23 Haziran Medyanın Halleri
23 Haziran Medyanın Halleri... Köşe yazarlarının gündemi ne? Gazetelerde neler var? Köşe yazılarında öne çıkanlar neler?
TERÖRİST YATAĞI ALMANYA...
TUNCA BELGİN - MİLLİYET
Federal Anayasayı Koruma Teşkilatı (BfV)’nin 2023 raporuna göre; Almanya’da aşırı sağcılar ve terör örgütü PKK’lı sayısında artış var...15 bini bulan mensubuyla da PKK, Almanya’da “en güçlü aşırılıkçı örgüt.” Hem sayısal hem de yasa dışı yollarla her yıl elde ettiği gelir açısından… Bunlar Almanya adına resmen “bizim ülkemiz terörist yatağı” itirafı. Hem de raporun detaylarına bakıldıkça daha da alçaklaşan bir boyutta. Mesela PKK’nın Avrupa’da büyük ölçüde şiddetten uzak bir görüntü sergilemeye çalışırken Türkiye’de terör saldırılarına devam ettiği vurgulanan raporu açıklayan BfV’nin Başkanı Thomas Haldenwang hiç utanmadan bir de ne diyor? “PKK Almanya’yı daha çok bir dinlenme ve geri çekilme yeri olarak görüyor.”
Yani teröristler gidiyor, eylemlere katılıp kan döküyor, sonra Almanya’ya geri dönüyor. Bu bağlamda da 2013 Haziran ayından bu yana 300’den fazla kişi Almanya’dan terör örgütü PKK’ya katılmak üzere ayrılmış, gidenlerden 41’i ölmüş, 160’ı da tekrar geri dönmüş. Bunlar da raporda kayda geçip bilinenler...
Açıkçası sözde PKK’yı terör örgütü olarak kabul eden Almanya, nasıl olsa bize dokunmuyorlar diye resmen teröristlere yardım, yataklık yapıyor… Elleri kanlı katilleri koruyup, kolluyor. PKK’nın ideologlarının Orta Doğu’da değil ABD ve Avrupa’da oldukları, hepsinin de MİT tarafından yakın takibe alındıkları da biliniyor zaten...
İSRAİL, ERMENİSTAN’IN FİLİSTİN’İ TANIMASI İÇİN ELİNDEN GELENİ YAPTI
MELİH ALTINOK - SABAH
Ermenistan, Filistin devletini resmen tanıdığını açıkladı. Erivan, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nun Gazze'de derhal ateşkes çağrısında bulunan kararlarına katıldığının da altını kalınca çizdi.
İsrail ise Ermenistan'ın İsrail'deki büyükelçisinin, ülkesinin Filistin'i tanıma kararı üzerine kınama amacıyla Dışişleri Bakanlığı'na çağrıldığını açıkladı.
Ne var ki bu iki ülke arasındaki yeni bir duruma işaret etmiyor. Zira varoluşlarını soykırım tezi üzerine kuran iki devlet sürekli bir rekabet hâlinde.
Öncelikle, soykırım kavramını "holokost" olarak markalaştıran İsrail, yegâne mağdur pozisyonunu kaybetmemek için Erivan'ın soykırım iddiasını resmen tanımakta direniyor.
İkincisi, İsrail'in Ermenistan'ın ezeli ve ebedi düşmanı Azerbaycan'la tarihi, kültürel ve siyasi bağları da var. Ülkede 20 bin Yahudi yaşıyor. 1995 yılından beri parlamentolarında en az bir Yahudi milletvekilinin bulunması geleneğini sürdürüyorlar. Ayrıca Tel Aviv, İran'daki Azeri nüfusun varlığını da önemsiyor. İsrail'in Karabağ Savaşı'nda Azeri ordusuna destek olduğunu da biliyoruz. Hatta geçen yıl da Azerbaycan, İsrail'de büyükelçilik açmıştı.
Paşinyan zaman zaman aceleci kararın altına imza atsa da bence elindeki güç ve imkânlar doğrultusunda Ermenistan'ın kabuğunu kırmak için cesur hamleler yapıyor. Soykırım tezine yönelik eleştirel, gerçekçi tavır alıyor. Muhalefetin ve diasporanın baskılarına aldırmadan Türkiye ile yumuşama siyaseti izliyor. Şimdiki Filistin'i tanıma kararı da zincirin sol halkası.
Kuşkusuz Paşinyan'ın bu adımının hemen öncesinde Cumhurbaşkanı Erdoğan'la yaptığı görüşmenin de etkisi vardır. Ama İsrail'in de elinden geleni yaptığı ortada.
DEVLET, LAİKLİK VE CEMAATLER
FUAT BOL - HÜRRİYET
Devletin hakkını devlete vermemek demek, devleti milli kılmamak yani, FETÖ (ABD-CIA) gibi unsurlara (iç ve dış vesayet odaklarına) teslim edilip çığırından çıkarılmasıdır. 1940’lı yıllardan başlayan bu denli teslimiyet süreci, gelip geçen tüm iktidarlar (sivil ve askeri) boyunca devam etmiş ve 15 Temmuz 2016’da ‘kazanın patlaması’yla ayyuka çıkarak, kralın çıplaklığı gözler önüne serilmiştir.
Ve bundan böyle, kuzgunun leşe gelmemesi için de devlet (milli) başa geçmiştir.
Artık devletin hakkının devlete, dinin (dindarın) hakkının dine (dindara) verilme zamanıdır.
Peki, bu nasıl olacaktır? Cumhuriyet rejiminde bunun yegâne yolu laikliği gerçek manasıyla uygulamakla mümkündür. Devlet bir yandan dine ve dindara müdahale etmeyecek lakin devlete müdahale etmek isteyen dini oluşumların (FETÖ gibi) tepesine, çelik balyozla inecektir.
Hangi dini oluşumun (cemaat) devlete kadro yetiştirdiğini ve devlette kadrolaşmak istediğini bilmeyen ve önlemini almayan devlete devlet denebilir mi? Devlet devletse, kendisini ele geçirmeye yönelik, aleyhinde olabilecek her hareketi bilmek ve onu etkisiz kılmak zorundadır.
CİBALİ TRAMVAY DURAĞI’NA ORHAN KEMAL ADI YAKIŞIR
AHMET HAKAN - HÜRRİYET
Cibali, Orhan Kemal romanlarının yazıldığı yerdir.
Cibali, Orhan Kemal romanlarında konu edilen bir yerdir.
Orhan Kemal, Cibali’yle özdeşleşmiştir.
Cibali Tramvay Durağı’na Orhan Kemal’in adının verilmesi için çağrılar yapılıyor.
“Yakışır” diyorum ve tam destek veriyorum.