31 Ekim 2024 Perşembe
İstanbul 16°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

23 Nisan'ın iki çizgisi

Türkiye Liseliler Birliği Genel Başkanı Barış DİKMEN yazdı...

23 Nisan'ın iki çizgisi
A+ A-
BARIŞ DİKMEN

“Bir millet, varlığı ve hukuku için bütün kuvvetiyle, bütün fikri ve maddi güçleriyle alakadar olmazsa, bir millet kendi kuvvetine dayanarak varlığını ve bağımsızlığını temin etmezse şunun, bunun oyuncağı olmaktan kurtulamaz. Milli hayatımız, tarihimiz ve son devirde idare tarzımız, buna pek güzel delildir. Bu sebeple teşkilatımızda milli güçlerin etken ve milli iradenin hakim olması esası kabul edilmiştir. Bugün bütün cihanın milletleri yalnız bir egemenlik tanırlar: Milli egemenlik…”

Mustafa Kemal Atatürk’ün Milli egemenlik tanımı sadece gününün gerçekliklerini değil, bugün de güncelliğini ve nesnelliğini hala korumaktadır. 23 Nisan’da kurulan meclisimiz uçurumun kenarında bulunan yıkık bir ülkeyi çağdaş, müreffeh ve tam bağımsız olmasını sağlamıştır. Millî mücadeleyi tek bir cephede, tek bir yumrukta, tek bir disiplinde toplamıştır. Halkı ülke yönetiminin öznesi yapmış, artık söz milletin olmuştur. O yüzden şunu rahatlıkla söyleyebiliriz. 23 Nisan büyük bir mücadelenin hem başlangıcı hem de sonucudur. Çünkü halkı örgütlemiştir. Ancak örgütlü olan Türk Milleti Kurtuluş Savaşı'nı zaferle sonuçlandırabilirdi.

Meclisimizin kuruluşu, tam bağımsız Türkiye’nin yapı taşı, Türk Devriminin doruğudur.

23 NİSAN’DA KUTLANAN İKİ BAYRAM

Türk Devriminin 102.Yılında, 23 Nisan’ın Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı olması sebebiyle Türkiye genelinde çeşitli törenler ve etkinlikler düzenlendi. Yüzlerce kutlama vardı. Bir kutlama haricinde hepsi 23 Nisan’ı sadece “Çocuk bayramı” olması üzerinde durdu.

Türkiye Liseliler Birliği’nin önderliğinde gerçekleşen “Z Kuşağı Değil Türk Gençliğiyiz” sloganıyla çıktığı, Birinci Meclis önünden Anıtkabir’e kadar yürüdüğü görkemli yürüyüş.

Söz bu kez liselilerdeydi. Konuşmaları liselilerin önderliğini yapan 3 arkadaşımız gerçekleştirdi. Öyle bir günlük bir konuşma değildi. Ya da 23 Nisan olduğu için senede 1 kere oturtulan koltuklara da benzemiyordu.

Söz artık Türk Gençliğindeydi. Söz Türkiye’nin ileride Cumhurbaşkanı, Meclis Başkanı, Milletvekili olacak liselilerdeydi. Söz Mustafa Kemal Atatürk’ün Cumhuriyeti emanet ettiği Türk Gençliğindeydi!

ENGİNLERE SIĞMAYIP TAŞANLAR

Konuşmalarında ülkemize dayatılan kültür emperyalizmine karşı mücadele kararlılığı vardı. Aileye, Türk kültürüne, milletine ve insana yabancılaştıran Z Kuşağı safsatalarını yerle bir eden konuşmalar gerçekleştirildi. Disney, Netfilix ve Tiktok gibi gençliğe dayatılan ahlaki çürüme hedef alındı. Geçmişinden kopartılmak istenilen, gençliğin tarihini 2000 yılından itibaren başlatan saldırılara karşı, o alanda Namık Kemaller, Jöntürkler, Mustafa Kemaller vardı. PKK’nın alçakça şehit ettiği Eren Bülbüller, Aybüke Yalçınlar vardı.

Ülkemizi silahlarla, bombalarla dize getiremeyenler “Z Kuşağı” adı altında gençliğe saldırıyor. Enginlere sığmayıp taşan bir gençliği “Z Kuşağı” kalıplarına sıkıştırmak istiyorlar.

Çünkü gençlik gelecektir. Yarınların sahibidir. Gençliği hedef almak, Türkiye’nin geleceğini hedef almaktır. Türk Gençliği Milli Egemenliğin teminatıdır! Bir milletin gençliği yoksa gelecek karanlıktır.

O yüzden bu saldırıların gençliğe yönelik olması manidardır.

TÜRKİYE’YE KURULAN TUZAKLAR

Ülkemize yönelik saldırılar sadece “Z Kuşağı” adı altında gelmiyor. Türkiye’nin başkentinden, meclisimizden dahi ülkemize yönelik saldırılar gerçekleşiyor.

23 Nisan günü PKK’nın siyasi uzantısı HDP’nin Milletvekili Garo Paylan “Ermeni Soykırımının” tanınması için meclisimize kanun teklifi sundu. Bu kanun teklifinin amacı Türkiye’yi soykırımcı bir millet ilan etmek, Dünya kamuoyunda Türkiye’nin elini kolunu bağlamaktır. Hukuki anlamda hiçbir bağlayıcılığı olmayan bu kanun teklifi yok hükmündedir!

Emperyalizm, yabancı ülkelerin meclislerinde/parlamentolarında Türkleri soykırım yapmakla suçlayan kararlar aldırmaktadır. HDP’nin yapmış olduğu bu çıkışta emperyalizme doğrudan hizmet ettiğini açıkça göstermektedir.

Emperyalistlerin aparatlığını yapan HDP, Amerika’nın kara gücüm dediği terör örgütü PKK ve onun türevleriyle yapamadıklarını çeşitli ayak oyunlarıyla, kanun teklifleriyle yapmak istemektedir.

HDP’nin bu alçakça tavrına karşı sessiz kalmamız mümkün değildir.

GENÇLİK GELECEĞİNE SAHİP ÇIKIYOR

Ne Türk Gençliğini Z Kuşağı safsatalarına sıkıştırabilirler ne de Türk Milletini soykırımcı bir millet olarak ilan edebilirler.

Tarihi şanla, şerefle dolu olan bir milleti diz üstüne çökertemezler.

Milli egemenliğimizi esaret altına bırakamazlar.

Gençliği milli kültüründen alıkoyamazlar.

Çünkü Türkiye’nin en büyük liseli teşkilatı Türkiye Liseliler Birliği, en büyük gençlik teşkilatı Türkiye Gençlik Birliği var.

Biz var olduğumuz sürece bu saldırılara karşı göğsümüzü siper etmekten çekinmeyeceğiz.

23 Nisan’da gösterdiğimiz kararlılık katlanarak devam edecek, ülkemizin yönetiminde söz sahibi olacaktır.

Gelecek biziz, biz Türk Gençliğiyiz!

TLB Atatürk 23 nisan türkiye liseliler birliği barış dikmen