki taleplerden biri Fethullahçı Terör Örgütü’ne mensup tutukluların şartsız serbest bırakılarak işlerine geri dönmelerinin sağlanması.

FETÖ’cüler, ABD Başkanı Joe Biden’a yazdıkları mektubu henüz paylaşmadı. Örgüt mektubu paylaşmadan önce bir imza kampanyası düzenlemeye başladı. FETÖ, mektuba atılacak imzaların sayısının artması ile ABD Başkanı Biden üzerinde örgütün etkisini artırmayı hedefliyor. FETÖ, Temmuz 2024’te ABD’de yapılacak ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın katılacağı NATO Liderler Zirvesi öncesinde adeta “son kozunu” oynuyor. ABD Başkanı Biden’a verecekleri mektubun NATO Liderler Zirvesi’nde de gündeme gelmesi için çalışmalar yapıyorlar.

KİM, KİME NE YAPMIŞ?

MELİH ALTINOK - SABAH

Kuzey Kore'de hayatın nasıl olduğuna dair kanaatlerimizin tek dayanağı Batı'nın anlattıkları.
Hangi ülkede sokağa çıkıp "Dünyanın en zalim yöneticisi kim?" diye sorsanız çoğunluktan "Kuzey Kore'nin lideri Kim Jong Un" cevabını alırsınız.

Evet bu algıda yıllardır ülkeyi kapalı kutu yöneten komünist partinin de payı var. Ancak bu ideolojik bir tercih değil. Mahallenin delisi, psikopatı imajının, kendilerine güç vehmedilmesini sağladığını görüyorlar.
Bu sayede hiçbir teknolojik altyapıları olmadan Ruslardan nükleer silah almayı başardılar. Asya'nın doğusundaki kurtlar sofrasında işgale uğramadan, rahatsız edilmeden varlıklarını bir şekilde korudular.

İkinci Dünya Savaşı sonrası oluşan yeni dengede hak etmedikleri bir aktör pozisyonu kazandılar.
ABD'nin ve küreselci medyanın şer odağı ilan ettiği Kuzey Kore'nin uluslararası arenada suçlandığı başlıklar da hava cıva. Delilleri tartışmalı katalog iddialar:

İnsan haklarını çiğnemek, insan kaçakçılığı, uluslararası sahtecilik, doğaya karşı suçlar, siber saldırı, silah kaçakçılığı, siyasi amaçlı eylem, yaptırımlara direnmek vs.

Pardon!

Bunu Irak'ta, Suriye'de, Afganistan'da milyonlarca sivili öldüren, dünyayı silaha, karşılıksız dolara gömen, PKK gibi dünya üzerinde ne kadar terör örgütü varsa silah veren, darbeler tertipleyen, dünyanın dört bir yanında işkencenin yasal olduğu Guantanamo benzeri hukuksuz cezaeviler kurup içine 77 milletten insanı tıkan ABD mi iddia ediyor?

Haklısınız, uzatmaya gerek yok. Sadece 7 Ekim'den bu yana 40 bin sivili katleden İsrail'le işbirliği hâlinde işledikleri soykırım suçu tek başına yeter.

Dünya üzerinde bir şeytandan bahsedeceksek, şeytanlıkta Kuzey Kore, ABD'nin eline su bile dökemez.
Bu arada hadi ABD ve Avrupa basını falan anlıyoruz; adamlar ülkelerinin düşmanlarıyla mücadele ediyorlar.

Peki solcusuyla sağcısıyla bizim basının Kuzey Kore masallarının üstüne atlamasını neyle izah edebiliriz?

‘PARYA’NIN İNTİKAMI

BERCAN TUTAR - SABAH

Yarım yüzyıl sonra ABD Başkanı Joe Biden döneminde biten anlaşmanın yenilenmemesi dikkat çekici.
Unutmayalım ki Biden 2020'deki seçim kampanyasında Suudi Veliaht Prens Muhammed Bin Selman'ı 'parya' diyerek aşağılamış ve ondan gazeteci Cemal Kaşıkçı'nın 2018'deki ölümünün hesabını soracağını ilan etmişti.

Riyad'ın kararı ABD için tam bir hezimete işaret ediyor. Kuşku yok ki petrodoların çöküşü dünyanın süper gücü ABD'nin de sonu olacak. Zira bu hamle küresel finans düzeninde büyük kırılmalara yol açacaktır.
Veliaht Prens, kendisine 'parya' diyen Biden'dan intikamını aldı.

Umarız akıbeti ABD'ye karşı petrol kozunu masaya sürdüğü için 25 Mart 1975'te suikast sonucu öldürülen Kral Faysal bin Abdülaziz El Suud gibi olmaz. Nitekim bölge medyasında daha şimdiden Veliaht Prens'e yönelik suikast iddiaları ve yalanlamalar gündeme gelmeye başladı bile. Her açıdan büyük sürprizlere gebe bir döneme giriyoruz.

İBB’NİN ADALAR SINAVI...

ÖZLEM YÜZAK - CUMHURİYET

Demokratik, katılımcı belediyecilik yapmak bu kadar zor mu? Bu inat niye?
İstanbul’un Adalar ilçesinde yaklaşık bir haftadır yaşananlar doğal olarak bu soruları da sorduruyor bizlere.

Biz Adalıların “azmanbüs” diye tanımladığı, boyutunun da şeklinin de ada yolları ile hiçbir şekilde uyuşmadığı bu minibüs dayatmasının büyük bir krize dönüştüğünü görüyoruz birlikte.

Hep yazdık söyledik, Adalar’ın ulaşım sorununu sadece “artan talep odaklı” ele alamazsınız, “anakent ulaşımı mantığı” ile çözemezsiniz, çözülmez, daha karmaşıklaşır diye. Onlarca toplantı, onlarca ulaşım çalıştayı yapıldı Adalar’da. Derdimizi anlattık, adanın dar yollarına uygun çözümler geliştirilmesi gerektiğini, SİT konumunun gözetilmesi gerektiğini vurguladık. Ama Türkiye’de hâkim olgu haline gelen “Ben yaptım oldu” anlayışını yıkamadık. Faytonlar kalktıktan sonra İETT tarafından ilk uygulamaya sokulan golf tipi ulaşım araçları (adabüsler) ada dokusu ile uyumluydu, sevimliydi. Ama bütünsel bir planlama olmadıkça yetersiz kalacağı da aşikârdı. Öyle de oldu, oluşan boşluğu kuralsız denetimsiz korsan taksiler doldurdu.

Medyanın Halleri