22 Kasım 2024 Cuma
İstanbul
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

23 Ağustos Medyanın Halleri

İşte günün öne çıkan köşe yazıları...

23 Ağustos Medyanın Halleri
A+ A-
HAZIRLAYAN: ERCAN DOLAPÇI

EMEKLİLER HEYECANLANDI

Abdülkadir Selvi

Memurlarla ilgili toplu sözleşmede yarın kritik bir dönemeç yaşanacak. Çalışma Bakanlığı revize teklifini sunacak. Hizmet kollarında önemli oranda uzlaşma görülüyor. Ama Çalışma Bakanı Vedat Işıkhan’ın kucaklayıcı dili ve Memur-Sen’in gayretlerine rağmen 2024 ve 2025 yılı memur maaş zammı hakeme gidebilir.

Ama benim asıl dikkat çekmek istediğim nokta emeklilerle ilgili. Emeklilere yapılan zammın yetersiz olduğunu, yılbaşı beklenmeden emeklilerin maaşlarında artış yapılması gerektiğini savunuyorum. Çünkü emekliler çok zor geçiniyorlar. Ayrıca emeklilere yapılan zammın düşük kalması nedeniyle bir duygusal kopuş yaşanıyor. Allahtan ki Cumhurbaşkanı Erdoğan bunun farkında.

Erdoğan, Macaristan gezisi dönüşünde, “Emeklilerle ilgili de ayrıca Bakanlığımız çalışmalarını sürdürüyor. Memurlarımıza bu zamlar gelirken, emeklilerimize hiçbir şeyin gelmemesi olacak bir şey değil. Onları da inşallah memnun edecek adımları atacağız.” dedi.

Erdoğan’ın sözü senettir. Cumhurbaşkanı’nın bu açıklaması emeklilerin yeniden umutlanmasına yol açtı.

65 YAŞA DOKUNMA

Zafer Şahin

Birçok büyükşehirde özel halk otobüsleri akaryakıt fiyatlarını gerekçe göstererek 65 yaş üstü ve engellileri ücretsiz taşımak istemiyor. İddia o ki, ekim ayından itibaren toplu taşımada ücretsiz biniş uygulaması sona erecek.

65 yaş üstünü rencide eden ve kanunla düzenlenmiş haklarını yok sayan bu durum kabul edilemez.
Allahtan Aile Bakanlığı, İstanbul, Bursa ve Gaziantep Büyükşehir Belediyeleri uygulamanın devam edeceğini açıklayarak yaşlıların yüreğine bir nebze su serpti. Ankara Büyükşehir Belediyesi ise konunun kendileri ile bir ilgisinin olmadığını, bakanlıkların özel halk otobüslerini desteklemesi durumunda 65 yaş üstünün Ankara’da ücretsiz toplu taşımadan yararlanmaya devam edeceğini duyurdu! Özetle, her zaman ki gibi topu hükümete attı.

Oysa bu işin bir tarafında belediyeler diğer tarafından ise Aile Bakanlığı var.

Bakanlık, İstanbul ve Ankara’da her bir ulaşım aracına 4 bin 500 lira, diğer büyükşehirlerde 3 bin 375 lira, illerde ise 2 bin 700 lira destek ödemesi yapıyor. 2015’ten beri 65 yaş üstü için özel halk otobüslerine yapılan destek ödemesi miktarı 1 milyar 740 milyon lira.

Mesele gerektiğinde taşın altına elini değil gövdeni koymakta. Sosyal medya belediyeciliği yapmak kolay. Zor zamanlarda sosyal belediyecilik yapmaksa herkesin harcı değil.

KAFAYI ONLARA MI TAKALIM?

Salih Tuna

Biliyorum, dış ilişkiler doğası itibarıyla pragmatiktir, fazla ilke kaldırmaz. Belirleyici olan karşılıklı çıkar ilişkisidir.

Yine biliyorum, zilletten uzak durmak gerek ama dış ilişkilerde romantizme yer yoktur.

Lakin asıl romantik olan, Türkiye'nin parçalanmayı göze almadan ABD'nin gözüne girme şansının artık kalmadığını görmemektir...

ABD'yle sorunlu olan ülkelere gelince salim arkadaşlar kaptırıp gidiyorlar.

İran mı dediniz? Hep sırtımızdan hançerlemiştir. Çin mi dediniz? Doğu Türkistanlı kardeşlerimize yaptıklarını affedemeyiz. Rusya mı dediniz? Moskof mezalimini unutamayız...

Ne yapalım peki?

Birkaç gün evvel PKK ile uçaksavar ve zırhlı muharebe araçlarıyla Kamışlı'da tatbikat yapan ve KKTC'de yol yapımına müdahale eden BM Barış Gücü askerlerini arkalarcasına donanmasını Limasol'a gönderen ABD dururken...

KKTC'yi kınayacak BMGK tasarısını veto eden Rusya'ya mı kafayı takalım?

KIBRIS'TA EMPERYALİST HEVES EKSİLMİYOR

Yaşar Hacısalihoğlu

Bir adadan iki devlet çıkmaz diye ne uluslararası hukuk kuralı ne de uluslararası ilişkiler teamülü vardır. Öyle olsa Haiti ile Dominik Cumhuriyeti'ni ikiye bölmezdiler. Tamamen emperyalist refleksle jeopolitik çıkarları neyi gerektiriyorsa öyle davrananlara verilecek tek cevap; başaramayacaksınız olmalıdır.
Buna bağlı olarak KKTC'nin tanınması için aynı kararlılık devam etmelidir. İki devletli yapıyı benimseyenlerin zeminlerinden uzak durulmalıdır.

Doğu Akdeniz'in yeni enerji jeopolitiğinin önemli bir boyutu olan Kıbrıs adasında Türk varlığının, bağımsız iradesiyle var olmaya devam edeceğinin reddedilemez olduğunun altı her an çizilmelidir.
KKTC'nin yeni adı Kıbrıs Türk Cumhuriyeti olmalıdır.

Kıbrıs davamızdan asla taviz verilmeyeceğini de emperyalist ülkelere ve onların kumandasındaki sözde küresel kuruluşların belleklerine kazınması için mücadeleden asla geri adım atılmamalıdır.

TRANS ÇOCUK YOKTUR, SAĞLAM CUKKA VARDIR

İsmail Kılıçarslan

Soru şudur: 6-7 yaşındaki bir çocuk, çizgi filmde izlediği bir süper kahramana dönüşmek istediğinde ailesi ona “Tabii ki dönüşebilirsin, çünkü bu senin istediğin bir şey, ne istiyorsan o olabilirsin” mi der “Onlar çizgi film, böyle şeyler ancak filmlerde olur. İnsan uçamaz, gözünden lazer çıkaramaz, örümcek ağları fırlatarak binalar arasında fink atamaz” mı?

Peki ama 6-7 yaşındaki bir erkek çocuğu “Ben kız olmak istiyorum” yahut bir kız çocuğu “Ben yanlış bedende doğmuşum, hayatıma erkek olarak devam etmek istiyorum” dediğinde LGBT ideolojisi niçin ailelerden bu taleplere kayıtsız şartsız “evet” demelerini bekliyor, hatta dahası bunu şart koşuyor?
Sebebi açık. 6-7 yaşında bir çocuğu “cinsiyetini değiştirmek” üzere bir hormon tedavisine alır, o çocuğu 14-15 yaşına geldiğinde bıçak altına yatırırsanız o geri dönüşü olmayan yola da sokmuş olursunuz onu. Artık o çocuk hem LGBT ideolojisinin hem de kapitalizmin vicdansız köpeklerinin “kölesi” haline gelir.

BEKA MESELESİ VE TARIM!

Alparslan Tekbaş

Tarım sektörü güvenlik, savunma ve diğer sektörlerden daha önemlidir, daha önceliklidir! Maslow’un “İhtiyaçlar Hiyerarşisi”ne baktığımızda bunu rahatlıkla görebiliriz. İlk öncelik fizyolojik: “Yiyecek, su, barınak, uyku”ya karşılık gelir.

Sonra “güvenlik, sosyal, aidiyet ve kendini gerçekleştirme” gelir. Özellikle GIDA GÜVENLİĞİ çok önemlidir!
Yeterince beslenemeyen, gıdadan yoksun bir insan ne kendisini koruyabilir ne ailesini besleyebilir ne de ülkesini savunabilir! Hiçbir aç insan ailesini, bölgesini ve ülkesini savunamaz!

Son Söz: Gıda, su, beyin stratejik ürünlerdir. Ülke olarak giderek ülkemiz tarımını heba ediyor; satranç yerine sürekli dama oynuyoruz. Günümüzde bekayı oluşturan dört temel noktalardan üçü ön plana çıksa da bizim “asıl beka sorunumuz TARIMDIR!”

Emeklilik KKTC Kıbrıs Doğu Akdeniz köşe yazıları köşe yazıları öne çıkanlar