Yandex
29 Nisan 2025 Salı
İstanbul 13°
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

23 Şubat Almanya seçimleri! Merkel, partisine karşı

Almanya’da 23 Şubat’ta erken genel seçim yapılacak. Eski Almanya Şansölyesi Angela Merkel, seçime kısa zaman kala Hristiyan Demokrat Birlik (CDU) lideri Friedrich Merz’i eleştiren bir röportaj verdi. Merkel, Merz ‘kırmızı çizgiyi aştı’ dedi.

23 Şubat Almanya seçimleri! Almanya seçime gidiyor! Almanya’da partilerin seçim stratejileri... Merkel kimi destekliyor?

2000-2018 yılları arasında CDU’nun lideri, 2005-2021 arasında ise Şansölye olan Angela Merkel, Alman Die Zeit dergisine verdiği röportajla, seçim hararetindeki Alman siyasi hayatında bir kez ses getirdi.

PROTESTO DALGASI

CDU geçen hafta Mecliste, sosyal demokratlar, liberaller ve genel olarak “yerleşik siyaset” tarafından “aşırı sağ” olarak isimlendirilen ve “Nazi ideolojisini” sürdürmekle itham edilen AfD’nin desteğiyle “göçün sınırlandırılması” üzerine bir önerge sundu. Önerge Meclisten geçti, fakat yasa tasarısı, Meclisten geçemedi. Mecliste büyük tartışmalar yaşandı. Almanya’nın birçok kentinde yüz binlerce insan protesto eylemleri düzenledi. Sonuç olarak yasa önergesi kabul edilmedi.

YANGIN DUVARI

Büyük tartışmalar kopmasının ve kitlesel protestoların nedeni yalnızca bu yasa önergesi de değil. CDU’nun 23 Şubat’ta yapılacak seçimde birinci parti olması kesin gibi. Fakat hükümet kurmak için koalisyona ihtiyacı var. CDU lideri Merz, daha önceki açıklamalarında AfD ile koalisyon kurmayacaklarını söylemişti. Fakat daha sonra bundan vazgeçti ve AfD ile çalışabileceklerini söyledi. Bunun ardından, AfD’nin en çok vurguladığı konu olan “göçmen” konusunda bu partiyle mecliste birlikte ortak önerge ve yasa tasarısı geldi.

Bu durum, yalnızca Merz’in önceki sözlerine değil, bizzat CDU’nun 2018’deki parti konferansında aldığı bir kararla da ters düşüyor. CDU kararda “Sol Parti ve AfD ile koalisyonları ve benzer işbirliği biçimlerini reddettiğini” ilan ediyordu. Almanya’da bu “yangın duvarı” (Brandmauer) olarak adlandırılıyor ve “aşırı” partilerle işbirliği yapmama tutumunu ifade ediyor.

‘BİZ BAŞARIRIZ’

İşte Merkel, böyle bir arka plan üzerinde röportaj verdi ve CDU’nun bu tutumuna “sessiz kalamayacağını” söyledi. Merkel’in bu konuda kendi partisini eleştirmesi en azından iki bakımdan çarpıcı. Birincisi Merkel, Almanya’nın son yirmi yılını şekillendirmiş başlıca insanlardan biri. İkincisiyse; 2015’ten beri giderek artarak Alman siyasetinin merkezine oturan “göçmen” tartışması, önemli ölçüde Merkel yönetiminin kararlarıyla ilgili.

Suriye’deki savaşın yoğunlaştığı ve yüz binlerce insanın ülkeden ayrıldığı 2015 yılında Merkel yönetimi, yüz binlerce Suriyeliyi Almanya’ya kabul etti. Bugün Almanya’da 1 milyonun üzerinde Suriyeli var. Merkel’in göçmenlere Almanya’nın kapılarını açarken sloganı “Biz bunu başarırız”dı (Wirschaffendas). Fakat ülkede bugün ne kadar “başardıkları” konusunda şüphe hakim. Birçok yorumcu son göç dalgasında gelen insanların topluma“entegrasyonunun” sağlanıp sağlanmadığını sorguluyor. Birçokları açıkça başarısız olunduğunu söylüyor.

Dolayısıyla oklar, bir yerde Merkel’i gösteriyor. Merkel, Merz’i eleştirdiği röportajda aslında bu konuya da AfD’nin yükselişi üzerinden yanıt veriyor. Merkel “Ben görevi bıraktığımda AfD yüzde 11’deydi. Oy oranlarının yüzde 20’nin üzerine çıkması artık benim sorumluluğumda değil” diyor.

Seçime giderken Almanya’da siyasetin başlıca belirleyenlerinden biri “göç” konusu. Ve dolayısıyla AfD.

Almanya’nın tek pan-Avrupa partisi ‘Volt’

23 Şubat Almanya seçimleri! Merkel, partisine karşı - Resim : 1

Avrupa genelinde Avrupa Birliği’ne, en azından mevcut Brüksel yapısına karşıtlık yükselişte. Özellikle Brexit’le AB’den ayrılma seçeneğinin fiili olarak hayata geçmesinin ardından mesele daha ileri bir boyut kazandı.

‘EUROSCEPTICS’

AB’ye bağlı, başını sosyal demokrat ve liberallerin çektiği düşünce, AB’ye karşı bu tepkiler için bir isim de bulmuş durumda: “Eurosceptics”. “Euro”, Avrupa anlamına geliyor, “sceptics” ise “kuşkucu”; yani AB’den kuşku duyanlar.

AB’ye kıta genelinde milliyetçi ve sağ kanattan partilerden (sosyal demokratlar ve liberaller bu partileri “aşırı sağ” ve “popülist” olarak adlandırmayı tercih ediyor) tepkiler yükselirken, bu tepkilere karşı bir tepki de yükseliyor. Bunların ilginç örneklerinden biri “Volt” isimli parti.

Volt, 29 Mart 2017’de kurulmuş “pan-Avrupa” bir parti, yani tek tek ülkelerden çok Avrupa çapında çalışıyor. Şu an otuzdan fazla ülkede temsilcilikleri var.

AVRUPA ENTEGRASYONU

Volt; üye, yönetici ve adaylarında diğer partilere kıyasla gençleri öne çıkarmasıyla dikkat çekiyor. Volt, 2024’teki Avrupa Parlamentosu seçimleri için hazırladıkları programda Avrupalı gençlere “Avrupa’nın değerini bilin ve elinizdekileri kaybetmeyin” diyordu: Dünya genelinde giderek daha fazla çatışma patlak verirken, çoğumuzun onlarca yıldır barış ve güvenlik içinde yaşadığımız için ne kadar şanslı olduğumuzu hatırlıyoruz. Tarihte eşine az rastlanır bu barış dönemini Avrupa entegrasyon sürecine borçluyuz. Bu süreç Avrupalıların büyük çoğunluğuna sadece istikrar değil aynı zamanda eşi benzeri görülmemiş bir zenginlik de getirmiştir.

Ancak Avrupa projesi ne kadar başarılı olursa olsun, hala potansiyelinin tamamına ulaşabilmiş değil. Kıtamızdaki insanlar gerçek krizlerle karşı karşıya: sınırlarımızdaki savaşlar, iklim felaketi ve yaygın yoksulluktan, sığınma arayan insanlara yönelik insanlık dışı muameleye ve ekonomik durgunluğa kadar. Ve bu sorunlar çözülmüyor.”

Volt, Almanya’da bilhassa güçlü. Tabii “güçlü” derken diğer ülkelere ve önceki oy oranına göre. Haziran 2024’teki Avrupa Parlamentosu seçiminde Volt Almanya’da azımsanmayacak bir oy aldı. 2019’da Avrupa Parlamentosu seçiminde 249,098 kişiden oy alarak yüzde 0,7 oran elde eden Volt, 2024’te oy sayısını 4 kattan fazla artırdı: 1,023,681 kişinin oyuyla yüzde 2,6 oy oranı.

SİYASET DIŞI ‘ÇÖZÜM’

Volt, şimdi 23 Şubat’taki Almanya’daki genel seçime hazırlanıyor. Bir siyasi parti için söylenmesi tuhaf ama: Volt, bazı “siyasi” tavırlar gösteriyor olsa da, büyük ölçüde siyaset dışı bir “çözüm üreten parti” dili tutturuyor. Teknokratça bir dilin “genççesi” denebilir. Seçim programında şöyle diyorlar: “Eski siyasi reçeteler bizi buraya, savaşlarla, yükselen faşizmle ve tırmanan iklim kriziyle dolu bir dünyaya taşıdı.

Tüm bunlar değişim, yeni bir politika gerektiriyor. Bu da somut çözümler ve bunları uygulama cesareti gerektiriyor. Volt işte bunu öneriyor.

Etrafımızdaki dünya giderek daha hızlı dönerken, Alman siyaseti modası geçmiş yapılara ve ideolojik siper savaşlarına sıkışmış durumda. Volt olarak bizim net bir vizyonumuz var: nihayet değişmeye cesaret edebilen bir Almanya. Sadece sorunları yöneten değil, aynı zamanda onları gerçekten çözen bir politika.”

Seçim programında Volt, Almanya’daki tek pan-Avrupa parti olduğuna dikkat çekiyor ve Avrupa’daki başarıları uygulamaları Almanya’ya taşıma vaadinde bulunuyor:“(…) Çünkü biz tek Pan-Avrupa partisiyiz. Avrupalı gibi düşünüyor ve davranıyoruz. Tüm ülkelerdeki en iyi çözümleri biliyoruz. Komşularımızın başarılı konseptlerini Almanya’ya getiriyoruz. Biz ideolojiler ve güç oyunları açısından değil, çözümler açısından düşünüyoruz.”

Sol Parti (die Linke) Meclise girmeyi başarabilecek mi?

23 Şubat Almanya seçimleri! Merkel, partisine karşı - Resim : 2

Almanya seçime yaklaşıyor. Seçime giren bazı partiler Meclise girmek için gerekli olan yüzde 5 eşiğini aşmaya çalışıyor. Onlardan biri, Sol Parti (die Linke).

Mecliste temsiliyet kazanmak için bir yol daha var: Ülkedeki seçim bölgelerinin en az üçünden birinci parti olarak çıkmak. Linke, ikisinden birini başarıp meclise girmeye çalışıyor.

DÜŞEN OY ORANLARI

Linke, Haziran 2024’teki Avrupa Parlamentosu seçiminde yüzde 2,7 oy aldı. Bu 1.091.586 kişinin oyuna tekabül ediyor. Bu, 2019’daki bir önceki Avrupa Parlamentosu seçime göre yarı yarıya seçmen kaybı demek. 2019’da Linke 2.056.049 kişinin oyunu alarak yüzde 5,5 oranını bulmuştu.

Almanya’daki genel seçimlerdeki duruma bakıldığında; Linke 2009’da yüzde 11,9’la tarihinin en yüksek oy oranına erişti. 2021’de ise bu oran 4,9’a kadar düştü.

Ayrıca Linke son iki yılda, bilhassa iç bölünme süreciyle meşgul oldu. Partinin liderlerinden Sahra Wagenknecht, uzun süren eleştirilerinin ardından partiden ayrılarak kendi başkanlığında bir parti kurarak Linke’den önemli sayıda yönetici, üye ve oy çekti.

ZENGİN ÜLKEDE NEDEN YOKSUNLUK?

Linke’nin bu seçimde Almanlara temel sözü, “Daha fazlasını hak ediyorsunuz”. Seçim çağrısı bunu şöyle açıklıyor:“Gıda, kira, gaz ve elektrik: her şey daha pahalı hale geldi. İyi okullar, hastaneler ya da bakım için para kalmadığı söyleniyor. Ancak CDU/CSU, SPD, Yeşiller ve FDP, parayı multimilyonerlerden almak yerine son yıllarda ülkeyi iliklerine kadar sömürdü. Siz, bu partilerden daha fazlasını hak ediyorsunuz. İyi bir yaşamı, işleyen bir ülkeyi, emeğinizin karşılığını almayı ve sosyal güvenceyi hak ediyorsunuz!”

Linke, bol parası olan bir ülkede artan enflasyon ve hayat pahalılığı, düşük maaşlar, kötü çalışma koşullarına ve yüksek kira fiyatlarına dikkat çekiyor:“Herkesin istediği şey basittir. Güzel bir ev. Yaşamak için ihtiyaç duyduğumuz her şeyi karşılamamızı sağlayan iyi maaşlı bir iş. Arkadaşlarımız ve çocuklarımız için boş zaman.Ancak çoğumuz için hayat tamamen kontrolden çıkmış durumda. Hepimiz bu ülke için çok şey yapıyoruz. Burada doğmuş olsak da olmasak da. Yine de kiralarımızı nasıl ödeyeceğimizi bilemiyoruz. İyi bir yaşam için ne zaman, ne para ne de enerjimiz kaldı.

Diğer tarafta ise giderek daha da zenginleşen zenginler ve şirketler var. Çünkü Scholz ve arkadaşları halkı yüzüstü bıraktı. SPD, CDU ya da Yeşiller fark etmeksizin, seçimden önce bize mavi gökyüzü vaat ediyorlar. Seçimden sonra ise sadece zengin sponsorlarını, kariyerlerini ve kendilerini düşünüyorlar. İşleri hal yoluna koymak yerine, zenginlerin kuralları manipüle ederek çok çalışarak kazandıklarımızı elimizden almalarına izin veriyorlar.

‘IRKÇILIK’ VE ‘NEFRET’E KARŞI

Linke’nin vurgu yaptığı bir diğer konu ülkedeki yabancı kökenli insanların ve göçmenlerin yaşadığı sorunlar. Parti, AfD’nin yükselişinin de bu konudaki kırılganlığın ve tehlikenin bir işareti olduğunu savunarak ülkede artan “ırkçılığa” ve “nefrete” karşı dayanışma çağrısı yapıyor

Linke, seçim programında seçmenlerin partiye oy vermesi için sekiz sebep sıralıyor. Son olarak bunları aktaralım:

1- Kira fiyatları, yaşamınızı yiyip bitirmesin.

2- Alışveriş yapmak artık canınızı yakmasın.

3- Çoğunluğu rahatlatan adil bir vergi sistemi.

4- Herkes için emeklilik ve sağlık sigortası.

5- Dünya barışı, diplomasi ve silahsızlanma.

6- Her insan için iyi iş ve sosyal güvenlik.

7- İklimi, toplumu cezalandırmayan şekilde koruma.

8- Nefret ve ırkçılığın olmadığı hoşgörülü bir toplum.

Merz’in ekonomi planları

23 Şubat Almanya seçimleri! Merkel, partisine karşı - Resim : 3

Almanya’nın sıradaki en muhtemel başbakanı Hristiyan Demokrat Birlik’in (CDU) lideri Friedrich Merz. Partinin 23 Şubat’ta yapılacak seçimde birinci çıkmasına kesin gözüyle bakılıyor.

Merz, 7 Şubat’te Economist’e ekonomi ve siyasi alanlardaki planlarını içeren bir röportaj verdi. Bu yazıda ekonomi kısmına bakacağız.

‘İŞ MODELİMİZ BİTTİ’

Merz, Economist’i 7 Şubat’ta Almanya’nın Rhineland bölgesinde küçük bir kasaba olan Stromberg’te ağırlıyor. Economist “lüks bir golf tesisinde bizi karşılayan kişi sakin ve kendinden emin bir Friedrich Merz’di” diye tasvir ediyor.

Merz Almanya’nın “iş modelinin bittiğini” söylüyor. Economist “Endişeli gözlemcilere göre, Çin ve ABD yapay zeka gibi yenilikçi sektörlerde öne geçerken Avrupa geride kalma riskiyle karşı karşıya” sözleriyle girişi yaparak sözü Merz’in görüşlerine ve çözüm önerilerine bırakıyor. Merz’in bahsini açtığı başlıca üç konu var. Sıralayalım:

BÜROKRASİ, SOSYAL YARDIM, GAZ

– İş modeli bitmiş olan Almanya’nın buna vereceği yanıt için Brüksel ve Berlin’deki bürokrasiye karşı bir savaşla başlamalıyız. Bu bürokrasi yükü üzerinde ciddi bir çalışma yapmalıyız.

– Sosyal yardım sistemine baltayı vurmalıyız. Kamu harcamalarımızı, işgücü piyasasına yoğunlaştırmalıyız. Böylece çalışmak istemeyen insanlara ödeme yapmaktan kurtulmuş oluruz.

– En az 50 gaz santrali inşa etmeliyiz. Şimdilik Rus gazına dönüş yapmayacağız. Sıvılaştırılmış Amerikan doğal gazı için uzun vadeli sözleşmelere girmeye açığız. Yeni nükleer reaktörler de düşünüyoruz.

Özetle: Hantal bürokrasiden kurtulmak, sosyal yardımları kısmak ve enerjide ekonomiyi rahatlatacak yollar bulmak.

Economist Merz’e peki diyor, evdeki hesap çarşıya uyacak mı?

Merz, iki yönlü bir yanıt veriyor. Birincisi; Almanya’nın 460 milyar avroluk bir yıllık bütçeye sahip olduğunu hatırlatıyor. Yani “değişiklikler yapmak için yeterince imkan var”. İkincisi; Almanya’da “anayasal borç freni” (Schuldenbremse) olarak adlandırılan hükümetin yapısal açığını GSYH’nin yüzde 0.35’i ile sınırlayan yasayı tartışmaya açacağını belirtiyor. Bunu “kamu yatırımı ihtiyaçları da dahil olmak üzere hedefler ve gerçekler arasındaki uçurumu kapamak” için yollardan biri olarak görüyor.

Söz ettiği tüm bu sorunlara rağmen Merz “Alman sanayisi hala güçlü” diye de kaydediyor. Merz, Trump’ın yeni başkanlık döneminde yükselmesi ve uluslararası ticaret ve para akışında çok şeyi değiştirmesi beklenen gümrük vergileri ve “korumacılık” sorulduğunda da “Almanya’nın ihracata dayalı modelinin” bu yeni koşullarda da ayakta kalabilme gücüne kesinlikle sahip olduğunu söylüyor.

Almanya Angela Merkel